144 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
SİNEKLER DE UYUR
Serpil Tuncer; Dil ve Edebiyat, Aşkar, Dergah, Temrin, Mavi Yeşil, Lacivert, Yedi İklim takipçilerinin aşina olduğu bir öykücü, son olarak Konya’da çıkan Mahalle Mektebi’nin son sayısında bir öyküsüyle boy gösterdi. Tuncer, aynı zamanda ilki 2011’de yayınlanmış beş öykü kitabı ile kendini kanıtlamış bir kalem. Tüm bunların üstüne tek başına
Sinekler de Uyur
Sinekler de UyurSerpil Tuncer · Okur Kitaplığı Yayınları · 201957 okunma
"Okunması gereken Yerli yazarlarımız"
Yakın zamanlarda önerdiklerim arasından ve eğitim hayatımdan kalan izler ile okumak için yerli yazar bulma sıkıntısı çekenler için bir yazar seçkisi hazırladım. Şimdilik 113 yazar mevcut. Tabii ki hepsini saymam mümkün değil lakin edebi birikimimin el verdiği ölçüde tanınan, unutulan; öykü, roman, deneme, şiir, tiyatro, eleştiri vb. türlerin
Reklam
tanrı ve zaman yanlış hatmedilmiş kiliselerin çanları sağır… minareler kısa… dekolte doktrinler giyinmiş abdal… geç kalmış, geç yağmış yağmurlarla dolmuş sarnıçlar, yırtıcı bir neşter darbesiyle, bulanmışlar nükleer sevdalardan olan kuleler, rokoko kristallerle süslenmiş tünellerde lime lime olmuşlar, bikes düşlere darılmışım, sıçramışım ve
Mehmet Uzun, Bîra Qederê
KADER KUYUSU* Öğleden sonra, zaman birazcık öğleni geçmiş, Bulgar gemisi Serivia İstanbul limanından demir alıp ağır ağır Karadeniz’e doğru yol alıyor. Gemi birkaç defa tiz bir sesle İstanbul’a veda ediyor. Boğazın suları geminin önünde açılıyor. Hafif bir yel, geminin ardında köpüren suları okşuyor. Yel, hafifçe geminin ön tarafında dikilip Boğazın her iki yakasını dikkatle ve çok özel duygularla izleyen Celadet ve Kamuran’ın saçlarını okşuyor. Minareler, kaleler, surlar, saraylar, konaklar, tanıdık ağaçlar ve ormanlar, her iki tarafta dans edercesine bir bir görünüp kayboluyor. Onları kucağında büyüten, besleyip eğiten, hayata ve yaşamlarına anlam katan, sırlarını saklayan, zenginlikleriyle aşklarını süsleyen, beyaz geceleriyle umutlarını ve düşlerini işleyen İstanbul, şimdi karşılarında ayrılık valsi yapmakta. Celadet ve Kamuran gidiyorlar, hayatlarının şehrini- sonsuz anılarla dolu şehri, bütün şehirlerin padişahı olan şehri- arkalarında bırakıp gidiyorlar. Kamuran: — İyi bak nazlı İstanbul’a, belki de bir daha görmeyiz onu. Celadet: — Onu nasıl bir daha görmeyiz? Hayatım, yirmi yedi yılım, bu şehirde geçti. Nasıl olur da, her şeye rağmen tekrar döndüğümüz bu şehri bir daha göremeyiz? (*Bîra Qederê) (Mehmet Uzun, Bîra Qederê, Avesta Yayınları, İstanbul, 1999.)
Öykü Okuma Etkinliği (60-70'ler) (15 EKİM- 1 ARALIK 2018)
Etkinliğimiz sona ermiştir, katılmayı başaran, düşünüp de başaramayan herkese çok teşekkürler. _____________ Etkinlik başlamıştır , paylaşımlarınızı #35045482 iletisi altında yapabilrsiniz - iyi okumalar herkese. ------------------------- İyi pazarlar, başka bir etkinlikle devam edelim dedim hikaye ile ilgili
106 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Her ne kadar yazım dili ve kelimeleri harika olsa da okurken çok ağır ilerledi ve zor bitirdim. Belki bu sıralar bu kitabı okumanın zamanı değildi bende. Kitap bittikten sonra aklımda pek bişey kalmadı üzüldüm..... Sonrasında tekrar okumak üzere kendime söz verdim.
Demir Köprü
Demir KöprüKamuran Şipal · Yapı Kredi Yayınları · 201138 okunma
77 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.