İnsanın tanrılaştırılmasından ibaret olan bütün dinler, aşkın varlığı sembollere feda eden, mitoloji halini alan bütün dinler, nihayet aşkın varlıkla dünyayı, gerçekle ideali karıştıran panteizm hakiki din değildir.
Bunlar ancak mutlak sezgisine dayanan din adamının duyular dünyası içinde kaybolmuş tecrübeleridir.
Filozofun kâinat görüşünü çerçeveleyen hakiki din, ancak duyular dünyasından sonsuzca uzakta ve dünyayı kuşatan mutlak varlığa çevrilmiş sevgide, mistiklerin “ilahi aşk”ından farklı bir anlamda sonsuz varlığa çevrilen, ulaşılamayacak sonsuz varlığa sevgiden ibaret “aşk dini”ndedir.