|kelime: ayrımcılık|
Kitap o kadar kısacıktı ki beni etkileyebileceğine ihtimal vermemiştim. Minicik bir olay anlatımı var kitapta, bir bilye hakkında, işte orada ben çok fazla duygu hissettim. Yaptığımız her ayrımcılık için kızgın, sevemediğimiz her temiz kalp için buruk kaldım.
Komboçya Elçiliği yazarın ilk okuduğum kitabı. Kısacık bir metin olmasına rağmen size bir roman kadar ayrıntı veriyor. Her insanın dünyayı algılayış biçimi farklı ve bu farklılığın temel sebeplerinden biri fırsat ve imkan eşitliği. Bu sebeple insanları değerlendirirken değişkenler üzerinden değerlendirmek bizi yanıltır. Önyargılarımızdan arınmak zor olsa da çabalamak lazım.
Fakat, sen bir daha üzülmeyeceğini mi sanmıştın? Asla öfkelenmeyecektin, yorulmayacaktın veya tepen atmayacaktı, öyle mi? Tabirimi mazur gör. Hadi ama Fatou! Biraz mantıklı ol, yahu!
Mutlu olmayı umut etmek yanlış mıydı?
Kanatmadan acıtmanın, gözyaşı döktürmeden hüznün, parmak sallayarak köleliği anlatmadan sıradan normal bir şey yaşıyormuşcasına köleliğin sarsan öyküsü. Akıcı bir dil, merak hep dorukta, acımaya bile utandırarak bir yaşama tanıklık. Çok güzel bir öykü. Öykü severseniz mutlaka okuyun derim.