kıtabın arkasındakı ve ıcındekı yorumlara bakıldıgında cok carpıcı bır kıtap oldugu sanılabılır ancak hıc de oyle oldugunu dusunmuyorum
bir ingiliz tarafından okundugunda cok tandık gelebılır ama sıkıcılıgın otesıne gectıgını sanmıyorum
diğer taraftan gunumuz dızılerınden cok da farklı degıl kaldı kı fılm olması da guzel bır kanıt sanırım
sıradan garıp ılıskıler yumagı
keyıflı okumalar
Bir GünDavid Nicholls · Pegasus Yayıncılık · 20106bin okunma
Yakın olmak için kelimelere, dokunuşlara, birbirlerini görüp işitmeye ihtiyaç duyanların hayatı ne kadar durağan ve sıkıcıdır kim bilir...
Sevgilerinden emin olmak için kanıt isteyenlerin ya da kanıtlamaya ihtiyaç duyanların hayatları ne kötüdür...
...Yer yüzünde ahlak yok. Aşkın simgesi olan mersin çiçeğini, savaş simgesi olan defneyi, barış simgesi olan şu koca aptal zeytin dalını, çekirdekleriyle az kalsın Adem'i boğacak olan elmayı ve etekliklerin ağababası olan incir yaprağını buna kanıt gösterebilirim...
"İnsanlar Tanrı'nın var olduğuna inanmakta güçlük çekmiyor" dedi adam.
"Bu yüzden buna inanç deniyor. Kanıta ihtiyaç duymuyor, çünkü bir kanıt yok."
"Eğer biri ışığa inanıyorsa, karanlığa da inanmalıdır."
İnsandaki intikam duygusunun şiddeti hakkındaki yazılı kanıt. İlk başta pek sürükleyici olmasa da sonlara doğru insanı içine çekiyor. Her düğüm teker teker kendiliğinden çözülüyor.
BumerangReginald Hill · Koridor Yayınları · 2013128 okunma
ÇOK MUTLUYUM :D ÇÜNKÜ AMCAMIN ALDIĞI SETİ OKUMAYI BİTİRDİM
SHERLOCK HOLMES
Setin İçindeki Kitaplar
Akıl Oyunlarının Gölgesinde
Suç Detayda Saklıdır
Şüphe Asla Uyumaz
Gerçekler Kanıt İster
Aklın Şüphesi Suçun Gerçeğidir
Yazar : Sir Arthur Conan Doyle
Çevirmen :Cumhur Mısırlıoğlu
Yayın Evi :Martı Yayınları
ve hala çok mutluyum çünkü dayımın hediyeside SHERLOCK HOLMES setinden birisiymiş sabırsızla merak ediyorum pazartesiyi sabırsızla bekliyorum
"Mahkeme kararlarındaki hata oranı tahmin ettiğinizden çok daha yüksek. Sadece yanlış kararlar değil,suçsuz bulunan suçlularda var. Biz bu "hataların" hepsini görüyor ve kabul ediyoruz. Bu, savunmaya iyilik olsun diye yaptığımız şeylerin sonucu. Asıl sürpriz, hatalı kararların, suçlu bulunan masumların oranıydı. Bu hata oranını hiç bilmiyoruz -hatta düşünmüyoruz bile- çünkü çok fazla sorgulama gerektiriyor. Gerçek şu ki, kanıt dediğimiz şey onu üreten tanıklar tarafından yanıltıcı hala gelebilir, hepimiz insanız çünkü. Hatıralar silinir, görgü tanıklarının ifadeleri çok güvenilir olmayabilir, en iyi polisler bile adaletin hatalarına maruz kalıp yanılabilir. İçinde insan faktörü olan her sistem hataya açıktır. Neden mahkemeler farklı olsun ki? Değiller. Bizim sisteme gözü kapalı güvenimiz, cehaletin ve büyülü düşüncelerin bir sonucudur."
"İnsan zihninin, boş bir çatı katına benzediğini ve insanın bu çatı katını kendi seçeceği mobilyalarla döşeyeceğini düşünüyorum. Yalnızca bir aptal, önüne gelen her bilgiyi kapar, böylece ona faydası dokunabilecek bilgiler kalabalıklaşır ya da birçok şey birbirine girer ve o bilgiye ihtiyacı oldu mu güçlükler yaşar. Ama becerikli ve usta bir kimse, zihnine ya da çatısına bir şeyler alırken son derece dikkatlidir. İşini yapmasına yardım edecek aletlerden başka hiçbir şeyi yoktur ama bunları da sınıflandırmış ve kusursuz bir düzene sokmuştur. O küçük odanın duvarlarının esnek olduğunu ve her ölçüde genişleyebileceğini düşünmek hata olur. Emin olun ki, zaman geliyor, zihninize kattığınız her bilgiyle önceden bildiğiniz bir şeyi unutuyorsunuz. Bu yüzden, önemsiz bilgilerin önemlilerin önünü tıkamaması çok büyük önem taşıyor."
"Ama söz konusu, Güneş Sistemi!" diye çıkıştım. "Dünya'nın Güneş'in çevresinde döndüğünü söylemenin," diyerek sabırsızlıkla sözümü kesti, "Bana ne faydası var? Dünya isterse ayın çevresinde dönsün, ne benim ne de işim için hiçbir önemi yok."
Waterford Hastanesi'nin önünde, yolun aşağısında bir otobüs durağı vardı. Oraya giden insanlar, otobüse biniyorlardı. Toplu taşıma... 'Toplu', başka hiçbir şeye parası yetmeyenler anlamına geliyordu. Onlar halktı. Görüp görebileceğiniz en zor durumda olan insanlardı.
Bu yazarın kalemine bayılıyorum. Ama bayağı zor olmuştu yazarın üslubuna alışmak. Kısa kısa hikayelerden oluştuğu için ilk iki kitabı okuduğum zaman çok özentisiz bulmuştum. Şimdi ise yazara haksızlık ettiğimi düşünüyorum. Çünkü biranda sevmediğim yazarın kitapları başucu kitabım haline geldi.