Geceleri gökkuşağına boyamak mıdır suçum ?
Herkes bağırırken şiirler okumak mı ?
Susmak mı sözün bittiği yerde ?
Kusmak mı sindirebildiklerinizi ?
Apansız uykum kaçıyor kaç gece,
Bu da mı aleyhime kanıt ?
Sondan saymaya başladım adları-böyle
Hoşuma gidiyor
- beğenmeseler de
seviyorum ellerimi,
hep olmayacak düşler görüyorum,
Yenileceğim kavgalara giriyorum durmadan.
İtiraf ediyorum ?
Silin adımı listenizden, yokum;
Aslında bir oyun olan kavgalarınızda ve aslı bir Kavga olan oyunlarınızda.
Kirli sevinçlerinize ortak etmeyin beni. Gözyaşlarınızı da paylaşmıyorum.
Yalan övgülerinize ihtiyacım yok.
Gıyabımda kesinleşmiş hükümler verin.
Bir sürgün nereye sürülebilir ?
Gölgeler kelepçeye vurulur mu ?
Çekilin, yürümediğiniz yolları(mı) kirletmeyin.!
Bir inanç için ne kadar kanıtınız varsa ona o kadar çok inanırsınız.Hayatımın ilk döneminin büyük bir kısmında kendimi bir yazar olarak düşünmedim. Lisedeki öğretmenlerime ya da üniversitedeki hocalarıma sorsanız size en iyi ihtimalle vasat bir yazar olduğumu, kesinlikle öne çıkan bir özelliğimin bulunmadığını söylerler.
Yazarlık kariyerime başladığımda, ilk birkaç yıl boyunca her pazartesi ve perşembe günü yeni bir makale yayınladım. Kanıt büyüdükçe yazar olarak kimliğim de büyüdü.Yola yazar olarak çıkmadım. Alışkanlıklarım aracılığıyla yazara dönüştüm.
Astronomi bir bilimdir. Evreni olduğu gibi inceler. Astroloji ise sözüm ona bilimdir, kanıt yokluğu karşısında öteki gezegenlerin bizlerin günlük hayatını etkilediği savında olan bir sözde bilim..