429 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Noah Elliot, çok sevdiğinin babasının ölümünden sonra zor zamanlar geçirir ve kötü bir arkadaş çevresi edinir. Bu yüzden ana karakterimiz Dr. Claire Elliot oğlunu yanına alıp geçmişini arkasında bırakarak göl kenarındaki “sakin” bir kasabaya yerleşir. Dışarıdan her şey normal gibi gözükse de belanın gelmesi geç olmaz. Kasabanın gençleri sanki salgın hastalık varmış gibi delirmeye, ailelerini öldürmeye hatta kendilerini canlı canlı parçalamaya başlar. Bu çocukların hepsi ailesinin göz bebeği çocuklardır. Claire, bu olayları araştırmaya çalışırken akıl almaz manipülasyonlar ve akılları allak bullak eden detaylar yakalar. Tüm bu kasabanın gençlerinin delirmesinin sebebi nedir? Bunun 50-100 yıl öncesine ait üzerinde balta izleri bulunan kemik kalıntılarıyla bir alakası olabilir mi? Tess Gerritsen yine o güzel kalemiyle tıp ve polisiyeyi harmanlamış. Asıl olayların yanı sıra karakterlerin özel hayatlarına da değinmiş ve bu bize onları daha yakından tanıma fırsatı sundu. Fakat maalesef kitapta hoşuma gitmeyen şeyler de oldu. Mesela çok fazla isim! Bazıları havada kaldı. Uzatmalara gidilmiş. Kitap 100 sayfa daha kısa olabilirdi bana gereksiz uzatılmış bir kitap gibi geldi bu yüzden konusu ne kadar iyi olursa olsun okuyucuyu sıkıyor. Ayrıca sonu fena değil ama biraz aceleye gelmiş gibi Tess Gerritsen’dan daha iyisini beklerdim. Yine de kitabın konusu ve heyecanı için 10/8
Kan Gölü
Kan GölüTess Gerritsen · Martı Yayınları · 20114,895 okunma
Yola devam etmemizi sağlayan hayallerimizdir.
Sayfa 190Kitabı okudu
Reklam
400 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 4 days
Wulf Dorn'un geçen yıl okuduğum ve hiç beğenmediğim Oyunbaz kitabından sonra açıkçası bu sefer biraz isteksizce aldım Karabasan'ı. İyiki almışım. Beklentilerimizin düşük olduğu kitaplar bazen bizi şaşırtır ya hani, biraz beklentimizin düşük olmasındandır bu şaşırma hissi, bazen de gerçekten güzel bir sürprizdir hani söz konusu olan, işte bu sefer
Karabasan
KarabasanWulf Dorn · Pegasus Yayınları · 20162,024 okunma
İsimsiz.
E-book olarak okumak İsterseniz. drive.google.com/file/d/1upa9t7o... Her son yeni bir başlangıca gebedir. Bitmek; kimine göre bir son, başkasına göre yeniden doğuştur. Her şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardır. Geç olsa da öğrendim artık. Şimdi baktığımda geride ne bırakabiliyorum ve siz
“Anne baba olmak” dedi, “şüpheden başka bir şey değildir.”
Sayfa 190Kitabı okudu
176 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 3 days
İnsan bilmeceyi tamamlayınca, 'Aslında çok kolaymış' diye düşünür. Noel'de Cinayet Christie yine yapacağını yapmış; katili bulmak imkansız gibi bir şey... Simeon Lee, zengin bir ihtiyar. ortalığı karıştırmaktan hoşlanıyor. bütün çocuklarını noel için topluyor. Odasında tek başınayken eşyaların devrilme gürültüsü duyuluyor ve ardından korkunç bir çığlık. Herkes koşuyor. Kapı ve pencereler içerden kilitli ve kapıyı kırarak açtıklarında kan gölü olmuş odada ihtiyarın cesedinden başka kimse yok. Güzel bir kapalı oda polisiyesi. Katilin kim çıkacağını tahmin etmek çok zor. Evdeki herkes olabilir. Hercule Poirot, katili açıklayacağı zaman her biri için katil olma olasılıklarını ve cinayeti işlemek için sebeplerini bir bir sıralıyor. Katilin kim olduğunu okuyacak okuyuculara bırakalım. Benim tahminim, katil açıklana dek tahmin ettiklerinizin doğru olmayacağı yönünde... Keyifli Okumalar...
Noel'de Cinayet
Noel'de CinayetAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20184,047 okunma
Reklam
Ömrümün yarısını sensiz geçirdim. Koskoca bir ömrün yarısı boyunca sensizdim. Şu ana kadar boşa harcanmış bir ömür.
Sayfa 310
merhaba arkadaşlar, okuduğum fakat kütüphanemde öncelikli durmayan kitaplarımı satıyorum fakat ödemeyi bana degil, şu linkteki #167639277 kedi bakım evine yapacaksınız, özetle bu bir bağış iletisidir dolayısıyla kitaplara fiyat koymuyorum 5 tlniz varsa o bile ok, size kalmış yani, kitaplar temizdir at murattır yeşillik
İzlanda’nın Osmanlı denizcileri tarafından yağmalanma hadisesi-Cem Türktekin
İskandinav dilinde “Tyrkjaránið” olarak bilinen hadisenin İngilizce karşılığı “Turkish raids”, Türkçesi ise “Türk istilası”. Kendi kaynaklarımızda “İzlanda seferi” olarak geçen hadisenin hikayesi şu şekilde; 16. Yüzyıldan itibaren Akdeniz'de Osmanlı/Türk sancağı çekerek yağma eylemlerine katılan çok sayıda korsan gemisi bulunmaktadır. Bu
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.