Bu gece sırtıma kalın bir sisi
Büründüm, köpeğim bana arkadaş,
Dolaşmağa çıktım koca Paris'i
Üstüm yapış yapış, kaldırımlar yaş.
Rıhtımlara doğru yürüdük, tenha.
Fener diplerinde bekleyenler yok.
Ne ayak sesleri, ne bir kahkaha,
Uzaktan uzağa duyulan bir gonk.
Sular görünmüyor, nehir bir mezar;
Geceden de siyah uzun gemiler,
Ölenlerin ruhu bu karaltılar!
Korkuyorum, dostum, senden ne haber?
Gel artık dönelim loş odamıza,
Beyhude gezdirir bizi sokaklar.
Ne sen şu eşe bak, ne ben şu kıza,
Bizi olsa olsa bir uyku paklar.