Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yama yama kalbimdeki yaralar Sıra sıra dikişinde sen varsın
Uzanmış düşünüyordum, narin hayatımızı, Ömrün özünün ne kadar hafif kaldığını, Aşk ağlamaya başladı, kalbimdeki yerinde: Ruhum daraldı onu böyle gördüğümde, “Demek ki bir gün ölecek sevdiceğim de.” Bunu der demez daha da beter oldum, Beni saran kasvet ile gözlerimi yumdum, Tüm hislerim ise adeta darmadağın oldu, Her biri alıp başını gitti uzaklara doğru.
Sayfa 50
Reklam
456 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
“Aşk, diye düşündü hayretle. Hayattaki en büyük girişim … ve bu, öncesinde hiç düşünmeden, mantığı hesaba katmadan, zerre kadar denetim yapmadan oluyordu...” George ve Henry Colby kardeşler Anne ve Dorothy kardeşlerle evlenmişlerdi. Ne tesadüftür ki ikisinin de birer kızı olmuştu: Brenna ve Anastasia. İkiz olan George ve Henry gibi Brenna ile
Tenimdeki Mühür
Tenimdeki MühürAndrea Kane · Siyahinci Yayınları · 201265 okunma
19.17 Hamdolsun duyularımızın terazisini hassas yapana. 17.31 open.spotify.com/track/5pGxanWKW... Dikeni tel örgüye mecbur Hayaller cepte durur Doğuyor içime bir cesaret Hesabı bende kalır Gel gidelim, yolları bana sorma, ne bileyim Gidelim buradan, pusulam rüzgâr Kendimi yediğim yılları bana sor, var
Bugün geldiğim noktada, yaşadığım acılara kalbimdeki en derin, en özel yeri açarak, yine hayallerim doğrultusunda ufak adımlar atarak devam ediyorum hayata. Acıya karşı değil acıya doğru dönerek. Zor anları şefkat ile kucaklayarak.
Mutsuz yaşamak, yaşamak mıdır? İnsan bir şekilde kendini tanıyıp mutlu olmayı bulmalı. Sen bulmak için ayrıldın okuldan. Doğru olan buydu. Yoksa hayat, Tolstoy'un, "Savaş ve Barış" romanında geçen cümlesi gibi 'Yiyordu, içiyordu, uyuyordu, uyanıyordu ama yaşamıyordu, cümlesine benzer değil mi?"
Sayfa 69
Reklam
Anka
Gözlerim yine aynı manzaraya bakıyor, ama içimdeki fırtınaların yarattığı dalgalanmayı hissediyorum. Her gün aynı rutin, aynı insanlar, aynı hisler... Hayat, sanki bir tekrar döngüsüne hapsolmuş gibi. İçimde bir sıkıntı var, bir heyecan arıyorum, ama nerede bulacağımı bilemiyorum. Sokaklar bomboş, kalbimdeki yalnızlıkla aynı melodiyi çalıyor. Her adımımda, geçmişin hayaletleriyle savaşıyorum. Ne zaman bir umut ışığı görsem, hemen sönen bir mum gibi yanıp tükeniyor. Belki de benim kaderim bu, belki de kaçınılmaz olanı kabul etmeliyim. Ama hayır, içimdeki isyanın sesi giderek yükseliyor. Neden hep aynı yerde dönüp duruyorum? Neden farklı bir yol denemiyorum? Belki de değişim korkutucu gelebilir, ama belki de hayatın anlamını yeniden keşfetmek için bu riski almalıyım. Gökyüzüne bakıyorum, bulutlar özgürlüğü çağrıştırıyor. Belki de ben de bulutlar gibi özgür olabilirim. Yelkenlerimi rüzgara açmalıyım, bilinmeyene doğru yelken açmalıyım. Belki de hayatın sırrı, kendi rotamızı çizmekte yatar. Evet, artık yeter! Sıkıldım bu monotonluktan, bu rutinden. Hayat, bana sürprizlerle dolu bir yolculuk sunmalı. Belki de en heyecan verici macera, henüz keşfetmediğimizdir. Şimdi, yeni bir başlangıca hazırım. Yepyeni bir hayatın kapılarını aralamak için cesaretimi topluyorum. Kim bilir, belki de bu yolculuk, içimdeki yangını yeniden alevlendirecek.
Hep senin renginde görünür bahar; Yaprakta yeşilin , gülde kokun var. Yama yama kalbimdeki yaralar ; Sıra sıra dikişinde sen varsın.
