Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nayman Ana Efsanesi
Oy balam, oy! Hafizan kökünden sükülüp alınanda, başına sardıkları deve derisi kuruyup büzülerek ceviz kırar gibi beynini sıkıştıranda, o görünmez çember gözlerini kanlı yaşla dolduranda, Sarı-Özek'in dumansız ateşinde cayır cayır yananda, ölüm susuzluğundan çatlayan dudaklarına bir damlacık yağmur düşmedi! Oy balam, oy! Can balam, oy! Yeryüzüne hayat veren güneş, senin için kapkara bir yıldız oldu da bir damla ışık vermedi! Ondan nefret etmedin mi oy balam oy! Can balam, oy! "Acı çığlıkların bozkırda yankı yankı yayılanda, gece gündüz "Tengri!" deyip yana yakıla gökyüzü boşluğuna seslendiğinde, dayanılmaz acılarla kıvrananda, kusmukların, pisliklerin, sidiklerin içinde boğulanda, balam oy, vücudun yıkılıp üzerine sinekler üşüşende, yavaş yavaş aklını yitirip gittiğinde, hepimizi yaratıp sonra da kendi hâlimize salıveren Tengri'ye son gücünü toplayıp isyan etmedin mi? Oy balam, oy! Can balam, oy! "İşkenceyle sakatlanan aklını karanlığın örtüsü yavaş yavaş kapladığında, zorla elinden alınan hafizan geçmişle bağlantısını koparanda, öz ananı dağ dibinden akan ve kıyısında oyun oynadığın derenin şırıltısını, kendi adını, babanın adını, sana utana utana bakarak gülümseyen kızın adını, aralarında büyüdüğün bacı-kardeş, hısım-yoldaş herkesin hayali gözünde silinende, seni karnında taşıyıp bu günleri göstermek için doğuran anana kargışlar okumadın mı? Oy balam oy! Can balam, oy!"
Dahası da var kuşkusuz, hele günümüzde! Kadın taraftarlara ya da oyunculara bile bulaşan maço bir kültür; cinsiyetçi, militarist ve milliyetçi sloganlar atan fanatik taraftarların şiddeti, sokak kavgaları, hatta birbirlerini öldürmeleri; holiganlar arasında örgütlenen ırkçı, dinci gruplar, dazlaklar; rakip takımlara düşmanlık söylemleri geliştirip
Sayfa 39 - Everest & 1. Baskı & Gazozuna MaçKitabı okudu
Reklam
Hangi derin karanlığa?..
☆☆☆ Gel ey gece, Kirpikleri kavuşturan karanlık, Bağla gözlerini yumuşak yürekli gündüzün. Görünmez kanlı ellerinle yırt at, Uykularımı kaçıran varlığın kader yazısını. Gün soluyor; karga çal kanat gidiyor kara ormana, Gündüzün iyi kulları boyunlarını büküp Uykulara dalmak üzereler, gecenin kara güçleri Avlarının üstüne saldırmaya hazırlanırken… ☆☆☆
Nerde duymuştum: Birkaç kanlı katil, Bir oyun seyrederken tiyatroda, Öyle ciğerlerine işlemiş ki bir sahne, Kalkıp dökmüşler ortaya cinayetlerini, Çünkü dili yoktur cinayetin ama, Birden konuşuverir bir mucize gücüyle.
Sayfa 67 - HamletKitabı okudu
Ne çılgınlık bu, ne kanlı bir oyun bu!
Dünya; fikir savaşlarının, dinler mücadelesinin ve tarihi kanlı sayfalarla yazanların arenası, hayat; istismarcıların, sömürücülerin, şehvet tacirlerinin, emeksiz kazanç elde etmeyi maharet sanan vurguncuların oyun oynadığı acımasız dekorlarla donatılmış bir sahneydi...
Reklam
Uyku, niçin böyle bir oyun oynuyor, niçin eli kanlı katillerle masumları, suçlularla mazlumların yüzünü aynı biçime sokuyor, hepsini sakinleştiriyor, hepsine dingin bir ifade takıyor?
Sayfa 294 - İthaki
"Doğru söylüyorsun alın; beyanına saygı gösterilecek. Planlarımı yaptım -doğru planlar olduğuna inanıyorum- ve bu planları yaparken hem vicdanımın buyruklarına hem de aklımın öğütlerine kulak verdim. Eğer sunulan mutluluk kadehinin içinde bir damla olsun utanç ya da azıcık pişmanlık tadı bile bulunursa gençliğin ne kadar kısa bir süre içinde solacağını ve tomurcukların nasıl mahvolacağını biliyorum. Fedakârlık, üzüntü, çöküş istemem; bunlar benim zevkime uymaz. Kırmak değil, büyütmek istiyorum; kanlı gözyaşları değil, minnet kazanmak istiyorum; gülümseme, sevgi, tatlılık hasatını toplamalıyım. Bu yeter. Sanırım bir tür büyük cinnetin içindeyim, aslında bu ad infinitum*(Sonsuza değin) muhafaza etmeyi dilemem gerekir ama cesaretim yok. Şu ana kadar kendimi yönetebildim. İçimden yemin ettiğim gibi hareket ettim ama bundan ötesi benim gücümü aşabilir. Ayağa kalk, Bayan Eyre, beni yalnız bırak, oyun oynandı."
