Böylece Tanrı vergisi yani kader gereği olduğuna inandıkları zenginlik için varsıllar şükür putuna tazim edecek yoksullar da kader gereği yoksul olduklarını düşünüp tevekkül ve kanaatkârlık totemine tazimde bulunacaklardır. Oysa Kur'an bu anlayışı ayaklar altına almakta; şükür, tevekkül ve kanaatkārlık putunu yerle bir etmektedir. Bunların yerine ise şunu ikame etmektedir: "Allah, rızıkta sizi birbirinize üstün kıldı. Kendilerine fazlalık verilenler bu fazlalığı ellerinin altındakilere verip de onlarla eşit hale gelmek istemezler." (Bal Arısı Bölümü 71. Söz / Nahl Suresi 71. Ayet).
Tutumluluk tam olarak kanaatkarlık değildir. Kanaatkarlıkta aşırıya kaçma (aşırı yemek, aşırı zenginlik, aşırı mal, aşırı zevk) eğilimine direnme durumu söz konusudur.
Reklam
kanaatkarlik ve gösterişten uzak yaşama biçimi artık çok eskilerde kalmıştır.
kanaatkâr, dünya malına fazla meyletmeyen kişilik yapısının teşvikçisi olmalıyız. Kanaatkâr olmak, tembellik demek değildir tam tersine kanaatkâr insan, çok çalışır ama asıl amacı, ailesine, çevresine, toplumuna yardımcı olabilmektir. Maalesef bugün kanaatkârlık ve idealistlik, değer olarak yüceltilmiyor. Medyada başarı ve mutluluk timsali olarak genellikle kanaatkârlar değil tamahkârlar sahne alıyor, bize, çocuklarımıza örnek olarak sunuluyorlar.
Modern zamanlardaki mutluluk anlayışını erdemlerden koparması, sadece “ânı yaşa!" hususunda değil; sahip olmanın, açgözlülük ve tamahkârlığın sonucunda insanın mutlu olabileceği fikrini yaymasında da kendisini gösteriyor. Modernlikle birlikte mutluluk, bencil ve yalnız insanların anlık keyif almalarına dönüştü. Uzun yaşamak, genç ve fit kalmak, başarmak ve sahip olmak mutluluğun olmazsa olmazları haline geldi. Yetmeyince tehlikeli sporlarda, fanatizmde, adrenalinde, alkol ve maddede arandı mutluluk. “Enayi" diye geleneksel zamanlarda, bencil, kendini beğenmiş kimselere deniyordu.116 Şimdi bencil olmayanları, fırsatçılık yapmayanları böyle çağırıyoruz. Modern zamanlarda kanaatkârlık, sağlıklı çalışkanlık, insanlara faydalı olma ve hizmet etme anlayışı değil de dizginsiz bireysel hırs destekleniyor. İstekleri konusunda “agresif" olan insanlara övgüler yağdırılıyor. Özellikle henüz kuralları, kurumları tam yerleşmemiş toplumlarda, kolayca risk almaları nedeniyle bu tip insanlar daha çok öne çıkıyor, mevki-makam, para ve güç sahibi oluyorlar. Dışarıdan bakıldığında, sanki dünya hayatında her zaman kazananlar, başarılı olanlar, haset sahipleriymiş, tamahın ne kadar çoksa başarıya o kadar yakınmışsın gibi görünüyor. Bununla da kalmıyor, açgözlü ve tamahkârların isteklerine ulaştıkça daha mutlu oldukları düşünülüyor. Oysa bu da mümkün değil, erdemlerden kopuk bir mutluluk yaşantısı olamaz.
yaşamdan haz almanın ön koşulları, Eski Yunan idealleri olan kendini denetleme, kanaatkârlık ve ruh dinginliğidir. Çünkü arzular denetlenmelidir. Ruh dinginliği de acılara göğüs germemizi kolaylaştırır.
Reklam
442 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.