Başka bir düşünce beni panikletti: İnancım için çağrı'mı alıyorum? İç sesim deli gibi küfrediyordu. Zihnim bana bu inanca geçmek istemediğimi söylüyordu. Şaka yapıyor olmalısın, hayır lütfen, bu delilik, kes şunu' diye düşündüm. Ardından: 'Sakın durmasına izin verme, bu çok güzel! Düşüncelerim umut ve dehşet ritminde birbirinin üzerine yuvarlanıyordu. Yumuşak kırmızı bir halının üzerinde oturmuş, sırtımı uçsuz bucaksız beyaz bir duvara dayamışken içimde 'bir şey' kök salmıştı. Büyük, uçsuz bucaksız ve bir türlü gitmeyen bir şey. Artık Ramazan ayında İran'daki bir camide neler olduğunu öğrenmek isteyen bir turist muhabiri değildim. Ben başka biriydim, başka bir şeydim. Kalbimdeki huzur bana Müslümanların küresel ailesine davet edildiğimi, artık ümmetin bir parçası olduğumu söylüyordu. Derin bir uykuya daldım. Rüya yoktu, sadece derin bir sessizlik vardı.
Sayfa 218
Önceden tedbirli olmak, ileriyi görmek ve uçağın önünde olmak gerekir. Burada yine bize "Uçağın önünde olmak ne demek?" diye soracağınızı tahmin ediyorum. Pilot uçarken çok hızlı düşünmeli, doğru kararları almalı ve bunları zamanında uygulamalıdır. Yani pilot uçaktan hızlı hareket etmelidir ki uçağın önünde, onu doğru yöneten bir kaptan olsun. Karar vermede ve uygulamada geç kalan bir pilotu hızlı uçan uçak beklemez ve onu hemen geçer. Böyle olunca uçak kazaları kaçınılmaz olur.
Sayfa 154Kitabı okudu
Reklam
Evet, gerçekten uçağı uçurmayı, kalkış ve iniş yapmayı özlemiştim. Uçağı uçurmak ve öğretmenlik yapmak bizim için bir sevdaydı. Uçağı pist içinde koşturmak ve gökyüzüne doğru havalanmak, ilk uçuşa başladığım günden beri beni her zaman mutlu etti. Arkada oturup öndeki arkadaşlarımın uçuşunu seyrederken bazen oyuncağı elinden alınmış küçük bir çocuk gibi oluyordum. Ama gençlerin iyi yetişmesi için onlara kuralların elverdiği maksimum sayıda uçuş yaptırmak, bilgi ve tecrübemizi onlara anlatmak bizlere ayrı bir mutluluk veriyordu. Ama uluslararası havacılık kurallarına göre bizim de öğretmen pilot olarak belirli aralıklarda iniş ve kalkış yapmamız gerekiyordu. Bu meslekte uçağı uçurma melekeleri uçağı elle hissederek uçurdukça, müsabakaya hazırlanan bir sporcu gibi antrenman yaptıkça ve uçağı bilfiil ön koltukta uçurdukça taze kalıyordu
Sayfa 125Kitabı okudu
Yapılan hataların bedeli her zaman ağır olabilir. Uçakta arızalar oluştuğunda doğru kararları hızlı, seri ve soğukkanlılık içinde alacaksınız. Bu kararları alırken; şirkete ait, ulusal ve uluslararası mevzuat ve kuralları harfiyen uygulayacaksınız. Yaptığınız her hareket ve konuşma uçakta kayıt altında kalacaktır. Aynı zamanda uçağın izlediği rota, irtifa ve sürat gibi tüm değerler de yerdeki hava trafik radarı tarafından izlenmekte ve kayıt altına alınmaktadır. Yani havada gizleyebileceğiniz veya saklayabileceğiniz hiçbir şey olmadığı için yaptığınız en ufak hatanın bir bedeli ve yaptırımı olacaktır.
Sayfa 105Kitabı okudu
Türdaş(lar)ım için bir öykü
"Başkalarına muhtaç olmak, ayıp bir şeydir!" Bu sözünü hiç unutamadım onun. Unutmam da... Kim tarafından ve ne zaman yaralandığını hiç bilmiyorum ama güzel ve çekici bir kadındı. Güzelliği, en çok kendisini umutsuzca özlemesinden kaynaklanıyordu. Güzelliği, yüzündeki yitik seslerden, can çekişen anılardan, yüreğindeki umutsuz kanayıştan
Sayfa 5
Günler gelip geçiyordu; çaba göstermek için savaşıyor, bağırıyor, oynuyordum; ama kalbimdeki kulakçıkların en son kıvrımına kadar kederliydim. İnsan kalbinin kan dolu bir çukur olduğunu, sevilen ölülerin bunun içine burunüstü düşerek, canlanmak için kanımızı içtiğini anlatan o çok eski masalın çok doğru olduğunu yine hissetmekteydim.
Sayfa 123 - Can YayınlarıKitabı okudu
437 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.