ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sımsıcak bir merhaba diyecektim
başımı usulca dizine koyacaktım
dört gün dört gece susacaktım
yağmur sönecekti yanacaktı
sameland seferden dönecekti
duvardaki saat duracaktı
kalbim kendiliğinden duracaktı
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
[••“İradem, gücüm, bağımsızlığım ve ihtiyaçsızlığım yenilgi içinde. Onca kargaşadan sonra sağlam bir kale gibi olan kalbim, şu anda dökülmeye başlamış, kapısı saldırganların yüzüne açılmış, her yeri düşman işgaline uğramış, beynim acı verici ve hasta hayaller dışında hareket etmeyen bir felçli gibi.
Şu anki hayatım, saatlerce sessiz kalmak ve anların geçişini seyretmektir... Yavaş hareket eden bir selin yolunda bulunan ağır bir kayanın göğsüme düşüp beni sürüklemesi gibi bir şey...”••]
Sus ey kalbim! Gökyüzü seni işitmez.
Sus çünkü yaslarla, ağlamalarla ağırlaşmış esir senin şarkılarını, ilahilerini taşımayacak.
Sus, çünkü gecenin hayalleri senin sırlarının fısıldayışına aldırmaz, karanlığın kervanları senin düşlerinin önünde durmaz.
Sus ey kalbim, sabaha kadar sus! Sabahı sabırla bekleyen ona güçlü olarak kavuşur, ışığı arzulayanı ışık da arzular.
Sus ey kalbim ve ben konuşurken dinle !
"Birlikte yolculuk edelim, yeni yerler keşfedelim, insanların nasıl yaşadığını görelim, yol kenarlarındaki tuhaf insanlarla konuşalım, ücra hanlarda kalalım, gemilere binelim, tozlu yolları arşınlayalım istiyorum.."
"التوكل يقين قلبي، يحيلك إلى سائر تحت مظلة عظيمة تقيك من حرّ الهموم ومطر المكائد، ورياح الدنيا المقلقة المحروم وحده هو من لا يقدر هذه المظلة ومن لا يحاول السير تحتها ."
"Tevekkül seni dertlerin yakıcılığından, keder yağmurlarından, endişeli dünya rüzgârlarından koruyan yüce bir şemsiyenin altında yürümeni sağlayan içten gelen yakînî bir inançtır. Bu şemsiyenin değerini bilmeyen ve altında yürümeye çalışmayan kimse mahrumiyeti gerçek anlamda yaşayan kimsedir."
Yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman,
Bana: Yaşa der gibi gülen senin yüzündü.
Dizlerim bir batakta yorgun yattığı zaman
Bacaklarıma kuvvet veren senin hızındı.
Yaşaran gözlerimde, güneş battığı zaman
Sıcak bir yuva gibi tüten senin dizindi.
Sen aklıma gelince herşeyler gülümserdi.
Ağaçlar şarkı söyler,rüzgar tatlı eserdi.
Annelerin ve kızlarının aynı yıldız tozu parçasından yapıldığını unutma, Lexi ve sen üzgün olduğunda ben de üzülürüm ve sen mutlu olduğunda benim kalbim şarkı söyler!
Bu dünyada bırakamayacağım hiçbir şey yok. Ne deniz, ne ağaç, ne şehir, ne ev, ne kadın, ne de ben. Bu kalıbım, bu zarfım, bu kafesimle ben. Onların hepsini bırakabilirim. Fakat şuurumu, bilmek, duymak, var olmak şuurumu bırakamam.