Dilê te kevire, çavê te xencer
Nava min xwîn dike, bê hilm û navber
Agir dicemide, li ber serma te
Êdî bû ye xeyal, miradê min û te
Ez dilê te li kevir xim, ewê agir jê here
Ji hisreta te bûm xulî, te ne got î tasek av
Behra Wan ê bi min re digirî, biranînên te histirî
Dilê min kirîye qulqulî, te ne got î merhemek
Ji nû ve ava bûm, bê êş û
Bu satırları okumaya başladığın andan itibaren ben diye bir şey kalmayacak. Ben, senin içinde ben olacağım. Olmalıyım, olabilmeliyim, bu benim son ödevim. Direnme, ön yargı ile yaklaşma, ab-ı hayat özlemi içinde olamayanlar, tutunamayanlar ve sen, anlık mutluluklar peşinde koşan ezikler, ezilmişler. Bu tavrı itici bulma, kinci gözle olaya bakma,
Mazlumların ahını almışsa eğer bir zillet
Sokaklar dolmuşsa kan gölü ile şehadet
Ateşler atılıp ses çıkarmıyorsa koca bir ümmet
Olması müstahak üzerimize büyük bir musibet.
Affet bizi masum çocuk, çok geç kaldık
Keyfimize düştük, gözyaşlarına aldırmadık
Zamanla her şey geçer dedik, kulak asmadık
Zaman geçti, izi kaldı, acınızı hiç anlamadık.
Adalet yerine zalimlik almış başını gidiyor
Sabilerin çığlıkları dört bir cihanı inletiyor
Bir millet daha çaresizliğini ilan ediyor
Bu sefer Rahmanın azabı pek şiddetli geliyor.
Allah hesabını sorar dedik içimize su serptik
Ne yapabiliriz diye bir an oturup hallenmedik
Ciğerlerimize çektiğimiz nefesi düşünmedik
Ve bir kez daha kendi sonumuzu kendimiz getirdik.
•Cemal Gündoğdu
İlk gençlik yıllarımdan beri ifrata varacak mahiyette görkemli bir hayal gücü evrenine tek başına hükmeden ve bu yazınsal hazineyle ölmeden efsanevileşen sevgili
Gabriel Garcia Marquez’den bir hikaye daha okumuş olmanın tatlı esrimesini yaşıyorum günlerdir. Öyle ki bende uyandırdığı hisleri asla tam olarak