Bu bir vefa öyküsü,roman gibi gözüken bir aile albümü, hiç tanımadığı kan bağına olan özlem,acının, sevginin umudun kaleme alınmış hali bu Rıza'nın erkenden yitip giden ama dolu dolu yaşadığı hayatının kitaplarılmış hali.
Yazarımızın kalemınden ve dilinden öyle güzel anlatılmış ki hem 1950 lili yıllara götürüp hemde ailenin yaşadığı acıları okurken kendimizden doneler bulacağımız bir eser oldu benim için.
Çağımızın vebası kanser malesef genetik miras olarak gelen hastalıklardan ve yazarımız da başına geldiğinde hiç yılmadan tedavisini görürken kendisi 8 yaşındayken 40 yıl önce aynı hastalıktan 24 yaşında kaybettiği dayısının hikayesine 1 sandık icinde mektuplar sayesinde ulaşıyor.
Arkadaşlarıyla konuşup, kavuşamadığı Fatma'sına kadar herkesle iletişim kuruyor ve ortaya bu muhteşem eserlerle çıkıyor. Üniversite yılları,yaşadıkları ,dostlukları,aşkı,hastalığına rağmen hiç solmayan gülüşü ve hayat mücadelesini okurken aslında ne kadar yersiz şeylere üzülüyoruz dedirtti bana. Bu ara yeterince duygusal olduğum içinde hem umut verdi hem acılarına ortak oldum. Sonuna eklenen fotograflar da ayrıca güzellik katmıştı ve ne kadar gerçek olduğunu bir kez daha hatırlatmış
Ölümle çokkez sınanmış bir ailenin yaşadıkları ve hiç kabuk bağlamayan bir yaranın üzerine şefkatle sürülen bir merhem sanki bu vefa kitabını okumanızı şiddetle tavsiye ederim.