Yazarı Varoluşcu psikoterapinin önde gelenlerinden olunca; yaratım olgusuna psikanalitik, sanat ve (sıkıcı boyutuyla) felsefe açısıyla kavramlar ardından bakıyorsunuz ki, kitabın sırrı da teoloji ve psikoloji eğitimli yaratıcısının objektif sanat görüşlerinde gizli, bence.
Fransızca Kalp anlamına gelen CESARET 'i , kalbin vücuda pompaladığı kan işlevi gibi tüm psikolojik erdemleri olanaklı kıldığından hareketle ele alıp, toplumların yaratılmamış vicdanı saydığı başkaldıran sanatçılar üzerinden yaratıcılığın edimlerine uğruyor ve onun nevrozun dışavurumu olmasını kabul etmiyor (intihar eden sanatcılar tezime ters!) yazar. Yaratıcı süreçte karşılaşmaların önemini yoğunluk, kayıtsızlaşma hatta Dianysos ilkesi bilinen bir tür vecd hali (dalgınlık, usüstü hal) penceresinden inceliyor ve oluşan kaygı ile korkunun süreçteki yerine değiniyor. Akıcı diliyle kavramları açıklarken, antik Yunan'da Dianysos ve Platon, ayrıca modern sanatçılara (özellikle Kafka ve Picasso iyiydi) durak yapıyor, çoğu kez. Yaratıcılıkta özgürlük ön şartı, öznel ve nesnel kutupların karşılaşması, sanatta yeteneğin yanında tutku gerekliliği, sınırlar sorununda biçim takıntısı, imgelemin değeri, kitapta diğer bulacaklarınız.
Psikolojik eserlere mesafeli duruşuma rağmen, oldukça geniş sanatsal bakış açısı ve yaratıcılığa kattığı farklı açılarla ilgimi çeken eser; psikanalizden felsefeye evrilebilen bölümleriyle sonlara doğru sıkıcı gelebilse de, toplumlara çok gerekli olan yeni şeyler yaratma sürecindeki görüşler ilginizi çekecektir: Okuyun...