VURUN KAHPEYE [ ALINTILAR ]
“ Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocukları için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billahi! “ Her zaman, her tehlike dakikasında iyi kötü bir güce sahip olduğu sanılan insanlardan herkes medet umar. Hak Teala ne zaman hükümet denilen nesneyi bu zavallıların başından kaldırırsa o zaman
Can Sanat YayınlarıKitabı okudu
hayatımda ilk kez birisi bana " kendine çok dikkat et " dedi. anlamış onun kalbini taşıdığımı herhalde... rastgele, yürürken aklına geleyim sızlasın için... zaman sen olmayınca geçmiyor, sen olunca da yetmiyor...
Reklam
Kalbinin derinliklerine inen yakıcı bir duyguyla birlikte nasıl yaşayabileceğini kavramaya çalışıyordu. Orada her geçen gün kendini daha çok belli eden sızı vardı, bunu kafasında kuruyor değildi.
Sayfa 306Kitabı okudu
'Diğer sen'e yolculuk
Mahallenden, köyünden veya şehrinden çık ve sonra yeni bir bakış açısıyla dönmeyi dene. Bildiğin yer hakkında bütün bildiklerini bir tarafa bırak ve buraya yeniden, sanki ilk kez geliyormuş gibi girmeyi, ilk kez görüyormuş gibi bakmayı seç. Gezgin bakış açını geliştir, detaylardaki güzellikleri gör ve kalbinin nasıl büyülendiğini hisset.
Doğan novusKitabı okudu
Kur'ân Kalbinize Ne Ekti?...
Ey Kur'ân hafızları! Kur'an kalbinize ne ekti? Çünkü yağmur, nasıl yeryüzünün baharı ise, Kur'ân da Mümin'in baharıdır. Gökten yağan yağmur çöplüğe de isabet eder. Orada bir tohum vardır ki, bulunduğu yerin çöplük olması o tohumun yeşermesine engel değildir. Bundan dolayı ey Kur'ân hafızları! Soruyorum: "Kur'an kalbinize ne ekti?” Malik B. Dinar (رَحِمَہُ اللّہُ)
Hiçbir şey ölümden daha korkunç değildir! Bazı gece uyuyamazsın, içinden uykuyu alıp götüren büyük bir derdin vardır. Yarın karşılaşacağını ve önünde ezileceğini bildiğin birçok müşkülat yakıcı bir güneşin ışığı gibi gözlerine vurur, seni uyutmaz. Sen yorgun, bitkin, bir dakika kendini unutabilmek için çareler ararsın. Kalbinin etrafında gürültü yaparak sana uykuyu haram eden bu düşünceleri bir an olsun kafandan çıkarmaya karar verir, yüze kadar sayar, yahut gözlerini sabit bir noktaya dikerek hiçbir şey düşünmezsin. Yavaş yavaş tatlı bir dalgınlık vücuduna yayılmaya başlar, adeta her tarafının yumuşadığını duyarsın. Fakat bu anda kafandan zorla çıkarıp attığın düşünceleri dışarda tutan eller de yumuşar. Ve bir sandalın altındaki deliği kapayan tıkaç oradan alındığı zaman sular nasıl deli gibi içeri dolarsa, bu düşünceler de tekrar kafana hücum ederler. Sen, kalbin şiddetle çarparak uyanırsın. Aynı azap yeniden başlar. Seni asıl harap eden, şimdi uyusan bile yarın akşam bu işkencenin gene tekrar edeceğini, hiç bitmeyeceğini bilmektir. O zaman gözlerinde bir uyku tüter. Öyle bir uyku ki, ne çarpıntısı vardır, ne de yarını...
Sayfa 190Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.