Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
"Gelin koleksiyoncusu korku ve gerilim dolu bir kitap, kalp atışlarınızın ne denli hızlandığını fark ettiğinizde çok şaşıracaksınız."
Soluksuz okuduğum efsane gerilim kitabı. Kitaplığımdaki en sevdiğim kitaplar arasında kesinlikle yerini aldı gayet sürükleyici her sayfası ayrı heyecanlıydı insanı ilk sayfadan son sayfaya kadar kendine bağımlı yapıyor.
Keyifle okuyup keşke bitmese dediğim kitaplardandı.
İNSANCA HİSLER KOLEKSİYONU
Bazı kitaplar vardır ismiyle çağırır sizi… Okuma planlarınızı alt üst eder, elinize aldığınızda bitirmeden başka kitaba başlayamazsınız. Okurken anlattıklarının etkileyiciliğinin yanında kitabı bitirmek istemezsiniz. O kadar içinizden karakterlerle karşılaşırsınız ki hayatta sanki ben böyle birini tanıyordum der acaba bu hikâyenin sonu nereye
En az mefisto klübu kadar beni etkiledi. Ama sonu mefisto klubune göre daha tahmin edilebilir geldi bana. Müzede mumya bulunmasıyla başlayan ve yakın döneme ait birinin öldürülüp eski yöntemler kullanılarak mumyalandigini gösteren cinayetler serisi. Eski mısırlıların Afrika kabilelerinin ve cinayeti ört bas etmek için kullanılan birçok yöntemin anlatıldığı müthiş bir kurgu. Ve müthiş bir son. Seride ki mefisto kulübü ve ruh koleksiyoncusu beklentinin üzerinde kitaplardı. Heyecanı hep doruklarda yaşattı bana okurken. Kendimi kitaba hapsolmuş ince dokunuşlar da buldum. Okurken verdiği haz kalp atışlarımın hızlanması beni en mutlu olduğum anlara götürüp geri getirdi. Polisiye okurken aldığım haz beni bu kitaplarda doruklara ulaştırdı . Mutlaka okunması gerektiğini düşünüyorum bu serinin polisiye severler tarafından .
Her hikayesi birbirinden güzel . Kah tebessüme kah gözyaşına gark ediyor insanı . Yoğun duygu geçişleri ile ve bir çırpıda okudum hikayeleri .
Nedim'e bende ağladım mesela yazarla birlikte.
Müjgan'ın kalp yarasını içimde hissettim.Vecdi enişte ile ilgili hikayede gülmekten kendimden geçtim." Kimlikte Nurşen "hikayesi çocukluğumuza dair eksikliklerin, özellikle sevgi eksikliğinin sonradan tamamlanmasının çok zor olduğunu birkez daha hissettirdi bana.
Kısacası çok sevdim ben bu yazar ve tarzı.
Şermin Yaşar kalemi hep ev hissi verir bana. O evde yaşamasakta tanırız biliriz. Biz olmasakta akrabamızdır komşumuzdur. Okuduğumuz her öyküden sonra, sanki yolda görsek, " Tanıyorum" diyeceğimiz bir yakınlık.
Tanıyoruz çünkü duygularını tanıyoruz. Duygu.. Yaşanma şekli kişisel olsa da aslında o kalp çarpıntısı hep evrensel.. Şermin Yaşar bu duyguları hem kişisel hem evrensel hissettiriyor bize.
Nerede peki bu göçüp gidenler koleksiyoncusu? Hangi adreste bulabiliriz tam olarak? Kalpte. Her birimizin kalbinde bazen bildiğimiz bazen göremediğimiz koleksiyonlarımız var. Şermin Yaşar'ın karakterleri de kalbine gömmüş koleksiyonunu. Bazısı eşini gömmüş, bazısı da eşinden görmek isteyip göremediği duyguları. Hepsinin koleksiyonunu ziyaret edince yoruluyor insan. Oturup uzaklara bakmak istiyor. Onlarla beraber ya da onlar için vedalaşmak istiyor kalplerine gömdüklerine. Sözün özü okuması keyifli hissi ağır duygularla okuyorsunuz çoğu zaman kitabı. Tabi ki tabi ki çok tavsiye ediyorum.
Canım Şermin Yaşar...
Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu.. Bir kitap ismi düşünün sizi kendine çeken ve başladığınızda bırakamayacağınız. Şermin Yaşar' ın bu kitabı on dokuz kısa öyküden oluşuyor ama herbiri bir roman olacak nitelikte. Çoğunda kitabın arka kapağında da uyardığı gibi hüzünleniyorsunuz. Bazıları ise bir buruk tebessüm bırakıyor. Yazar öykülerinde, yalnızlık, yoksulluk, anne sevgisine ihtiyaç, babaya hasretlik, aşk, ölüm birçok konu işliyor. Yazar aslında "yoksunluk" kavramını derinlemesine hissettiriyor. Hikayelerde kendinizden izler, tanıdığınız karakterler görebilirsiniz.
Kalemini çok sevdiğim Şermin Yaşar' ın Deli Tarla öykü kitabında ne kadar çok güldüysem bu kitabında da bir o kadar duygulandım.
Şermin Yaşar, kitabın son öyküsü "Geçtiğimiz Kırk Gün" ü , 3 aylık evliliğinin sonunda kalp krizinden kaybettiği eşi Nedim Bey' e yazmış. Sanırım tüm öyküler bir yana o yazı bir yana. Bir kayıp, acı, çaresizlik, ihtiyaç, aşk, ölüm böyle kaleme alınır.
Canım Şermin, o içinde hiç sönmeyen yangına su serpilsin okundukça..
Kitabı okuyun, okutun.. Kitapla ve sevgiyle kalın..