Hz. Yakup’un (a.s.) Evlatları İle İmtihanı
Rûh ve kalp, rûhâniyet âlemine meylederler. Nefse âit kuvvet ve hisler ise, hayvâniyet âlemine meylederler. Eğer insan kendi hâline bırakılırsa, gâlibiyet nefsin olur; beden rûha tahakküm eder ki bu, fâsıkların hâlidir.
Eğer kalp, zikir ve sohbetle güzel ahlâka nâil olursa, gâlibiyet rûhun ve kalbin
7. yüzyılın Nakşibendî mürşidlerinden İmam-ı Rabbânî kuddise sırruhû, Mektubât’ında Nakşibendiyye yolunun özellikleri hususunda şöyle der:
Dostlarıma devamlı öğütlediğim ve ömrümün sonuna kadar da öğütleyeceğim nasihat şudur: Öncelikle Ehl-i Sünnet akâid kitaplarına göre akideyi düzeltmek gerekir. Bunun ardından farz, vacip, sünnet, mendup,
“Benim kalbim temiz diyen, gönlünü Allah’a vermelidir; çünkü kalbin asıl sahibi Allah’tır. En değerli misafir de yüce Allah’tır. Allah kendini seven ve hatırlayanın gönlüne gelir.”