"Adaletin" ve "kanun karşısında eşitliğin" eleştirisi: bunlarla gerçekten feshedileceği varsayılan nedir? Gerilim, düşmanlık, nefret. - Ne var ki "mutluluğun" bu şekilde artacağını varsaymak bir hatadır: Korsikalılar, örneğin anakarada yaşayanlardan daha mutludurlar.
'TÜRKİYE 1928 YILINA KADAR RESMÎ OLARAK BİR İSLÂM DEVLETİYDİ' Bu cumhuriyet nedir? Türkiye Cumhuriyeti diye adlandırdığımız cumhuriyet nedir? Bir İslâm devletidir. Kanun-i Esasi yahut Teşkilat-ı Esasiye Kanunu cumhuriyetin ilânıyla beraber birinci maddesini Türkiye’nin idaresi bir cumhuriyettir diye değiştirdi. Kanun-i Esasi’nin ikinci maddesi Türkiye Cumhuriyeti devletinin dini din-i İslâm’dır oldu. Yani Türkiye 1928 yılına kadar resmi olarak bir İslam devletiydi. 1928 yılında bizim yazımızı elimizden aldılar bunu yaparken de bunu yapmanın bir dayanağını bulmak üzere de İsmet İnönü’nün 120 arkadaşı ile birlikte verdiği bir önergeyle anayasadan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dini din-i İslam’dır maddesi çıkarıldı. 1928. Yani Türkiye Cumhuriyeti beş sene İslâm devleti olarak resmen yaşadı. Ondan sonra bugün kurucu düşünce cart curt böyle saçma sapan şeyler söylüyorlar laikliği savunmak için. Laiklik anayasaya 1937 yılında CHP‘nin altı okuyla beraber olarak girmiştir. Türkiye’nin laik bir devlet olmasının resmen tasdiki 1937’dir. | İsmet Özel
Reklam
536 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yasaklar yıkılmak için mi var? Kadim Kanunlar & Bıçağın Kendisi
Kadim Kanunlar üçlemesi Ortaçağ'da geçtiğini düşündüğüm ve İttifak tarafından yönetilen büyük bir dünyayı anlatıyor. Bu dünya nasıl mı? Anlatayım: Kanlı engizisyon Sand Dan Glokta ve bunların uygulayıcıları Engizitörler, büyük bir savaşın isyankarları Kanlı dokuz Logen ve ekibi, İttifak askerleri Yüzbaşı Jezal ve West kız kardeşi Ardee, büyücüler ve Mecusların ilki kadim bilgeliklerin sahibi Bayaz ve nice serüvenlere doğru uzanıyor. İlk Kadim Kanun nedir? Diğer tarafa dokunmak ve şeytanlarla konuşmak yasak! Ama buna aldıran kim? Bıçağın Kendisi kitabı ne kadar yüz yıllar öncesinde geçse de vergiler, gelir eşitsizliği, savaşlar ve yıpratılan o halkın izlerini göreceksiniz. Yaratanın Evinde kardeşleri tarafından yıllar evvel ihanete uğramış bir büyücü. Ve orklara benzettiğim Mankafalar. Ferro adında bir kadın, karşıdan görseniz gözleri ateş saçıyor ve çok tehlikeli. Bu kadar karakter bir araya geldiğinde olacakları ilk kitabı okuduktan sonra daha iyi anlayacaksınız. Lotr ve Zaman Çarkı kadar değerli bir evrene sahip ama beklediği ilgiyi ona bizler göstereceğiz.
Bıçağın Kendisi
Bıçağın KendisiJoe Abercrombie · İthaki Yayınları · 2019211 okunma
Almadınız. Bilmezsiniz nedir kanun, disiplin kurs hem da . Konuşursunuz haminnem gibi!
Bıçağın Kendisi - Joe Abercrombıe
''Mecusların İlki, ''Evet, tabii ki,'' dedi. ''Diğer Taraf'a doğrudan dokunmak yasaktır. İlk Kanun istinasız her şeye uygulanır. İkinci Kanun gibi.'' ''O nedir?'' ''İnsan eti yemek yasaktır.'' Logen bir kaşını havaya kaldırdı. ''Siz büyücüler garip şeyler biliyorsunuz.''
Sayfa 201 - Logen DokuzparmakKitabı okudu
Aldatma nedir?
Aldatmanın kesin olarak ne olduğunu ortaya koyan hukuki şartlar var oldukça kadın, şüpheleriyle yaşamak zorundadır. Fakat bizim kanun koyucularımız " aldatma " nın ne olduğunu gerçekten biliyorlar mı ? Onların aldatma için önerdiği tanım, doğrunun nihai şekli midir?
Reklam
All you need to know about "Talmud"
Talmud, İbranice "öğretmek" demektir. Peki nedir bu yahudilerin Tevrattan bile daha çok önem verdikleri kitapları? Talmud, esasında, Tevrat'ın hükümleri üzerinde yapılmış olan şifahi yorumlardır. Asırlarca nesilden nesile yahudi hahamları tarafından nakledilen bu yorumlar, semitik toplumun ihtilaflarının çözümünde nihâi hüküm
128 syf.
