“Sınandın mı en sevdiğinle? İçin yana yana hiç ayrıldın mı ? Bi’ kelime etmeden,göz göze gelmeden Gerçek mi diyemeden kalakaldın mı?”
Koparmadım ama Elimde kurudu, zerafetin Günlerce kalakaldın kucağımda Ellerim bomboş Döküldü tüm kelimelerim harflerinden, Sustuğunda rengi kanattı gecemi Kararttı eteklerini Güllerinin! Sayfan yanağımda Kapkara bir kan aktı Kalbime batan dikeninden! Kale'mi fetheden bakışın Kalemi kıran da o bakışın!
Reklam
KAPANLAR
Caddeler sokaklar iki ayaklı kapanlar. Parayı veren değil, kapanlar kazanır. Kala kalmak nedir, bilir misin sen? Caddeler sokaklar çırılçıplak. Utancından kapana kısıldın. Hareket edemedin, kalakaldın. Köşe bucak aradın.
Senin hayatın o kadar farklı ki canım. Bir arada olduğun in- sanlarla olan ilişkilerin haricinde hiç güvensizlikle tanıştın mı sen, başkalarını hesaba katmadan sırf kendin için orada bu- rada çeşitli imkanların açıldığını ve bunların sonucunda ye- rinden kıpırdamana yasak geldiğini gördün mü hiç? Aklına başkasıyla ilgili en küçük herhangi bir düşünce gelmemişken kendinle ilgili umutsuzluğa kapıldın mı hiç? Umutsuzlukla kendini yere atıp bütün dünya mahkemelerinin ötesinde öy- lece kalakaldın mı?
Sayfa 295 - İş bankası yayınlarıKitabı okudu
Ey nefis balığına müptela olan, niceye bir bu nefsin kötülük isteğine uyacaksın? Bu kötülük dileyen balığın kes başını da başın ta aya kadar yücelsin! Nefsinin balığından kurtulursan, hususi baş köşeye geçer, Yunus'a munis olursun! Merhaba ey üveyik kuşu, örmeye başla da yedi kat gök sana inciler saçsın! Boynunda vefa gerdanlığı varken, vefasızlık etmen çirkin bir şey! Varlığından kıl kadar bir varlık kalsa, yine sana tepeden tırnağa kadar vefasız derim ben. Kendimden geçer de varlığından çıkarsan, akılla mana yolunu bulursun. Akıl seni manalar âlemine götürdü mü, Hızır da sana abihayat sunar! Ne de güzelsin ya ey şahin! Fakat baş çekip uçmuş, başı aşağıya düşük bir halde geri gelmişsin! Madem tepe aşağı kalakaldın, baş çekme, yücelik taslama... mademki kartlara gark olmuşsun, serkeşlikten vazgeç, teslim ol! Murdar dünyaya bağlanmış, bu yüzden de ahiretten ayrılmışsın. Dünyadan da geç, ahiretten de... ondan sonra başından kavuğunu çıkar da bir düşün! İki âlemden de geçtin mi, iki âlemde de hevesin kalmadı mı, yerin Zülkarneyn'in tahtı olur, iki cihana da hükmedersin!
Sayfa 44 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kalakaldın mı
Sınandın mı en sevdiğinle İçin yana yana hiç ayrıldın mı? Bir kelime etmeden, göz göze gelmeden Gerçek mi diyemeden Kalakaldın mı?
Reklam
Fettah Can - Kalakaldın mı?
Elimden gelen bu Ardına koymayanlardanım Baktığın yerde değil Bakmadıklarındayım Yalnızca bir an meselesi Aklının ücrasıyım Dön demek hakkım sandığın değil yandığınım
Fettah Can - Kalakaldın mı?
Elimden gelen bu Ardına koymayanlardanım Baktığın yerde değil Bakmadıklarındayım Yalnızca bir an meselesi Aklının ücrasıyım Dön demek hakkım sandığın değil yandığınım Sınandın mı en sevdiğinle İçin yana yana hiç ayrıldın mı? Bir kelime etmeden, göz göze gelmeden Gerçek mi diyemeden Kalakaldın mı?
Sınandı mı en sevdiğinle, için yana yana hiç ayrıldın mı, bir kelime etmeden, göz göze gelmeden, gerçek ne diyemeden kalakaldın mı?
Sizce devam etmeli miyim? Yoksa çok mu basit olmuş
Bir cennetim vardı Saçları bukle bukle örülü Dünya ayaklarının Altın da serili Kemendini boynuma taktı Önce güldü, mutlu etti Kor alevi misali Sonra yaktı
Reklam
Büyük, küçüğe şöyle der: -Sen doğduğunda, doktor zamanında yetişemedi, seni annemizin karnından ben çıkardım. Mutfak kan içinde kalmıştı, senin ciyaklamalarınla dolmuştu. Seni nasıl susturacağımı bilemedim, em diye parmağımı ağzına koydum. Bir süre sonra uykuya daldın ama öylece kalakaldın, ufacıktın, göğsün de kıpırdamıyordu. Öldün sandım, pis parmağımla veya her nasılsa seni zehirledim sandım. Öyle korktum ki.. Sana öyle çok bağırdım ki, uyandığında halâ bağırıyordum. Dünyanın korkunç bir yer olduğunu düşünmüş olmalısın. Haftalarca, aylarca uyuyamadım. -Bana neden bunu anlatıyorsun? -Ölümden korkmadığımı bil diye, herşey bir gün sona erecek mi diye yaşamıyorum. Öyle anlar vardır ki tek yapman gereken radikal bir adım atmak, olağanüstü bir fedakarlıkta bulunmaktır, bunu kabul edebilirim. Ancak senin bu kuyu gibi bir çölde büyüdüğünü görmeye dayanamam. Sırf medeniyetin kayıtsızlığı yüzünden huzur bulmadan ölünecek bir yerde, tarlaları hiç yeşertmeyecek bir çiçek gibi içinde çürünecek bir mezarlık. Senin öleceğini düşünmek dünyayı ufacık yapıyor..
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.