İnsanın dile getirebildiği en temiz, en duru sözcük "anne", en güzel sesleniş "anneciğim"dir. Bunlar küçük oldukları kadar yüce; umut, sevgi ve şefkatle yoğrulmuş, insan yüreğinin tüm inceliğini, tatlılığını ve sıcaklığını yansıtan çok güzel sözcüklerdir. Anne hayatta her şeydir: Hüzünde teselli, kederde umut ve zayıflıkta güçtür. Sevginin, şefkatin ve bağışlamanın kaynağıdır. Annesini yitiren, başını koyacağı bir göğsü, ona dua eden bir eli ve onu koruyan bir bakışı yitirir.
Dün gün ışığında kör gibi yürüyordu, şimdi duru görüşüyle koyu karanlıkta yürüyor! Bilgisizliği içinde güzel, sadeliği içinde erdemli ve zayıflığı içinde güçlüydü. Şimdi oyunları ile çirkin zekasıyla yüzeysel, bilgisiyle de kalpsiz bir hale geldi. Güzellikte bilginin, incelikle erdemin, beden zayıflığı ile ruh gücünün tek bir kadınla birleşeceği bir gün gelecek mi? Ben manevi gelişimin insani bir yasa olduğuna ve yetkinliğe yaklaşmaknın ağır işleyen bir süreç olmasına karşın sonunda hedefe ulaşacağına inananlardanım. Kadın bir yönde ilerliyor, başka bir yönde geriliyorsa, bunun sebebi dağların doruğuna varan zorlu yolun hırsızların tuzaklarıyla ve kurt inleriyle dolu olmasıdır!
Uygarlık bugün ne kadar kadının bilinçlenmesine yardımcı oluyorsa da, buna karşılık, erkeğin açgözlülüğü yüzünden, acılarını da çoğaltmaktadır. Dün kadın mutlu bir hizmetçiyken, bugün mutsuz bir metrestir !
Sen her şeyi bilensin, basiretlisin, o ise şaşkın ve kör, niçin kıvrandırıyorsun onu? Onu sen aşkla yarattın, niçin aşktan öldürüyorsun? Sağ elinle onu kendine kadar kaldırırken, sol elinle uçuruma atıyorsun...
Sen güçlüsün, ey Tanrım, bu kadın ise zayıf, peki o halde niçin belini büküyorsun onun?
Sen önünde durulmaz bir fırtınasın, o da karşında bir toz parçası, onu şu karlı toprağa niçin savuruyorsun? Sen büyüksün, o aciz, niçin savaşıyorsun onunla?
Aşkı bir gece kalıp , sabah giden yabancı bir konuk gibi mi kabul edelim ? Yoksa , bu duyguyu uykuda uyanan , uyanıklıkta kaybolan bir düş gibi mi düşünelim ? Bu haftayı , yerini gerçekliğe bırakmak üzere çok hızla geçmiş bir sarhoşluk saati olarak mı farz edelim?
Bir kadının kalbi uzun süre can çekişir ama asla ölmez. Bir kadının kalbi erkeğin savaşmak ve orada kıyım yapmak için seçtiği bir tarla gibidir. Ağaçlarını söker, otlarını yakar, kayaları kanıyla kirletir, toprağına kafatasları ve kemikler eker, ama bu tarla yine dingin ve uysal kalır, zamanın sonuna kadar ilkbaharlar, sonbaharlar gelip geçer bu tarlanın üstünden!