5/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Şeytanın Çırağı
Japon yazar Shiro Hamao bir avukattı, ama bir süre avukatlık yaptıktan sonra kendisini dedektif öykü yazarlığına adadı. “Şeytanın Çırağı” öykülerinde bir avukat bakış açısının olay örgüsü etrafında gezindiğini hissetmek çok normal o yüzden. İnsan kendisini bir suçtan mahkûm ettiği zaman suçu işlemiş olmasa da gerçekleri ortaya çıkarmak hiç de kolay değil. Görevliler bir itiraf aldıklarında beyanın doğruluğunun pek de peşine düşmüyorlar sanki. İşin kolayına kaçtıkları için mi, kimin başına ne geldiğini önemsemedikleri için mi, nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın yeter ki dosya kapansın diye mi tartışılır elbette. “Adalet nedir?” diye sormadan geçemedim o yüzden. Bu küçük öykü kitabından bir alıntı: “Kim bilir kanun, kaç adaletsizlik için kullanılmıştır!” (s.104)
Şeytanın Çırağı
Şeytanın ÇırağıShiro Hamao · İthaki Yayınları · 20216,4bin okunma
Eğer imkan verilse, tek başına doğa insanoğlunun tüm icatlarından daha güzel ders verir dünyaya. Din, bu insanların kendi cehaletleriyle sahip oldukları huzuru yerle bir edecektir; kanun onlara şu an hakkında hiçbir fikirleri yokken, suç nedir onu öğretecektir.
"Doğanın kanunları değişebilir; Dua kanunu ise esnemez. Nedir bu kanun? Allah'ın size vermiş oldukları için müteşekkir olduğunuzda, Allah'ın üzerinizdeki ikramları kat kat artar.."
Sayfa 52
Reklam
128 syf.
1/10 puan verdi
#kitapvecayy_
Yaşasın Hürriyet ! Nidâları ile asıl hürriyetin , eşitlikte , açılıp saçılmada , ahlaksızlıkların diz boyu olduğu bir sistemde olduğunu zanneden bir toplumun akıbeti asla ama asla sağlıklı olmaz. Asıl özgürlük bu değil , Rabb'imizin bize din olarak seçtiği İslam dini , kanun ve yasalarıdır. Bu halde bize düşen , Yaşasın Şeriat ! Nidâlarını , davasını ayakta tutmaktır. Kitabı tavsiye ederim fakat rezillik nedir diye bilmek isteyenlere.
Forsa
ForsaÖmer Seyfettin · Gün Yayıncılık · 20162,666 okunma
331 syf.
·
Puan vermedi
Körlük
Değer yargılarımızın kaynağı yasa, devlet, kanun mudur; yoksa inandığımız din, inanç başka bir deyişle Tanrı mıdır? Kimsenin birbirini görmediĝi bir salgında, bin yıllar boyu düzelte düzelte oluşturduğumuz bu "Ahlak" kavramının bir önemi kalıyor mu? Yani kokusu burnumuza gelen o ekmeği sahibinden zorla almamıza engel olacak ne kaldı? Aklımızla ve diğer hayvanlardan farkımız olan o sosyal yeteneklerimizle meydana gelen "Toplum" kavramı da yok oldu. Artık bir toplum değildik bir bireydik çünkü kimsenin kimseye faydası yoktu kimsenin kendisinden başkasını düşündügü de yoktu. Yani toplum olmanın gereği olan o mutualist ilişki kaybolmuştu, herkes tek başınaydı artık. Vahşi doğadaki hayvanlardan pek bir farkımız kalmamıştı bir nevi. Suç oranları tahmin edileceği gibi artmıştı. Peki ya suç işlemeyenler? Yasalara hâla uymalarına zorlayan şey neydi? İyi olmaya devam etmenin nedeni nedir? Kendi benliğimiz mi, Tanrı mı yoksa salgın anında otoritesi zayıflamış olsa da hâla devlet mi? Bunlar bana göre kitapta cevabı net verilmeyen ve net verilmemesi hoşuma giden sorulardan bir kaçıydı. Henüz okumayanlara tavsiye ederim çok güzel kitap:)
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022103,3bin okunma
Marquis adamı süzüyordu, sordu: -Siz hangi taraftansınız? Cumhuriyetçi misiniz? Kıral taraflısı mısınız? -Ben bir fakirim! -Ne Kıralcı, ne Cumhuriyetçi değil misiniz ? -Hiç birine inanmıyorum. -Kıralcı mısınız, Kıral düşmanı mısınız? -Böyle şeylerle uğraşacak vaktim yok. -Olup bitenler hakkında ne düşünüyorsunuz? -Yaşamaya, geçinmeye çabalıyorum! -Halbuki bana yardım ettiniz. -Sizin kanundışı olduğunuzu gördüm.. Bu, kanun denilen şey nedir? Onun dışında olmak demekki mümkündür. Bana gelince; ben, kanun içinde miyim, dışında mıyım, bilmiyorum. Açlıktan ölmek kanun içinde bulunmak mıdır?
(Atatürk)1925'te diyordu ki: "Medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı zihniyetiyle medeni olduğunu isbat ve izhâr etmek mecburiyetindedir... Âli hayatiyle, yaşayış tarziyle medeni olduğunu göstermek mecburiyetindedir.” 1927'de de, “Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen asri ve
1.465 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.