_Asıl mesele, şimdiye dek kimsenin görmediğini görmek değil fakat daha çok şimdiye dek kimsenin düşünmediği bir şeyi düşünmektir. Dolayısıyla bir filozof olmak, doğa bilimcisi olmaktan çok daha fazla şey talep eder. _Orta çağlar bize tecrübe etmeksizin düşündüğümüzde nereye gideceğimizi gösterdi. Yaşadığımız yüzyıl da düşünmeksizin tecrübe
Tam o sırada bir elin ceketinin kolunu çekiştirdiğini hissetti ve kendini salonun dışında, kapı arkasından örtülmüş Vaziyette bulana kadar karşı koyma şansı olmadan kaçınılmaz. bir şekilde içeriden uzaklaştırıldı. "Kusura bakma, John," dedi Gina kolunu bırakarak. "Kalabalığa daha fazla konuşmadan seni oradan uzaklaştırmam gerekiyordu." henüz söyleyeceklerim bitmemişti. Planın tamamı..." "Buna hiç gerek kalmayabilir," dedi Gina.
Reklam
Sınıfta kaldığım o sene - Nihat Genç
Sınıfta kaldığım o sene (hikaye).......... (dikkat yazı çok uzundur) BİR
Gençler! Mademki karşı koymaya bu kadar meraklısınız, buyurun size: Tüketim çılgınlığı, marka düşkünlüğü, vurdumduymazlık, ahlaksızlık... Çoğunluktan farklı olmak istiyor, "uydum kalabalığa" tavrından nefret ediyorsanız neden herkes gibi giyiniyor ve neden her yeni cep telefon modelini aldırmak için ailenize hayatı zindan ediyorsunuz? Dik başlı olmak hoşunuza mı gidiyor? O zaman şeytanın, nefsinizin çağrılarına karşı dik başlı olabilirsiniz. Nerede olursa olsun zalimlere karşı dik duruş, onurlu bir tavırdır mesela. Bir daha düşünelim! Bütün sorgulama, eleştirme, karşı koyma eğilimlerinizi sizinle en üst düzeyde duygusal ilişki içinde bulunan ailenize mi göstermek zorundasınız?
İşin en kötüsü, dini inançların siyasî maksatlarla kötüye kullanılmasından doğacak zararlardır. Dini, kendi siyasî çıkarlarına ve işlerine hizmet edecek en uygun bir vasıta bilen sefil elebaşılara yeteri kadar ciddî şekilde karşı çıkılamıyor. Bu utanmaz, bu edepsiz yalancılar, herkes kendilerini işitsin diye, kalabalığa kendi iman ve itikadlarını haykırarak, havlayarak söylerler. Bunu bu uğurda ölmek için değil, bu sayede yaşamak için yaparlar. Basit bir siyasî menfaat için dinlerini satabilirler. Parlamentoda on koltuk elde edebilmek için bütün dinlerin amansız düşmanı olan marksistlerle bile işbirliği yapabilirler. Bir bakan koltuğu kapmak için işi, en ufak bir fazilet izi taşımayan şeytanla evlenmeye kadar götürebilirler. Savaştan önceki Almanya'da, dinî hayat hoşa gitmeyecek birvaziyette idiyse, buna sebep, hıristiyanlığın “hıristiyan” adını taşıyan bir parti tarafından kötüye kullanılması, hayasız bir şekilde katolik imanı ile bir siyasî partiyi aynı şey olarak gösterme çabası idi. Katolik imanı yerine siyasî partiyi koyma işi çok kötü oldu. Parlamentoda bir sürü değersiz kimseye mevki temin etti ama, kiliseye de çok zararı dokundu. Bu durumun sonuçları bütün ağırlığı ile, bütün milletin omuzlarına yüklendi. Çünkü dini hayatta meydana getirdiği gevşeklik, her şeyin sarsıntı geçirmeye yüz tuttuğu, örf, gelenek ve ahlâkın yıkılma tehlikesiyle tehdit edildiği bir dönemde oldu.
Sayfa 188
Kalabalığa Karşı Koyma
"Kalabalık her zaman bilge değildir. Sizi aptallığın, uygun olmayan seçimlerin ve alenen yıkımın olduğu bir yola sokabilir."
Sayfa 25 - MediaCat Kitapları, Eylül 2014Kitabı okudu