Kainat bağı: Uhuvvet
Yine bir selâ sesi. Bir yaprak daha düştü ağaçtan. Bir can daha koparıldı fani hayattan . Kim bilir ; ne planları vardı daha dünyaya dair. Yarım kalmış istekleri , hevesleri ile intikâl etti ebedi aleme.
Hani diyor ya İbrahim Tenekeci; Allah'a bizleri ölümle tedavi ettiği için şükretmeliyiz. Yoksa hepimiz hırs kanseri
Hak dostlarından Mevlânâ Hazretleri, nâmütenahi sîr ve hikmetler meşheri olan şu cihanda hantal bir kalp ile dolaşan, varlıklardaki ilâhi mesajları alık ve abus bir çehreyle seyredip geçen gâfillerin halini şu teşbih ile ifade eder:
" Bir gün (zamanının medeniyet merkezi olan) Bağdat şehrine bir öküz geldi ve şehri baştan başa dolaştı. Ancak o muhteşem güzellikler, lezzetler ve sanat harikaları arasında ancak ve ancak yol kenarındaki kavun ve karpuz kabukları dikkatini çekti. Zaten öküz ile merkebin seyrine layık olan şey; ya yola dökülüp saçılan samandır ya da yol kenarlarında biten çayır çimendir! "
"Suların semâda temizlendiği gibi sen de Cenâb-ı Hakk'a yaklaşarak kendini bütün kirlerden arıt. Böylece sen de yağmur gibi ol;bereket ve rahmet saç!.."