Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Kumpanya
Sait Faikt yeri her zaman ayrı bende onun bende ki yerini alacak bir yazar yok bana göre. Ama yine bu kitabında kısa kısa hikayeler ile beni karşılamasını beklerken biri uzun soluklu olmak üzere üç adet hikaye vardı.
Kısa hikayelerden biri yazarın kendi anılarını hikayeleştirerek yazdığı bir öykü. Sizi kısa vadede çeşitleri duygulara sokan ve özlediğimiz samimi dostlukların hasretini kısa süreliğine de olsa gideriyor. Diğer kısa öykümüz yazarın yine o bildiğimiz hikaye teknikleriyle yazılmış bir öyküydü. Kendisi benim için üçüncü sırada.
Gel gelelim uzun soluklu "Kumpanya" adlı öykümüze kendisi işte beni kalbimden tam 12 den vuran bir öykü. Ya böyle okudukça bırakamadım işim gücüm var ama bitirmek istedim sonunu bilmek istedim. Bitirmekten ziyade içindeki karakterler beni bırakmadı koluma girip gittikleri yerlere beni de götürdüler. Böyle Yeşilçam filmi olur ya hani hiç köşede falan kalmıştır ama hiç böyle klasikler arasına girmemiştir. Oynayan oyuncularda çok bilindik oyuncular değillerdir. Ama hikaye ve karakterler müthiştir öyle bir öykü işte.
Kitabın sonundaki Sabri Esat Siyavuşgil'in yazar hakkında yazdıkları beni çok duygulandırdı. Sait Faik yazmazsam öleceğim diyor. Bende onu okumazsam ne yaparım bilemiyorum. Artık yavaş yavaş Sait Faik Abasıyanık külliyatımı tamamlamak üzereyim bu durum benim için çok üzücü. Keşke yaşasaydı hep yazsaydı bizde okusaydık...
Polisiye okumaktan en keyif aldığım türdür ve J. D. Barker bu kitapla beni kalbimden vurmuştu. Çok heyecanlı, bilgi dolu ve akıcı olmasının yanı sıra felsefi bir dille yazılmış. Dedektif Porter çok sira dışı sayılmaz ama yine de derin bir karakter. Devam kitabında hakkında çok daha fazla şey öğreniyorsunuz. Kitapta en sevdiğim ve merak ederek okuduğum bölüm günlük kısmıydi.
Gerek konusu,gerek yazılış tarzı,gerekse sade ama derin anlatımıyla beni kalbimden vuran bir eser oldu.Her ne kadar çocuk kitabı olarak geçsede 10 yaşından küçük bir çocuğun kaldırabileceği bir kitap olduğunu düşünmüyorum.Bitirdikten sonra oldukça boşlukta hissettiğim bir kitap oldu kendisi.
Kitabı okuduktan sonra insanların nasıl alçalabileceğine bir kez daha şahit oldum.İnsanların kendinden farklı düşünen ya da farklı inançlara sahip insanlara ne kadar bağnazca baktığının çok net şekilde anlatıldığı bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Kitabın anlatımının sade olması çok hoş bir ayrıntıydı.Bu sayede sanki gerçekten 9 yaşında bir çocuğun gözünden okuyormuş hissi verdi bana.
Kitabı okuduktan sonra keşke her insan dünyayı çocukların masum gözünden görebilse diye düşünmedim diyemem.
Filmini izleyince, uzun süredir okuma listemde olan kitabı okuma zamanımın geldiğini anlamıştım. İyi ki de okumuşum... Madam Michel, Paloma ve tabi ki Kakuro Ozu hiç unutamayacağım karakterler halini aldı. Kitabı okumak çok da kolay değil, özellikle ilk kısımları biraz yoruyor olabilir ama gerçekten bitirdiğinizde değdiğini göreceksiniz:) İnceliklerle ve hayat sorgulamalarıyla dolu çok değerli bir eser olduğunu düşünüyorum. Bir de kitabın sonunda Madam Michel ve Paloma'nın psikolojik çözümlemeleri vardı ki; psikoloji tutkunu olan beni kalbimden vurdu️
Selamün Aleyküm. Ilk defa incelemeleri okumadan kendi incelememi yazmış bulunmaktayım.( Bakalım diğer okuyucularla genel itibariyle buluşacak ortak bir payda bulabilecek miyim). Kitabi okumadan evvel kitabın içeriğinde beni nelerin beklediğine dair herhangi bir fikrim yoktu. Sadece ismine baktığımda muhtemelen aşkını kanıtlamaya çalışan bir kişi beni bekliyor diye düşündüm. Aşkından meftun, belki de mezcup bir kişinin aşk hikayesi olmalıydı. Çok geçmeden kitaba başladığımda, aşk konusunda düşüncelerim beni haklı çıkarsa da aşkın türü konusunda ıskalamıştım. Çünkü serdar tuncer beşerı aşktan ziyade yaratıcıya olan aşkından, ilahi aşktan, bahsetmekteydi. Kitapta dikkatimi en çok çeken şeylerden biri yazarın sorularını ve cümlelerini dialektik bir şekilde işlemiş olmasıydı. Yani bir cümleyi, sadece cümledeki kelimelerin yerlerini degistirip tabiri caizse 1 birim hareket ettirerek nasıl daha farklı mesaj ve anlamlara vesile olduğunu görmek bana farklı ufuklar ve degisik bakış acıları sunma konusunda katkı sağladı. Kesinlikle zevkle okuduğum bir kitap oldu. Umarım sizin de okurken keyif alacağınız, bol bol feyizleneceginiz bir yapıt olur.... keyifli okumalar diliyorum.
#serdartuncer
#delilimyokkalbimdenbaşka
Anna Karenina'dan sonra bir günde bitirdiğim bir kitap oldu.
Bazı gerçekleri insanın yüzüne yüzüne vuruyor. Kendini sorguluyorsun kitapta.
Altını çizdiğim çok yer oldu. O konuda hakkını yememem lazım. Bazı cümleler var ki derinden etkiliyor.
Keyifli okumalar.