Pazartesi sendromu!!
Pazartesi sendromu denilen gerçek hayatımızda büyük bir yer etmiş durumda. Haftanın ilk günü olan Pazartesiler, ilk iş gününü ve okulun ilk gününü her zaman hatırlatır. Bunun dışında genel olarak büyük bir buhran veren bu gün bizleri sıktıkça sıkar. Bazen sıkıntıdan patlayacak, mutsuzluktan ölecekmiş gibi hissederiz. Brenda Ann Spencer adındaki
Gençler arasında Kaliforniya Sendromu denilen rahatsızlık hızla yayılıyor. Bu kişiler, üç özellik ile ön plana çıkmaktadır.Bunlar; 1. Zevke ve eğlenceye düşkünlük 2. Bencillik 3. İçe kapanıklık ( anti sosyal kişilik) Bu üç özellik mutsuzluğu getiriyor ve mutsuz olan kişi, bu durumdan kurtulmak için daha çok eğlenceye yöneliyor.
Reklam
Diyanet Aile Dergisi(Gaye-i Hayat)
...gaye-i hayatta eksen kayması yaşayanların ve hayatın odağına “haz”zı koyanların içine düştüğü durumu ise Psikolog Gülşah Akçay Civriz şöyle tasvir etmektedir: “Allah’ı tanıma, sevme ve O’na kulluk etme çerçevesinin dışına çıkıldığında insan bir çukura/boşluğa düşmektedir. Yaşamını anlamlandıracak amaçlar bulmak durumundadır. Kimi felsefi yaklaşımlarda, bireysel mutluluk esastır ve mutluluğa giden yol acıdan kaçıp hazza yaklaşmaktır. Batı medeniyeti bu amaca ulaşmak için tüketimi hayatın merkezine koyuyor. İnsanın varoluşu yatay düzlemde gerçekleşiyor. Tüketim üretmenin, haz elde etmek de tüketimin amacı oluyor. Zamanla bu döngü nefsani duyguların ateşinin yanmasına, insanın öfke ve kaygı çukurlarına düşmesine yol açıyor. Kişi bu çukurdan çıkabilmek için bağımlılıklara yöneliyor ve sonuçta kendini tüketme sınırına geliyor. Bütün bunlar “Kaliforniya sendromu” denen bir patolojik durum ortaya çıkarıyor. Müreffeh bir hayat, benmerkezcilik, enaniyet, kendini beğenme sonunda varılan nokta yalnızlık ve süregiden mutsuzluk oluyor. Aklın kör ışığının altında, gönül nurunu kaybeden insan gittikçe karanlıklara gömülüyor. Hayatını dikey değil yatay düzlemde eşya ile kurduğu ilişki üzerinden anlamlandırmış olan kimse yaşadığı menfi olayların etkisiyle daha kolay bir şekilde anlam kaybına uğruyor, depresyona düşüyor. Anlamsızlık krizi kişiyi intihara kadar sürükleyebiliyor.”
BİR KAÇ İYİ FİLM :))
Film önerisi isteyenlerin ilgisini çekeceğini düşünüyorum.. 1- Yağmur Adam (Otizm) 2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı) 3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam) 4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar) 5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar) 6- Akıl Oyunları (Şizofreni) 7- Wilber Ölmek
450 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Mustafa Merter'i ilk kez bu kitap ile tanıdım, kitapta psikoloji ve dini (İslam'ı) bir araya getirmeye ve tasavvufla psikolojiyi birleştirerek insanı daha iyi tanımaya ve sorunlarına çözüm bulmaya çalışıyor. Psikoloji alanında daha çok Freudcu görüşlere yer verirken, tasavvuf alanında Mevlana ve İbn Arabi'yi ön plana çıkarıyor. Daha önce bu
Dokuz Yüz Katlı İnsan
Dokuz Yüz Katlı İnsanMustafa Merter · Kaknüs Yayınları · 2007924 okunma
Sendroma gel :)
Bu yaşam tarzına bağlı insanlar hayatı, tüketmek için yaşıyorlar. Uretirken ve tüketirken hatta eğlenirken ortaya çıkan yorgunlukları tekrar eğlenerek atmaya çalışıyorlar. Sürekli eğlence anlayışının zamanla yarattığı ruhsal yorgunlukları giderebilmek için daha çok tüketmek ve eğlenmek gerektigini düşünüyorlar. Ne var ki bu anlayışa bağlı yaşam tarzı bir süre sonra bir işe yaramazlık psikoloji gelişmesine yol açabiliyor. İşte buna Kaliforniya sendromu deniyor. Kaliforniya sendromu, kapitalizmin insanlarda yarattığı sendromlardan sadece birisidir.
Sayfa 298 - Kaliforniya SendromuKitabı okudu
Reklam
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.