Birinci kural yaradana hangi kelimelerle tanımladığımız kendimizi nasıl gördüğümüze aynı tutar şayet tanrı dendi mi öncelikle korkulacak utanılacak utanılacak bir varlık geliyorsa aklına demekki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla yok eğer tanrı dendi mi evvela aşk merhamet ve şevkat anlıyorsan sen de bu vasıflardan bolca mevcut
Bu sapıklara göre şeyh; tüm ilahi sıfatlar üzerinde tecelli eden zattır. Kâmil-i Mürşit; Allah'ın bir beşer olarak görünmesidir. Rabıta; tam olarak, müridin kendi iradesini yok edip, şeyhini Allah'ın bedenlenmiş hali olarak hayal etmesidir. Mürit bu sayede, şeyhin emrinde hareket eden, iradesi felç edilmiş, uyuşturulmuş bir robot haline gelir. Mürit sadece şeyhin kulu, kölesi olmakla kalmaz, tüm irade ve benliğini kaybeder.
Sayfa 203Kitabı okudu
Reklam
Gönülde yoksa kamil mürşit nazarı, Orası gönül değil şeytan pazarı.
Mahmud Ustaosmanoğlu
Mahmud Ustaosmanoğlu
Be Hey Gardaş
Be hey kardaş hakk'ı bulam mı dersin, Hakk'a yarar amel işlemeyince. Tarikat sırrına erem mi dersin, Kamil mürşit sana söylemeyince. Değme kişi gönül evin düzemez, Hakk'ın taktirini kimse bozamaz. Tarikat ummandır dalıp yüzemez, Aşkın deryasını boylamayınca. Gönül kuşu uçar gider durunmaz Başlı suların ayağı bulunmaz Elekten eleğe konup elenmez Değirmene varıp un olmayınca Özenirsen gardaş, tevhide özen, Tevhiddir nefsinin kalesin bozan. Hiç kendi kendine kaynar mı kazan? Çevre yanın ateş eylemeyince. Aşkım galip geldi yüreğim harlar, Aşık olan arı namusu n'eyler. Behey yunus sana söyleme derler Ya ben öleyim mi söylemeyince. Yunus Emre
Şems-i Tebrizi nin 40 kurali
1.kural yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. şayet tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sende korku ve utanç içindesin çoğunlukla...yok eğer tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat anlıyorsan, sende de bu vasıflardan bolca mevcut
Sufi olmak
Şu halde gerçekten sufi olmak isteyen kimse, bu işi yolun ehline sormalı sufiliği okulundan, üstadından öğrenmeli. Eğer bir kimse sufilerin yoluna görüntü ile değil, gerçekten gönlü ile girmek istiyorsa, mutlaka bu yolun üstadı olan kamil bir mürşidin terbiyesine girmeli. Kitap hakikati sadece tarif eder, ama mürşit gerçeği yaşatır. Kitap akla hitap eder, mürşit kalbe ve gönle girer. Kitap hüküm verir, mürşit terbiye verir. Kitap şöyle yapmalısın' der, mürşit o şeyi yaptırır. Mürşit, kitabın hükümlerini müridinin üzerinde uygular. Tasavvuf kalbi gafletten uyandırmak, nefsi manevi kirlerden arındırmaktır. Manevi terbiye sırf tarifle değil, ilahi tasarrufla olur. Tasavvuf güzel ahlaktan ibarettir. Güzel ahlak, Allahu Teala'nın edebi ile edeplenmektir. Bu, içi ve dışıyla Allah adamı olmak demektir. Bu güzelliği elde etmenin yolu, samimiyetle Allah'ın Sevgilisi Hz. Muhammed'e (s.a.v) uymaktır. *Dilaver Selvi kaynaklarıyla tasavvuf
Reklam
MÜRŞİD-İ KÂMİL NEDİR VE MUHAMMED HÜSEYİN (R.A.) HOCAMIZ KİMDİR?
Mürşid-i kâmil; Allah’ın Reşid sıfatının tecelli ettiği, insanları rüştüne erdiren, manevi olarak büyüten, olgunlaştıran, kemâle erdiren, Hz. İnsan olabilmeleri için insanlara yardım eden kul, âbd demektir. Reşit; çocukluktan kurtulan, delikanlı olan manasında kullanılır. Bir kul da manevi olarak büyüyüp rüştüne erince veli olur, rüştüne ermeyene
*** Vesvesenin ağzını ancak ilâhî aşk bağlayabilir. Sen vesveseyi içinden atmak istiyorsan, ilâhî aşka şarıl, bir kâmil mürşit ara! ***
Teslimiyet
Büyük harflerin belirttiği gibi manen hasta bir müridin mürşidinden tedavi olup fayda görmesi için şu üç şey çok önemlidir bir mürit önce kendisinin hasta olduğunu kabul etmeli sonra Kamil bir mürşitin elinde ifşa olma ve manevi hastalıklardan kurtulma arzusunda samimi olmalıdır kendisini hasta kabul etmeyen kimse doktor aramaz arayışında samimi
Sayfa 38 - Semerkand
Reklam
Tedbirât'taysâ, ki bizzat müellifin eserde belirttiğine göre Mevrur’da ve dört gün içinde kaleme alınmıştır, bilgi veren bir mürşit olarak konuşulmakta olduğunu hemen hissederiz. Metin belli bir düzenle ilerlemekte, fikirler okurun tâkibi adına özenle sıralanmaktadır. Yani Meşâhid Allah’ın suretindeki insana yönelik bir övgü gibiyse, Tedbîrât da eğitim amaçlı bir metin gibidir. Mürit aslındaki Allah’ın -sûretinde- oluş hâline kavuşup sadece bilkuvve değil, ama bilfiil insân-ı kâmil olacak, ilâhı ve kevnî hakikatleri kendisinde toplayacaktır.
Sayfa 67 - nefes
Dost arıyorum ey aşk, dost. İnsan-ı kâmil, mükemmel bir mürşit arıyorum. Benim, kusursuz Muhammedî yolda yaşayan bir sahabe gibi lekesiz tertemiz bir şeyhe ihtiyacım var.
Resim