Olamadık işte biz,
Olamadık sakin sahillerde,
Kalabalıklarda esrarengiz.
Bir sır bile hele ki,
Dedikodu olsa yine iyi.
Aynı sokaklardan geçecekken,
Şeytan'ın aklına gelmeyecek bahaneler...
Düşmana "düşman" dili ile hitap etmesi ve sırlarını alması, alıp Osmanlı'yı bilgilendirmesi için öğrettikleri yabancı kelimeler Arasında "aşk" ve "evlilik" ile ilgili sözcüklerin bulunmaması İşte bu yüzdendir. Rumca konuşur Ama Yüreği akan kıza kendi lisanıyla "Seni seviyorum" diyemez. aşık olduğu Sırp prensesine "Kalbim Sende Kaldı" diyemez. bir sürü dil bilir de yine kendini ifade edemez. Çünkü öğretilen kelimeler bir gün ihtiyaç duyacağına inanılan kelimelerdir.
Son sözler hiç unutulmazmış. Hiç unutmadım beni senden uğurlarken söylediklerini. Ömür denen yolda hep ayaklarımın altına seriliydi o sözler. Hâlâ o yolda ve kelimelerinin üzerinde yürüyorum biliyor musun? Evet! Kelimelerinde yürüyorum, ayaklarımda kesikler... Şimdi uzansam şöyle anıların üstüne... Biraz kendimi dinlesem, biraz kendimsizliği. Diner mi acaba bedenimin bu yorgunluğu, bu bitkinliği? Bedenim dinlense ne çıkar, ruh komada değil mi? Seni sevmek, bir şiiri kumlara yazmaktı silineceğini bile bile. Silindi ve gitti her şey seninle... Geriye senden alacaklarım kaldı. Hiç geri vermeyecek olsan da Bir de sende kalan kalbim vardı.
Güle güle kalabalığım, yine geleceğim.
Ömürden eksik birkaç yıl daha getirdim,
her gelişimde daha acımasız.
Ama sen, sen annsen gibi hiç değişmemiştin
beni sevdiysen vardır bir yanlışım
Ne konuşabiliriz ne anlaşır
Ondan bu kaçış, ben ve hatalarım
büyüttüğün iki bakışız içimdeki acı.
kalbim yokluğuna dayanamaz, alışır.
Seni görmek pencereden
Kalbim Sende Kaldı
Borris müslümanlar göç ederken ailesi sürgün edilip öldürülen Yusuf’u arkadaşının emaneti olarak savaş zamanı bulmuş ve bakmak zorunda kalmıştır. Yusuf, müslüman olduğunu ise bir kilisenin pederinden öğrenmiş, ama babası Borris müslüman olmadığı için de müslümanlığı tam da bilmemektedir hatta kötü bir din olarak bile görür
"Bir daha büyümesin diye, gövdesi hoyratça kesilen ağaçtan ucun ucun sürgün veren filizim ben."
Herkese merhaba
Bugün @bilalcivelek_yazar tarafından yazılan, @yediverenyayinlari tarafından basılan Kalbim Sende Kaldı kitabının incelemesi ile geldim.
Eserimizde, Makedonya ve Bulgaristan'a uzanarak Yusuf'un bizi derinden etkileyecek, hüzünlendirecek ve sarsacak olan o hikayesine ortak olacağız..
Kitabın kapağına aldanıp da aşk kitabı sanmayın sakın ben de elime aldığımda öyle sanmıştım ama sayfaları çevirdikçe tam olarak öyle olmadığını tasavvufun daha da baskın olduğunu farkettim.
Makedonya'da müslüman ve Türk olmanın zor olduğu o günlerde anne babasını bulgar çetelerinin ellerinde kaybeden Yusuf, Ortodoks dinine inanan Borris tarafından evlat edinilir. Borris, Yusuf'u şefkat ve merhametle büyütür.
Bu karışıklık anında ise Borris'in kızı ile Yusuf arasında aşk kıvılcımları oluşmaya başlar. Birbirlerine aşık olan iki genç evlenmek istediklerini söyleyince Borris şiddetle bu duruma karşı çıkar. Çünkü onun sakladığı çok büyük bir sırrı vardır.
Borris'in sakladığı o sır neydi?
"Sır kadar ağır bir yük var mıdır, yürekte taşınan?"
Savaş asla bitmez hatta daha da kızışmaya başlar. Müslümanlar ve Türkler büyük zulümler görürler. Yusuf ise köyündeki tek müslüman olarak ailesini, aşkını, sevdiklerini, evini kaybeder ve akıl sır ermez işkencelere maruz kalır.
Yusuf olmak her çağda zor, kulak verin onun hikayesine..
Yazarın kalemiyle yeni tanıştım ama çok sevdim diğer eserlerine de göz atacağım..