Ayaklarımın etrafında kalıntılar var. Ruh kalabalıkları ve kötü kokan sohbetlerin artıkları.
...
Evet, benim varlığım zarardan başka bir şey getirmiyor. Bu kirlenmiş ve yozlaşmış akıllara bir derman olamayacağım. Burada ben, herkesten aşağıdayım. Benimki, en aşağıda, en alçak olmanın kibri. Alt tarafın çıkıntısı olmak. Ellerini uzatanlara bela okumak ve gidin diye bağırmak ve minnetsizlik takıntısı ile belki kalp kırmak pahasına reddetmek. Bazı insanlar dünyaya kaybetmeye gelmiştir. Kaybedenlere dokunulmasa keşke. Onlar kendi başarısızlıklarıyla ve acizlikleriyle ve hatalarıyla kendilerini birleştirmişlerdir.
#lightlark
-ALEX ASTER
“Lightlark tehlikeliydi ama harikalarla doluydu. Ve artık özgürlüğü tattığına göre tekrar can kutusuna kilitlenip kalamazdı. Hayatında hiç istemediği kadar fazla şey istiyordu.”
Her yüzyılda bir yüz günlüğüne oynanan ölümcül bir oyun var. Altı farklı hükümdar ve altı krallık katılıyor bu oyuna. Bu krallıklar Hükümdarları
"Aldatılmak, sadece kadın ve erkeğin başka biriyle ilişki yaşamasıyla mı olur? Yoksa başka aldatılma çeşitleri de var mıdır? Bir atı kendinize doğru getirmek için elinizde şeker varmış gibi yaparsanız ve o at size doğru geldiğinde ona şeker vermezseniz o atı kandırıp aldatmış olmaz mısınız? Bir çocuğa "Uslu durursan sana şeker alacağım." deyip çocuk uslu durduğu hâlde ona şeker almazsanız o çocuğu kandırıp aldatmış olmaz mısınız? Aldatmanın belki de yüzlerce çeşidi vardır. Bunu sadece karı koca arasındaki ilişkiyle sınırlandırmak kıt zekânın ürünüdür."
"Rahmetli annem, "Kalp kırmak Kâbe'yi 70 defa yıkmaktan daha kötüdür çünkü hiçbir here sığmayan yüce Allah, insanın minik kalbine sığar." derdi".
Ölüm KapanıErkan Aksu · Beyaz Fil Yayınları · 035 okunma
يَدْعُو الْإِنْسَانُ لِلْآخَرِ وَيُنْشِدُ لَهُ شِعْرًا وَيُخَمِّرُ لَهُ الشَّايَ
وَمَا هُوَ كَسْرُ الْقُلُوبِ
İnsan, insana dua eder, şiir yazar, çay demler, gülümser. Kalp kırmak da neyin nesi?
İyi insanların bir şekilde korunduğuna inancımı hiçbir zaman kaybetmedim. O yüzden belki saf olan tarafımı hep korumaya çalıştım. İnsanların iyi olduğuna inanışım, belki herkesin özünün başlangıçta iyi olduğunu ama sonradan yaşadıklarıyla, öğrendikleriyle başka bir insana dönüştüğünü düşünmemden geliyor. Ben hep birine kızdığımda ya da yargılamaya başladığımda onun 3-4 yaşındaki saf ve masum halini gözümün önüne getirmeye çalışırım. O küçük çocuk ister miydi kötü biri olmak, kalp kırmak? Belki bu yüzden hayatta kimseye kızgın ya da kırgın kalamıyorum, içimde yaşadığım duygular affetme durumuna bile gelmeden onun çocuk halini gözümün önüne getirmemle başka şeylere dönüşüyor. Tabii ki özel alanımı, hayatımı, duygularımı oluşturduğum bir koruma kalkanıyla koruyorum ama büyük hayal kırıklıklarına, pişmanlıklara da meydan vermiyorum.