Her şey yıkılıp gidebilir, ama geride kalan şeylerle ben hâlâ iyi bir hayat kurmaya çalışıyorsam, işte o zaman anlamlı biçimde yaşamaya çalışıyorum demektir.
Hayat da bir turistik gezi değil, bir yolculuk kıvamında yaşanmalı. Fotoğraflar çekerek değil, kendini an’a katarak, an’ın çocukları olarak. An’ın tadını doya doya çıkararak, günü yakalayarak. Hayat akıp gidermen orada olarak. Yeni yaşantı ve duygulara kalbinin tüm pencerelerini açarak. Arka sokakları dolaşarak. Selam vererek, selam alarak…
Reklam
Sadece kalbi olanlar içlerinde olup biten mucizeleri görebilir ve sadece kalbi olanlar kötülüğe direnebilir.
Gelişmek, bir kitaba sığdırılmış sloganları ezberlemekle olmaz; hayatın duvarlarına çarpa çarpa, yaşayarak, tecrübe ederek, yaşadıklarından öğrenerek gerçekleşir. Mevlana’nın, Yunus’un yüzyıllardır birer ulu ırmak gibi suladığı bu toprakların insanı, kişisel gelişimi için bu yüzeysel kitapları rehber edinmemeli.
Hikayelerimize sahip çıkabildiğimiz ölçüde kendimiz olmaktan yorulmayacak ve ruh üşümesine yakalanmayacağız. O hikayeler, bizden önceki nesillerin yüreğini nasıl ısıttıysa, bizi de öyle ısıtacak. Çünkü hayat, bize öğrettikleriyle güzeldir.
... +87
İnsanın ruh sağlığının olmazsa olmaz koşulu olarak çevresine sağladığı uyumu öne süren kavramlaştırmalar, bize hırsızlar toplumunda hırsız, katiller toplumunda katil olmamızı telkin eder gibidir. Oysa insan "az gidilen yol"u seçebilir ve bu da hayatında büyük bir fark doğurabilir.
Sayfa 61 - Kemal Sayar, Kalbin Direnişi, İstanbul: Kapı Yayınlar, 2019: 61
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.