* kendi otomobilini üretemeyen ülkeye borç para verip otobanlar, yollar yaptırırız.. * sonra onlara arabalarımızı satarız.. * daha sonra bankalarını satın alırız.. * o bankalardan halka ucuz krediler verip daha çok araba almalarını sağlarız.. * böylece verdiğimiz o krediyi arabamızı satarak geri alırız, hem de faiziyle.. o ülkeye dünya bankası ya da kardeş kurumlardan bir kredi ayarlarız. ayarlanan kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez. o ülkede ‘proje’ yapan bizim şirketlerimizin kasasına girer. enerji santralleri, sanayi alanları, limanlar, dev havayolları yapılır.. aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton yığınları oluşur ve bizim şirketlerimiz kazanır..  o ülkedeki birileri de nemalandırılır. toplum bu düzenekten hiçbir şey kazanmaz. ama ülke büyük bir borcun altına sokulmuş olur. bu o kadar büyük bir borçtur ki ödenmesi imkânsızdır. plan böyle işler.. sonunda ekonomik danışmanlar/tetikçiler olarak gider onlara deriz ki;  “bize büyük borcunuz var. ödeyemiyorsunuz. o zaman petrolünüzü satın, doğal gazı bize verin, askeri üslerimize yer gösterin!  askerlerinizi birliklerimize destek olmaları için savaştığımız bölgelere gönderin, birleşmiş milletlerde bizim için oy verin!.  elektrik, su, kanalizasyon sistemlerinizi özelleştirin! onları amerikan şirketlerine ya da diğer çok uluslu şirketlere satın!” ve bu arada; sosyal hizmetleri, teknik sistemleri, eğitim kurumlarını, sağlık kurumlarını hatta adli sistemlerini ele geçiririz.. bu, ikili üçlü dörtlü bir darbeler serisidir.
Almanya'da kanalizasyon suyundan alkollü içecek yapılmaya başlandı. Almanlar, bunun çok lezzetli olduğunu ve kirli suyun mekanik, biyolojik ve kimyasal olmak üzere üç arıtma aşamasından geçtiğini, dolayısıyla alkollü içeceğin kesinlikle güvenli olduğunu iddia ediyor.
Reklam
Kafesinden çıkardığımız kuş kız, “Neredeyiz?” diye sordu. On yaşında görünüyordu ve konuşmayı beceren ender çocuklardan biriydi. “Büyük bir şehrin altındaki kanalizasyon sistemindeyiz,” dedim. “Birazdan temiz havaya ve güneş ışığına çıkacağız.” “Henüz değil,” diye hırladı arkamızdan Ari. “Önce biraz sohbet edeceğiz Maximum. Sen ve ben... Eski günlerin hatırına..
Novella DinamikKitabı okudu
Pis, iğrenç kanalizasyon duvarına gizlenmiş gri metal bir kapı görmüştüm. “Millet, buradayız, başardık.”
Novella DinamikKitabı okudu
Tanıdığım herkes oturacağı yerde oturuyor, kanalizasyon kokusu ortalığo sarsa da kimsenin bir yere gittiği yok.
"Kadın Hakları konusunda ne düşünüyorsun?" "Kadınlar araba yıkayıcılığı yapmaya, saban sürmeye, dükkân soyan iki kişinin peşine düşmeye, kanalizasyon temizlemeye, savaşta memelerinden vurulmaya hazır olduklarında ben de evde kalıp bulaşıkları yıkamaya ve sıkıntıdan patlayıp halının üstündeki iplikleri toplamaya hazırım." "Onların istekleri de mantıklı değil mi ama?" "Elbette."
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.