528 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Mutlu sonla taçlandırılmış bir FMArsal klasiği daha... Aşkı yazan adamdan yürekleri titreten aşk dolu bir roman daha… Çok eğlenceli diyaloglara sahip, bir sayfasında gülüp, bir sayfasında hüzünlenip, bir diğer sayfasında sinirlenerek tüm duyguları yaşayacağınız bir FMArsal eseri daha… Daha önce defalarca okuduğum bu romanı da, sayfalarını
Anlaşma
AnlaşmaFatih Murat Arsal · Ephesus Yayınları · 20141,029 okunma
312 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Ünlü bir borsacı olan bir şahıs, arkadaşlarına sevgilisini takdim eder ve hep birlikte otobüse binerler. Sonrasında adam kalbini tutarak yere yığılır ve ölür. Öldürüldüğü anlaşılan adam ile ilgili olarak soruşturma başlatılır ve otobüsten her hangi bir insanın çıkmasına müsaade edilmediği halde katil bulunamaz. Bu arada Drury Lane de olaya yardımcı olmaya başlar. Bütün gözler ölen borsacının ortağındadır. Acaba gerçekten katil o mudur? Son derece güzel bir polisiye roman daha
Ölüm Otobüsü
Ölüm OtobüsüEllery Queen · Akba Yayınları · 19794 okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
Güzel bir kitap ile McCabe serini noktaladık. Benim için serideki tek kötü kitap ara kitap Alaric'in hikayesi oldu. Ewan ve Caelen'in anlatıldığı kitaplar çok daha başarılıydı. Seriyi takip edenler bilir güzel kızımız Rionna ilk önce Ewan ile, o olmadı Alaric ile, o da olmadı Caelen ile evlenme noktasına gelir. Bu durumdan sonra kadının gururunun ne kadar incindiğini siz düşünün artık. Caelen geçmişte yaşadığı ihanet yüzünden ailesinin felaketine sebep olduğu için bir daha kalbini dinlememeye kararlıdır. Rionna ile evlenmeyi kabul etmesi ailesine geçmişte yaşattıkları karşısında bir tür özür gibi bir şeydir. Rionna ise sapık ruhlu babası yüzünden küçük yaşından beri kendini korumak için çalışır, durur. Erkek fatmamız bizim yani. Bu iki savaşçı, kırılgan ruhun birbirlerini keşfetme yolculuğu.. Ben okurken baya keyif aldım. Evet bu İskoçyalı herifleri ve onların hikayelerini çok seviyorum. Hepsi Jamie Fraser yüzünden! :) Tavsiye ederim. “You’ll fight, damn it. You’ll not give over this easily. God is not ready for you yet because I am not through with you. You’re going to wake up and you’re going to give me the words I’ve waited on for so long. Telling me you love me on the battlefield as we both lay dying doesn’t count. You’ll give them to me and mean them or so help me I’ll bury you in unconsecrated ground so that you never rest and you’ll be forced to dwell in this keep with me for eternity.”
Asla Bir İskoçyalı Sevme
Asla Bir İskoçyalı SevmeMaya Banks · Koridor Yayıncılık · 2014179 okunma
“Aşkı tek kişi yaşar, diğeriyse kendini ona adarmış.” “Süveyda, siyah küçük bir noktadır ki insan karşısındaki kişiye gerçekten sevgi duyduğu an kalbine düşer bu kara leke. Kandaki siyah bir pıhtıdır Süveyda; hem maddi hem de uhrevi âlemin tümünü kuşatan bir öz ve insanın varlığının bir hakikatidir. Nasıl ki bir meyve çekirdeği, özünde ağacını barındırıyorsa, şu ‘Nokta-i Süveyda’ adı verilen kara leke de kâinatın özünü barındırır içinde. İnsanlar bilmese de dünya sevgi üzerine kurulmuştur ve bir insan âşık olduğunda kalbine düşen o süveyda, suya damlatılan mürekkep gibi çözülür, yavaş yavaş büyür ve tüm benliğini kaplar. İşte insanın bedenine yayılan o kara lekeye, ‘Kara Sevda’ denir ve bu hastalığa tutulan ruh ve beden, savunmasız hale gelir. Odur ki sevgide azalma olduğunda bu leke küçülür, küçülür ve zamanla iyiden iyiye yok olur. Kara sevda, bu kara lekeden gelir ve Mecnunun körlüğü, kalbini kaplayan o kara süveydadan bilinir. Kalbindeki aşkımdan rengini alan bu siyah güllerin yalnızca bir matem çiçeği oluvermesi, ne acı değil mi? Oysaki senin ellerinden almayı dilediğim bu güllerin aşkımızın nişanesi, mutluluğumuzun mührü olmasını isterdim.”
