Tarih ve Kelam
''(...)Olaylar sistemi artık hiçbir şey kanıtlamaz olur: Büyük marifetler peri masallarına ve elkitaplarına girmiştir. Geçmişteki muzaffer girişimler de , artık sadece onları taçlandıran güzel laflar yüzünden ilgi çeker. Ağzı laf yapmayan fatihin vay haline! İsa bile, iki bin yıldır dolaylı bir biçimde diktatörlük yapmasına rağmen , müminlerinin ve aleyhtarlarının hafızasında, onca ustalıkla sahnelediği yaşamına serpiştirilmiş paradoks kırıntılarıyla iz bırakmıştır. Çektği acıya uyan bir lafı gediğine koymamışsa, bir şehit hakkında nasıl bilgi toplanabilir? Uzak ya da yakın geçmişteki kurbanların hatırasını, ancak bulandıkları kanı kelamlarıyla ölümsüzleştirdilerse muhafaza ederiz. Bizzat cellatlar bile, ölümlerinden sonra oyunculukları ölçüsünde anılırlar. Neron, kanlı soytarı çıkışları olmasa, çoktan unutulurdu(...)''
Sayfa 88 - MetisKitabı okudu
Bilgisayarların, örüntü tanımada büyük marifetler sergileyebilseler de insanlar için önemli olanı belirleme konusun da özel bir yetenekleri yoktur. Aslına bakılırsa sıklıkla insanlar bile kendileri için önemli olanı önceden bilmez. Bu nedenle örüntü belirleme rolünü insanın üstlenmesi, bir nöral ağın sağlayacağından daha geniş bir mercek ve daha büyük esneklik sağlayacaktır.
Sayfa 101Kitabı okudu
Reklam
Sevmeyi Bozan Şeyler - Garib Çoban
İbadet yaratana olan samimiyetin Estağfirullah ile şems vakti dua ağacındaki kabul olmuş amin meyvesini yemek için gizli özlemlerin adıdır. Birbirlerine gösterilip ama birbirleriyle meşgul olmayan insanların dünyalık feryatlarından uzak dur gönül. Dilek ve şikayetleri arasında putları olanlar sevgili değil münafıktır. Oysa sevgi teheccüt vakti
Alevî Dilindeki Saklı Hakikat(Zeynel KETE)
Rêya Hakk Alevî inancının Terminolojisine, inancındaki kavram ve kuramlarına derinlikli bakmak, Bu inancın dilinin hangi kültür havzasına, hangi zaman ve mekâna ait olduğunu bilmek için, dilin gelişimindeki biyolojik ve kültürel evrimi bilmek gerekiyor. Bu gerçeklikten hareketle genel olarak biyolojik gelişim ile kültürel evrim arasındaki
Söylendiğine göre, Japonya'daki şarlatanlar, bir çocuğu seyircilerin gözleri önünde parçalarlar; sonra, onun bütün uzuvlarını birbiri ardı sıra havaya havaya fırlatarak çocuğu canlı ve yeniden bir araya gelmiş olarak yere indirirlermiş. Bizim siyasetçilerimizin hokkabazlık marifetleri de aşağı yukarı böyledir; panayırlara yakışan bir göz boyamacılığıyla toplumsal gövdeyi böldükten sonra, parçaları kim bilir nasıl bir araya getirirler.
Timur’un Sivas'taki Marifetleri
Schiltberger, Johannes'ten farklı olarak, şehrin teslim olmasından sonra Sultan Bayezid in gönderdiği beş bin süvariyi canlı canlı gömdürğünü, şehir yerle bir edildikten sonra tüm sakinlerini esir edip ülkesine gönderdiğini, bunlar arasında dokuz bin bakire kız bulunduğunu, şehri zapt etmeden evvel en az üç bin kişiyi öldürttüğünü ve sonra ülkesine döndüğünü anlatmaktadır.
Sayfa 73 - KronikKitabı okudu
Reklam
63 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.