Sayfa 295
Nerde duymuştum: Birkaç kanlı katil, Bir oyun seyrederken tiyatroda, Öyle ciğerlerine işlemiş ki bir sahne, Kalkıp dökmüşler ortaya cinayetlerini, Çünkü dili yoktur cinayetin ama, Bir konuşuverir bir mucize gücüyle.
Sayfa 67 - Türkiye İş Bankası Yayınları, Hamlet.Kitabı okudu
Uyku, niçin böyle bir oyun oynuyor , niçin eli kanlı katillerle masumları, suçlularla mazlumların yüzünü aynı biçime sokuyor, hepsini sakinleştiriyor, hepsine dingin bir ifade takıyor?
Reklam
Savaş… vahşet…
Malzemesi can olan bir dekor… insanlığa, al kandan oluşan bir dünya gölü vadeden vahşi bir oyun başladı… kanlı bir perde açıldı insanlığın üzerine… kan sellerinin kükreyerek aktığı cesetlerin meydanlarda koktuğu bir Ağustos sıcağında, yeryüzü acımasız bir mücadele içindeydi…
Vay be:)
"Hikayeye göre çok güzel ama bir o kadar da fakir bir genç kız, Havana'da şatafatlı bir yaşam süren, çok zengin, yakışıklı hırslı, geleceği parlak bir yabancı tarafından istenir. Kızın annesi duldur ve tek ümidi kızıdır ya da kızını bir an önce evlendirmek ;bu yüzden bu garip yabancıya büyük bir memnuniyetle "evet" demekte ve elini vermekte bir an bile geçikmez. Ama düğün gecesi yeni evlilerin kapısında bilerek ya da merakına yenik düştüğü için bekleyen anne kızının, o uzun gece boyunca aralıklı olarak şarkı söylediğini ve yardım istediğini duyar:"Anacığım anacığım, gel gel gel ;yılan beni yutuyor, gel gel gel." Ancak açgözlü annenin olası bir telaşlı müdahalesi damadın hiç durmadan yinelediği acayip cevabı yüzünden yatışır, damadın o uzun gece boyunca ona tekrar tekrar söylediği şarkı şöyleydi :"Yalan kaynanam yalan, gel gel gel ;oyun oynuyoruz biz, gel gel gel ;yeni evli değil miyiz, gel gel gel" Ertesi sabah anne ya da artık kaynana olan kadın, kahvaltıyı götürmek ve gençlerin mutlu yüzlerini görmek için yeni evlilerin odasına girince, bir yabancıya verdiği bir tanecik talihsiz kızının utangaç yüzü yerine kanlı yatağın ortasına çöreklenmiş kocaman bir yılanla karşılaşır. "
Bu çetecilik oyunlarının en heyecanlısı bizim mahallenin çocuklarıyla bitişik Hıristiyan mahalle çocukları arasında yapılanlarıydı. Bunlar gerçek bir çete çatışması gibi geçerdi hiç beklenmedik bir zamanda patlardı ve derhal duyulurdu. Bu artık bir oyun değildi, sınır mahalleler arasında bir kavgaydı. Bütün bunlar aynı devletin uyruğu fakat yüzyıllardan beri kaynaşmayan ırkların çocukları arasında ileride olacak kanlı hesaplaşmaların küçük hazırlığıydı.
Sayfa 15
Bu çetecilik oyunlarının en heyecanlısı, bizim mahallenin çoçuklarıyla, bitişik Hristiyan mahallesi çoçukları, arasında yapılanlarıydı. Bunlar gerçek bir çete muharebesi gibi geçerdi. Hiç beklenmedik bir zamanda patlardı. Derhal duyulurdu. Bu artık bir oyun değildi. Sınır mahalleler arasında bir kavgaydı. Bütün bunlar aynı devletin tebası, fakat asırlardan beri birbirine kaynaşmayan ırkların çocukları arasında ilerde olacak kanlı hesaplaşmaların küçük hazırlığıydı.
TV'de şiddetin hissizleştirici etkisi
Zor ya da nahoş olaylara sürekli maruz kalmak bu olaylara karşı duyarlılığımızın azalmasına neden olan bir etki yaratır. Bir deneyde araştırmacılar birkaç genç adamın sert ve kanlı geçen bir boks maçını izlerken verdiği fizyolojik tepkileri ölçmüştür (Cline Croft, & Courier, 1973). Günlük hayatında çok televizyon izleyenler ringdeki kargaşadan
Sayfa 708Kitabı okudu
438 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.