Bir gün gelecek ki, o günün yarını olmayacak! O gün, hepimiz için meçhul bir gün!
Sayfa 102
Varlığım, Hâlık'ımın varlığına şahiddir, Başka bürhan-ı kavî var ise de zâiddir... (Şinasi) "Varlığım, Yaratıcı'mın varlığına en güzel delildir. Daha başka nice kuvvetli deliller var ise de bu bir delil bile kâfidir, diğerlerine ihtiyaç yoktur."
Sayfa 92
Reklam
Olsa istîdâd-ı Ârif kâbil-i idrâk-i vahy, Emr-i Hak irsâline her zerredir bir Cebreîl! "Eğer ârif, ilâhi vahyi idrâk edebilme kâbiliyetine sahip olsa, kâinattaki her zerre, ona Hakk'ın emrini ulaştıran bir Cebrâil kesilir."
Sayfa 78
İnsân, tefekkür sahibi olursa her şeyden bir ibret alır.
Sayfa 78
Nimetin hakkı, onun üzerinde tefekkür etmek, onu yaratanın varlığını istidlâl etmek, O'nun kudret ve ihsânını düşünerek şükretmektir.
Sayfa 76
Kainatın ise sonsuz hesaplar ve hassas dengeler içinde varlığını sürdürdüğünü aklı başında ve düşünebilen hiçbir insan inkar edemez..!
Sayfa 48
Reklam
Ne acayiptir ki insan, son derece şaşaalı ve müzeyyen bir saray görse ona hayran kalır. Onu hatırından çıkaramaz, hayatı boyunca onun güzelliğini anlatıp durur. Ancak ilahi bir sanat harikası olan şu muazzam kainatı sürekli görüp durduğu halde onun inceliklerini layıkıyla düşünmez ve ondan yeterince bahsetmez. Normal bir şeymiş gibi üzerinde durmayıp geçer gider. Tıpkı üzerinden akıp giden bahar yağmurlarından hiçbir nasibi olmayan kayalıklar gibi... Halbuki hayran olduğu o fani saray, şu muazzam kainatın en küçük cisimlerinden biri olan Dünya'nın küçücük bir zerresidir...
Sayfa 25
Lokman (as) yalnız başına tenhâ bir yerde oturup tefekkür etmeyi çok sever ve bunu sık sık tekrarlardı. Kendisine: “–Sen umûmiyetle yalnız oturuyorsun. İnsanlarla oturup sohbette bulunsan daha münâsip olmaz mı?” diye sorulduğunda şu cevabı verdi: “–Uzun müddet yalnız kalmak, tefekküre daha müsaittir. Uzun süre tefekkürde bulunmak da, insanı Cennet’in yoluna sevk eden bir kılavuzdur.”
"Nebiyy-i zî-şân Efendimiz, sürekli hüzünlü ve daima düşünceli idi. Onun için rahatlık söz konusu değildi. Lüzumsuz yere hiç konuşmazdı. Sükûtu, konuşmasından daha uzun sürerdi. Söze başlarken, sözü bitirirken de hep Allah'ın ismini zikrederdi..."
Hiç tefekkür etmez ki; fâni hayat çarşısının en son giysisi olan KEFEN, bir gün mutlaka onu da saracak ve ölüm vâkıası, bütün fânî zevklere, cazibelere, aldatıcı yıldızlara iptal mührünü vuracaktır!..
573 öğeden 321 ile 330 arasındakiler gösteriliyor.