Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
352 syf.
7/10 puan verdi
·
41 günde okudu
Kadın.. Maalesef bugünlerde, yaşadığımız ataerkil toplumun içinde sinip kalmış, şiddet görmüş, taciz edilmiş, kendisini aciz bir varlık hissedip intihar etmiş kadınlara rastlıyoruz. Ne acı.. Fakat tarihe damga vuran çok güçlü kadınlar da var feyz alınası. Bu kitapta sadece güçlü kadınlar değil, çıldırmış kadınlar, sadist kadınlar, çok zeki
Tarihi Değiştiren Kadınlar
Tarihi Değiştiren KadınlarAli Çimen · Timaş Yayınları · 2008663 okunma
"En ağır hastalıklar kanser ve verem değil. İstenmemenin, sevilmemenin bunlardan da ağır bir hastalık olduğunu düşünüyorum." Kalkütalı Rahibe Teresa
Reklam
"Yalnızım. Dipsiz bir karanlık var ve ben yalnızım, terk edilmiş haldeyim. Sevgi isteyen kalbimin yalnızlığı dayanılır gibi değil. İnancım nerede kaldı? Derinlerimde, içimde bile, boşluk ve karanlıktan başka bir şey yok. " Kalkütalı Teresa
"...sevincim, içimdeki boşluğu ve sefaleti örten bir pelerin adeta." Kalkütalı Teresa.
"Bilemiyorum ama kalbimde ifade edemediğim kadar derin bir yalnızlık var" Kalkütalı Rahibe Teresa
YANLIZLIĞIN UÇURUMLARINDA
Yanlızlık , 1910'da doğup 1997'de vefat eden ve 1955'te yazdığı bir mektupta" Bilemiyorum ama kalbimde ifade edemediğim kadar derin bir yanlızlık var" diyen Kalkütali Teresa'nın hayatına eşlik eden gölge olmuştur.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
En ağır hastalıklar kanser ve verem değil. İstenmemenin, sevilmemenin bunlardan da ağır bir hastalık olduğunu düşünüyorum. Kalkütalı Teresa
Sayfa 114Kitabı okudu
Kimsenin kimseden haberi yok, herkes kör olmuş::(((
Geçenlerde yolda bir adamla karşılaştım. Bana "Rahibe Teresa mısın?" diye sordu. Ona, evet, karşılığını verdim. "Lütfen, evi­me birilerini gönder. Eşim zihinsel olarak rahatsız, ben de yarı yarıya kör sayılırım. Bir insan sesinin sevgi dolu tınısına hasret kaldık!" dedi. Varlıklıydılar. Evlerinde hiçbir eksik yoktu. Bu­nunla birlikte, yalnızlıktan ölüyorlardı, dost bir ses duyma ar­zusuyla ölüyorlardı. Evimizin yanı başında onların durumunda bulunan birilerinin olup olmadığını nereden biliyoruz? Onların kim olduklarını, nerede bulunduklarını biliyor muyuz? Onları bulalım ve bulduğumuz zaman da, sevelim. Onları sevdiğimiz­ de, onlara hizmet etmiş oluruz. Kalkütalı Rahibe Teresa
"Kalkütalı Teresa bir mektubunda ' yalnızım. Dipsiz bir karanlık var ve ben yalnızım, terkedilmiş haldeyim. Sevgi isteyen kalbimin yalnızlığı dayanılır gibi değil. inancım nerede kaldı? Derinlerimde, içimde bile, boşluk ve karanlıktan başka bir şey yok. Tanrım, bilmediğim bu acı ne kadar da sancılı. Bana dur durak bilmeyen bir acı çektiriyor. İnancım yok. Kalbime doluşan ve bana tarif edilmez bir kaygı veren söz ve düşünceleri dile getirmeye yeltenmiyorum bile.... Her zaman gülümsemek. Rahibeler ve diğer kişiler öyle şeyler söylüyor ki... Hayatımın bütünü ile iman, güven ve sevgi ile dolu olduğunu ve kalbimin, Tanrı'ya yakın, O'nun iradesi ile bir olduğunu düşünüyorlar. Bir bilseler.... Sevincim, içimdeki boşluğu ve sefaleti örten bir pelerin adeta. Gene de karanlık ve boşluk, bana içimde duyduğum Tanrı arzusu kadar acı vermiyor. Bu uyuşmazlığın dengemi bozabileceğinden korkuyorum. Tanrım! Böylesi küçük birisine, neler yapıyorsun? Çileni kalbime resmetmek istemenin cevabı bu mu? Artık dua etmiyorum, ruhum seninle bir bütün değil, buna rağmen yolda yalnızken seninle, sana duyduğum arzu üzerine saatlerce konuşuyorum. O sözler ne kadar da mahrem, ama ne kadar da boşlar çünkü beni senden ırak bırakıyorlar.' sözleriyle bizi acı ve yalnızlığın, özlemin ve Tanrı'ya yönelik sonu olmayan bir bekleyişin gizine götürmektedir."
Sayfa 57 - YKYKitabı okudu
-Yalnızlık var,
"Bilemiyorum ama kalbimde ifade  edemediğim kadar derin bir yalnızlık  var." Kalkütalı Teresa,
Sayfa 109 - Yapı kredi yayınları
Reklam
"Ona saldırmak için yanına gelenlere Kalkütalı Rahibe Teresa ne derdi biliyor musunuz? Herkes kendi içindeki çürümüşlüğe göre akıl yürütür."
Sayfa 52
Kalkütalı Teresa alıntısı.
“Acı çekenler, yalnız kişiler, yaşlılar, istenmeyenler, mutsuz olan insanlar çoğu zaman hemen yanımızda, ancak bizim onlara gülümseyecek kadar zamanımız bile yok. En ağır hastalıklar kanser ve verem değil. İstenmemenin, sevilmemenin bunlardan da ağır bir hastalık olduğunu düşünüyorum.”
Sayfa 114
Alıntı
"Ona saldırmak için yanına gelenlere Kalkütalı Rahibe Teresa ne derdi biliyor musunuz? 'Herkes kendi içinde ki çürümüşlüğe göre Akıl yürütür'. "
Kalkütalı Teresa'dan Alıntı
En ağır hastalıklar kanser ve verem değil. İstenmemenin, sevilmemenin bunlardan da ağır bir hastalık olduğunu düşünüyorum.
Sayfa 114 - YkyKitabı okudu
Худшее заболевание на сегодняшний день— не лепра или туберкулез, а скорее чувство ненужности. Мать Тереза Калькуттская Günümüzün en kötü hastalığı cüzzam ya da tüberküloz değil, daha çok işe yaramazlık duygusudur. Kalkütalı Rahibe Teresa
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.