Dünyadaki her köklü yenilik, her köklü değişim, şansını önce öfkeli devrimcilerle değil ama ilımlı Reformcularla dener ve yaşadığı çağ Erasmus'u, sessiz, ama önüne geçilmez biçimde etkinliğini sürdüren aklın simgesi olarak görmüştür. Avrupa, görkemli bir an boyunca birlik ve bütünlük içerisinde bir uygarlığın hümanist düşünde birleşmiştir; bu uygarlık içerisinde tek bir dünya diliyle, tek bir dünya diniyle, tek bir dünya kültürüyle insanlığa yalnızca yıkımlar getiren o öncesiz parçalanmışlığa son verilmesi öngörülmüştür; bu unutulmaz deney, tuhaf bir biçimde Rotterdamlı Erasmus'un adına ve kişiliğine bağlı kalmıştır. Çünkü Erasmus'un düşünceleri, istekleri ve düşleri, dünya tarihinin kısa bir zaman dilimi boyunca Avrupa'ya egemen olmuştur ve Avrupa'nın kesin olarak birleştirilmesine ve barışa kavuşturulmasına yönelik bu arı ruhlu iradenin, hepimizin ortak vatanının kanla yazılan trajedisi içerisinde yalnızca çok çabuk unutulan bir sahne olarak kalması, hem Erasmus adına, hem de bizler adına müthiş bir yıkımdır.
Anadolu'nun kalbinde yeryüzünün ilk büyük imparatorluğu: Hititler
Açgözlü krallarin toprak hırsı
Kanla yazılan bir tarih
Yeryüzünün ilk büyük savaşı Kadeş
Umarsız bir sevda
Aşkını günah gibi yaşayan genç bir kadın.Tanrilarin lanetledigi insanlar.Ugradigi lanetin bedelini savaşla ödeyen bir adam.
Acımasız bir dünyada ,aşkın derme çatma kalesine sığınmış iki insan.
Yıllar öncesinden gelen bir çığlık
Savaşa karşı bir haykırış...
Bu kitabı bir kadın olarak yada çok sevmiş ,aşkı için canını bile tehlikeye atacak kadar cesur olan ,yüreği kan ağlayan , hıçkırıklari hiç dinmeyen bir aşık olarak bitirmek sizde nasıl bir etki yaratabilir?
Mutlaka okuyun
* Ataerkil toplum yapısının özünü oluşturan etmenlerden biri olan kontrol altında tutma ve hareket alanını kısıtlama ki böylelikle gözetimi sıklaştırma durumuna en fazla özne durumunu oluşturan kadınlardır. Erkek egemen kültür Bourdieu tarifiyle eril tahakküm safları sıklaştırarak kadın dünyasına ait her türlü yapı ve mekanizmayı iktidar nosyonu ile birleştirerek düzeni sağlama adına beden üzerinden obje görevini yürütür.
** Türkiye ve bütün toplumlarda bir tabu adı verilen bekaret kültü aile, din, hukuk gibi kurumlar aracılığıyla kadınların ezme, sindirme, erkekler tarafından bir ceza misyonun özünü oluşturmuştur. Namus fantazisinin sadece kadına ve bekaret mitine indirgendiği, erkek egemen kültürün gücünü kat be kat artırdığı kanla yazılan bir tarihte kanı dökülen ise kadın olmuştur...
*** Eril tahakkümün ve şiddetin kendini en net ortaya koyduğu alanlardan biri olan kadın bedeni ve bekaret kuşaklar ve tarih boyunca güç erkleri tarafından meşruiyet kazandırılarak mistik öğeler bir hakikat yerini almıştır. Ahlaksal norm ve yasalar her zamanki gibi kadınlar aleyhine olan bir süreç etrafında şekillenmiştir.
**** Önyargılı bütün kapıları, kapatan enfes bir araştırma ortaya koyan yazar bütün ezberleri bozan ve mutlaka ama mutlaka okunması gereken bir kitap...
Sabrın çalkalanıp taştığı sulardadır
Çığlıklarla parçalanmış uykularda
Buruşturulup atılmış aşklarda
Ve çalınmış mutluluklardadır
Ses ile yürek
Büyük rüzgârların o yanık şarkısı
Hâlâ yükselir içimizden dağılır
Coşkunun doruklarında sürer yankısı
İlk kurban adanırken bir nehire
Korkunun ilk nişanında başlamıştır
Gözyaşının ilk
Ağustos Türk’ün zafer ayıdır. Alparslan’la Malazgirt Zaferi ile başlayan Anadolu hakimiyeti Sakarya’da perçinlenmiştir. Kanla yazılan şerefli bir tarih vardır geçmişte.
Ağustos Türk’ün zafer ayıdır. Alparslan’la Malazgirt Zaferi ile başlayan Anadolu hakimiyeti Sakarya’da perçinlenmiştir. Kanla yazılan şerefli bir tarih vardır geçmişte.