"Bu hissi biliyordum. Ne yaşanmış olursa olsun, onca kalp kırıklığına rağmen yeniden, son olacağını bile bile görmek istemek..."
"Eve döndüğünde sonsuz gece başlardı. Sokaktan gelen hafif sesleri, bahçedeki her çıtırtıyı, Robin'in gelmesi demek olan düzenli ses çoğalmasını müjdeleyen, henüz gelişmemiş, ufacık bir uğultuyu bile dinleyerek, dizleri çenesine çekilmiş, ağlayamadan, güçsüzce yastığı döverek yatardı. Bazen Robin'in dışarıdaki hayatını hızlandırmak için evin içinde yürürdü; sırf kalp atışlarının hızıyla Robin'i geri getirebilmek için."
Sayfa 78
Reklam
‘’ Ne olursa olsun, ‘’ dedi Korkuluk, ‘’ ben kalp değil beyin istemeliyim ; çünkü aptal biri kalbi olsa bile onunla ne yapacağını bilemez. ‘’ ‘’ Ben kalp almalıyım, ‘’ diye karşılık verdi Teneke Adam, ‘’ çünkü beyin insanı mutlu etmez, oysa mutluluk dünyadaki en güzel şeydir. ‘’
Sizi öyle severdim,öyle severdim ki,siz onu sevseniz,o tanımadığım adamı sevmeye devam etseniz bile aşkımın ağırlığını hissetmezdiniz.Tek hissedeceğiniz,her an tek duyacağınız,yanı başınızda çarpan mutlu mesut bir kalp,sizin için yanıp tutuşan bir kalp olurdu...
Çok uzun zaman önce, insanoğlu göğsündeki düzenli vuruşların sesini şaşkınlık içinde dinler, ne olduklarını aklına bile getiremezdi. Kendisini beden gibi yabancı, tanıdık olmaktan uzak bir nesneyle özdeşleştirmek gelmezdi elinden. Beden bir kafesti ve bu kafesin içinde bakan, dinleyen, korkan, düşünen ve hayretlere düşen bir şey vardı; bu bir şey, beden çıkarıldıktan sonra geriye kalan, ruh idi. Günümüzde, beden tanıdık olmaktan uzak bir şey değil hiç kuşkusuz; göğsümüzdeki vuruşun kalp olduğunu, burnun akciğerlere oksijen götürmek üzere bedenden dışarı fırlayan bir hortum ağzı olduğunu biliyoruz. Yüz, bedenin tüm işleyişlerini kaydeden bir alet tablosundan başka bir şey değil; sindirim, görme, duyma, terleme, düşünme.
Sayfa 50 - Can YayınlarıKitabı okudu
Ama ne olursa olsun, önemli olan tek şey pişmanlıktan arınmaktır. Kendini yalnızlık okyanusuna can simidi olmadan, boğulmak üzere bırakılmış bir insan, içindeki dibe sürüklenirken devirdiği her metrede sonsuz huzuru hissetmeye başlamışken, eğer tek bir salise pişmanlık duyarsa yalnızlığından, tek bir salise tereddüt ederse tercihinden, işte o an kişinin felaketi başlar. Panik acıyı getirir. Bir kuş gibi suyun içinde süzülen vücudu çirkinleşir, gerilir, kıvrılır, kontrolsüzd kasılır. Ve tercih ettiği yalnızlığın içinde kaybolmaktan korkan insanın en büyük acısı olan deliliğin başladığı noktadır. Daracık, nefesin bile zor alındığı, yerin metrelerce altındaki bir dehlizde, tonlarca havayı hatırlayıp nefes almamaya ve kalp krizi geçirecek kadar büyük bir panik yaşamamaya benzer...
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.