KADİR GECESİNE DAİR
Bu gece Ramazan'ın 27. gecesi. Çoğumuz Kadir gecesi deyince doğrudan 27. geceyi düşünüyoruz. Bu yazıda kadir gecesine ilişkin bazı bilgiler vermeye çalışacağım.
1. ADI NEREDEN GELİYOR?
Bu geceye niçin “kadir” adının verildiği konusunda üç farklı görüş vardır:
a) “Kadr”, takdir etmek demektir.
Allah, ezelde takdir
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir.
_Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler.
_Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
"Ey ölüm ! Sen ne büyük bir ibretsin. İnsan ölüme ,hele ki sevdiği birinin ölümüne şahit oldu mu , bu dünyanın gerçek yüzünü daha açık bir şekilde görürmüş. Ne varsa dünyaya dair içinde ,onunla arasına mesafeler koyarmış."
Merhaba arkadaşlar. Kuzen Bette veya Bette Abla dediğimiz bir önceki büyük etki bırakan kitaba başlarken bu kitabın onun devamı niteliğinde olduğundan bahsetmiştik. İki cilt olarak yayımlandığını da söylemiştik. Sitemizde tek cilt olarak birlikte paylaşılmış, böyle kalmasını uygun buldum aslında çok eski bir basım olduğu için çok fazla aranacağını
Ölüm öyle bir dersti ki anlayana, bu yüzden tek tek hayalinde canlandırdı ölümüne dair ne varsa, öyle ki canlandırdığı bu hayalde bizzat kendisi kefenin içinde başrolü oynadı.
*
Ey ölüm! Sen ne büyük bir ibretsin. İnsan ölüme, hele ki sevdiği birinin ölümüne şahit oldu mu, bu dünyanın gerçek yüzünü daha açık bir şekilde görürmüş. Ne varsa dünyaya dair içinde, onunla arasına mesafeler koyarmış.
*
Fütuhat-ı Seyyid Muhammed Ruhi Esmaül Hüsna 2 cilt 382 383 384 385 sayfalar
Ya Fettah İsmi Şerifi
Gaybın anahtarları yalnızca O'nun katındadır
kur'an-ı Kerim'de Enam suresi 59 ayeti kerimesinde mealen
Gaybın anahtarları yalnızca O'nun katındadır.
Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir.
Hiçbir yaprak
Son zamanlarda kitap siparişi verirken sepete eklemekten kendimi alıkoyamadığım kıymetli insan.. Kitaplarını ise kötü hissettiğim nefeslenmeye onun sesiyle demlenmeye ihtiyacımın olduğu zamanlarda okumam da tesadüf değil.
Kendisi klinik psikoloji yüksek lisans sürecimden dolayı tanıdığım çok güzel bir insan. Akademisyenlik kimliklerinin
Beş Katlı Evin Altıncı Katı 1974-1978 yılları arasında kaleme alınmış, 1981 yılında ise ilk kez Yazıçı Yayınları tarafından yayımlanmıştır. Türkiye’de ise ilk baskısı Kültür Bakanlığı tarafından 1994 yılında
Çok fazla kırıldık. Evvelâ iyi niyetimizden, saflığımızdan, sonra da saf duygularımızdan. Ne kadar kırılmayı hak etmiyorsak, o kadar kırıldık. Ne kadar değer verdiysek, o kadar yıprandık. Hangi yaralı kalbe kapımı açtıysam, bir yara açıp kapattı geleceğe dair umut kapılarımı. Siyaha dair ne varsa biriktirdim kalbimin sızılarına. İnsan iyi olmaktan yorulur mu hiç? İyi olup yalnızlığı gırtlağına kadar dolar mı bir insan? Sahi iyiler neden yalnız? Nerde iyi bir insan var bıçağın en keskin izleri hep en temiz insanların sırtında? Yüreğimde ne kadar ağrı varsa çektim sineme. Mutlu ettikçe bizi kıranları, altın tepsiyle hüzün hediye edildi kanayan avuçlarıma. Ben şimdi hangi bitişin başlangıcındayım? Bilmiyorum. Mutluluğa ne zaman koşacak olsam, hüzne takılıyor ayaklarım. Kötü biri değilim ama iyi olmaktan da yoruldum…