"Seni bekliyorum.. Sen yola düşende, dar gelir girdiğim her mekan. Bu şehir sensiz yaşanmaz olur. Daraltır içimi kapalı kapılar. Haberli geldiğin halde. Geleceğin vakti biliyorken; gelmenin imkansız, beklemenin anlamsız olduğu zamanlarda bile beklemenin, gözü kapıda ansızın içeriye girmenin ve bu olanaksızlıkları umut etmenin nasıl bir
Bu gece, ayrılığın çaresizliği ile birlikte içimin acılarını da gömüyorum yüreğime... Artık gözlerine bakamadığım gibi, sevdamı da idam ediyorum.. Ellerimle tutunacak bir dal ararken, varlığınla yokluğun arasında kalıyorum. Artık LUT 'un kavmine bedduası gibiyim , üzerime kopacak tufanı bekliyorum ...
Reklam
Yazıyorum, korkuyorum, siliyorum. ........... Sabahtan beri bunu yapıyorum. Gidiyorum, korkuyorum, kalıyorum. .............Akşamdan beri bunu yapıyorum. Uyanıyorum, korkuyorum, uyuyorum. .............Geceden beri bunu yapıyorum. Acıkıyorum, korkuyorum, yiyorum. ..............Dünden beri bunu yapıyorum. Ölüyorum, korkuyorum, yaşamaya çalışıyorum. ..............Seni tanıdığımdan beri bunu yapıyorum. (ihtiyar - sahipsiz ölüler)
yeni tanıştığım insanlara memnun oldum demek beni öldürüyor ama yaşamak içinde bunu yapmak zorunda kalıyorum.
"Ellerim gökte, başka bi aşk arıyorum, güneşte yaş kalıyorum, Ağlamam yaş kanıyorum, benden başka mı yolun?"
Zordu elbette farklı ortamlarda farklı insanların arasında kaybolmak.Kendinde ne var unutup ortama ayak uydurmaktan,yorulmaktan hayata hep yenik başlamaktan ne hallere büründüğümü anlamaya çalışmakla kalıyorum.Artık ben bile beni anlayamaz halke geldim?BEN beni anlamazsam beni anlayanı nerden bulacağım?
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.