Eskiler hayatın hızlı aktığını,değişimlerin ise sürekli ve kalıcı olduğunu söylerlerdi. Her şey hep olduğu gibi kalsaydı kainat diye bir yer de olmazdı.
“(İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına;
Göğün nasıl yükseltildiğine;
Dağların nasıl dikildiğine;
Yeryüzünün nasıl yayılıp döşendiğine bir bakmazlar mı?”
(Ğaşiye, 17-20)
Hazret-i Ali -radıyallahu anh-:
"(Ey insan!) Devân sendedir fakat görmezsin, derdin sendendir fakat bilmezsin. Kendini küçük bir cisim sanırsın. Halbuki koskoca âlem sende dürülmüştür."
Sayfa 47 - Yüzakı Yayıncılık, Baskı 2016 İstanbulKitabı okudu
İmâm Gazzâlî’nin bu konudaki şu tavsiyelerini hatırlayalım:
1. İnsan açken kalbe ve beyne fazla kan hücumu olmadığı için düşünme gücü artar; anlayış ve seziş kabiliyeti gelişir. Sürekli tokluk, tembellik doğurur ve kalbi köreltir; çabuk anlama ve kavrama kabiliyetini kaybettirir.
2. Az yemek ve açlık, kalb yumuşaklığı ve gönül huzûru sağlar.
AKLINIZDA BULUNSUN
1. Oku, seni yaratan Rabbi' nin adıyla.
2. Okuma, içimizdeki meçhul âlemin kapılarını açan bir anahtardır.( Cemil Meriç)
3. Okuma zekanın gıdasıdır.( Mehmet Kaplan)
4. Okumasını bilirsen, her insanın bir kitap olduğunu görürsün.( W.E. Channing)
5. Kâinat büyük bir kitaptır. Onu okursan, Rabbini bulursun. ( Bediüzzaman)
6. Köle idim, serbest bırakıldım. Sonra okudum. Çok geçmeden padişahlar ziyaretime geldiler.
7. Günümüzün en büyük zenginliği, okumak ve bilgiye ulaşmaktır.162
Ömür…
Bazen her şeyi sığdırabildiğimiz içine, bazense kendimize dahi yer kalmayan yolculuğumuz, içimize…
Ne kadar kıymetli aslında.. Farkına varabilsek her anının, özümseyebilsek sırrını yaşamanın. Tek yönlü çünkü bu yolculukta biletimiz, ne geçmişe dönüp telafi edebiliriz zamanı ne de biriktirebiliriz köşede kalmış anları.. Fakat, o kadar