Geceleri tek tük yanarken ışıklar, kimi evine çekilmiştir, kimi evinin yolunu arar. Kiminin ise ne bir evi, ne de onu evinde karşılayanı olmaz. Birbirine komşu yerlerde birbirine yabancıdır insanlar. Kah bir markette karşılaşılır, kah hiç gözgöze gelinmek istenilmeyen bir sokağın köşesinde. Safi adet yerini bulsun diye geçiştirilen selamlar,
Böyle bir kitabı, özellikle Ortadoğu'da yaşayan herkes okumalı. Savaş naraları atmak, savaş çağrısı yapmak tabiki kolay. Eline bir bayrak alıp, bayrağın gölgesinde kalıp "bayraktır bana güç veren" demekte kolay. "Kahrolsun X'liler, yaşasın W'ler" demek de zor değil. Önemli olan savaşın sonucu, yâda savaş sırasında yaşananlar. Kendinizi, sadece 10 saniye Shmeul'ın veya 10 saniye Bruno'nun yerine koyunuz. Hangisi olmak isterdin...
Müthiş bir kitap, okumayan çok şey kaçırmıştır.
“Ey tanrı, ey ölüme bulaşmışgizemlikahkahaNe yazık ki sana yabancıdır benimağlamalarım”...
● Thales’e göre tanrı her şeyi sudan yaratmış bir güçtü.
● Anaximandros’a göre tanrılar değişik mevsimlerde doğup ölüyorlardı ve sayıları sonsuz dünyalardı bunlar.
● Anaximenes’e göreyse hava
Grev sözcüğünün nereden geldiği araştırdım ve kitapla daha da anlam kazandı.Size yaptığım araştırmadan bahsedip kitap yorumuma geçeceğim.Victor Hugo, yaşamında şahit olduğu idam sahnesini, insani açıdan ele alıp Bir İdam Mahkumunun son gününü yazmıştır.Fransaya gidersem muhakak ziyaret edeceğim.Paris’te, ‘’GREVE Meydanı’ndan’’ geçerken idam
Grebenski Kazakları, Kafkasya'ya ilk giren gruptu ve sınır hattını koruyorlardı. Rivayete göre memleketleri Ryazan'dı ama Çar III. İvan'ın baskısı tahammül edilemez noktaya geldiği için daha da uzak bir bölgeye göç etmeye karar vermişler ve güneye yönelmişlerdi. Yaptıkları sağlam sallar sayesinde ailelerini, hayvan sürülerini ve