Seçim süreci,günümüzde artık bir şey dünyaya sunulmadan önce gerçekleşen bir durum değil.daha çok,sürekli dışarı devredilen bir iş.şimde nerdeyse herşey dünyanın gözleri önünde,yetkililerin değil, toplumun zevk eleğinden geçiriliyor.aslında,bu çoğu dijital işletme modelinin kalbini oluşturuyor.önce seçip,sonra yayımlamaktansa,önce yayımlıyor ve sonra dünyanın kendi seçimlerine cevap veriyorsunuz:durmak bilmeden izleyici kazanan şeyleri artırıyor,kazanmayanlara ise pek emek harcamıyorsunuz.
"Ben neredeyim, kimim, unutmam an meselesiydi. Kelimelerle tarif edemezdim, kalbim yerinden fırlayıp onun kalbini yakalayacaktı neredeyse. Sevmek ne garip şey.. Alıp yüreğime bassam ya da öpsem doyar mıyım? Eğer seni bana getiren kaderse kaderi de çok sevdim."
gönlümdeydi o sevgin sen gitmediğin gunden beri kalbimde saklıyordum aynı gölge gibi sevgim sen gidince oda giderdi cok sevmiştim kalbini,seni ve o bir türlü ağzına gelmeyen sevgini özluyorum seni ve birakıp giden kalbİnİ....
Gülü gülene ver, Kalbini sevene ver, Sevmek güzel şeydir, Kıymet bilene ver.
Hayatı kalabalıklaştırdıkça ölümü içinden çıkılmaz bir hale dönüştürüyorsun. 'sevgilim hayat ' palavralarını bırak artık. Ona çoğu zaman bir fahişe gibi davranıyorsun. Onu aldatıyorsun hala. Şimdi düşkün bir kadın gibi, hayat arka sokaklarda dolaşıyor. Hayatı, bir kitabı okur gibi geriye yaslanıp okuyamazsın. DİRENİŞ ayakta filizlenir, yürüyüştür ayakta kalmanın besini. Geçirilmiş bir yaşamın, zayıf kalmış kalbini taşıyorsun..
“”tamam anladık hayat kısa ama sen kuş değilsin leyla boşuna bu kadar havalanma .. gerçi uzaklar yakındır kalbi kuş olana ama kalbini kuşların kanadına bağladın diye de uçacağını sanma… . murat kandemir / kuş kadar kalbi olanlara”
Ah, ne hain yaratıklar şu kadınlar. Kadının ne olduğunu, kalbini kime adadığını ancak şimdi anladım. Bunu ilk anlayan benim galiba:Kadın şeytana aşıktır. Evet şaka etmiyorum. Fizikçilerin hakkında yazdıklarının hepsi saçma, o sadece şeytanı sever.
ÇEVİRME Son kez uyarıyorum kaldır ellerini Seveceğim yoksa seni. İnsan geçti üzerimden Zamanın suçu yok İzin vereceğim Tanrıya Bağışlaması için beni Geçmişle gelecek arasındaki fark, Şimdi. Yaşamla ölüm arasında bir nefes. Tekrar ediyorum kaldır ellerini. Kalbimi görecek yoksa herkes. Kitabı yere koy, Yavaşça it bana doğru. Aklımda yer yok bırakacağım korkma. Güvenme kimseye insanlar gölgeli. Bir daha geceden sarkma. Git hadi! Bu korku sana yeter. Kalbini başına al, çıkma bir daha karşıma. Okur başınla bu saatte ne işin var? Sayfaları boş bir kitapla sokakta ORHAN GÖKSEL
Ne zormuş insanın sevildiğini sanması. Tırnaklarıyla kazıdığı bir aşkta, tırnak kadar değerinin olmaması... Ben aşkı, kıracağını bile bile kalbini sevdiğine vermek ve bundan hiç gocunmamak olarak bildim. Uğruna ölünebilecek yaşamlar bulmalı ve sırf bunun için bile yaşamayı göze almalıydım. Aldım! Tek taraflı sevdim. Boşluktaki yanımı da ona verdim. Gözlerindeki sığınakta, kendimi kalbimden astım. '' Denize aşık olanlar gel-git'ine katlanır.'' dedim. Gitti ama gelmedi. Bir adım bile yaklaşmadı bana, hep uzakların yakını oldu. Yokluğum belki hatırlanır dedim uzak yerlerden. Ama sevilmeyen hatırlanmıyor, gerçekten yitirilmeden. İnsan neler öğreniyor yaşarken. Mesela aşk acısı kalpte oluşuyor ama asıl yarayı ruh alıyor. Yani sonunda her şarkı bitiyor ama hiçbir şarkı ölmüyor.
446 syf.
·
Puan vermedi
Kızınızı kurtarmak için diğer kızınızın katilinin kalbini ne kadar istersiniz? Ya bildiğiniz gerçekler, gerçek değilse! Sık sık 'Yeşil Yol' filminin sahneleri gözlerimin önüne gelse de harika bir kitaptı.
Taş Kağıt Makas
Taş Kağıt MakasJodi Picoult · April Yayıncılık · 2009381 okunma
Resim