"Tanzimat aydınını Batılı aydından ayıran en önemli özelliği, ümmet aydını olmasıdır. (…) Pan-Osmanlıcı olan bu aydın gurubu aynı zamanda modern İslamcıdır. Bu nedenledir ki Tanzimat’ın bu müsavat (eşitlik) yapısına en keskin eleştiriler onlardan gelmiştir. Namık Kemal Islahat Fermanı ile sağlanan gayrimüslimlerin askerlik durumlarıyla ilgili
Dilimiz döndüğünce yazdık.. Uzunca okumaları sevenlere gelsin.
İnsanın beyninin içinde dönen duran düşüncelerle hayatın akışına ayak uydurmasının bu kadar zorlayıcı olacağını düşünmezdim. Daha doğrusu insanın bu kadar düşünebilecek bir varlık olduğunu düşünmezdim. Ne zaman ki bir şeyleri istemsizce düşünürken kendimi buldum, o zaman anladım. İnsan düşünmekten ibaret olabiliyormuş.
Reklam
.... Gelin Birazda Düşünelim: KÖLELİK Kölelik en genel tanımıyla, bir başka insanın “metası” olmaktır. Yani kişisel bir özgürlük ya da söz hakkı sadece sahibi tarafından belirlenmesi ve insandan ziyade “makine” olma durumudur. Dünyada uzun yıllar boyunca çeşitli şekillerde uygulanmıştır. İlk olarak yaklaşık 11.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
EVLİLİK ÜZERİNE 200.000 Yıldır Çözülemeyen Problem Evlilik, en genel tabiriyle, kanun karşısında dinen ve kültürel adetlere uygun biçimde yuva kurmak isteyen kişilerin birleşmesidir. Elimize ulaşan kanıtlara göre bilinen ilk evlilik milattan önce 2350’li yıllara kadar uzanır. Şahsi tahminim ise boşanmalarında aynı tarihte bulunduğu hatta belki
devletlerde evvela gerek kanun yapmak ve gerek memleketi idare etmek salâhiyetleri doğrudan doğruya millete aittir.
LİDERLİĞİ ZAAFA UĞRATAN 10 HUSUS: 1- Adaleti hakkaniyet doktrinine göre dağıtamamak 2- Temsil ettiği toplumu ortak idealler içinde, sevgi ve güven verici bir şekilde yönetememek 3- Devlet kadrolarının yolsuzluğu, ayrımcılığı ve zorbalığı sıkça kullanması 4- Eleştiriye kapalılık 5- İstişare toplantılarını sadece kendisini onaylayanlarla yapmak 6- Gücü “rey-i vahid” denilen tek kişide toplamak 7- Sistemi kanun ve kurallarla değil, şahısların operasyon ve manipülasyonlarıyla yönetmek 8- Kendi fikrini zorla kabul ettirmek 9- Tek tip insan istemek, çok kültürlülüğe inanmamak 10- Kararlarda katılımcılığı önemsememek
Sayfa 253Kitabı okudu
Reklam
Kanunların çokluğu ve hukuki sistemin karmaşıklığı genel olarak toplumda "bir şeyin çürük" olduğunun ve yeni kanun yapmak yerine insanları terbiye etme gereği­nin işaretidir. Toplumun bozulmuşluğu belli bir sınırı geçtiği vakit kanunlar yetersiz (güçsüz) kalırlar. Onlar ya çürük yargı erkinin eline geçer veya bozuk toplumun gizli veya açık aldatmacasının aleti olurlar.
BİZDE DEVLET ADAMI YOK MU?
Bundan elli sene evvel olduğu gibi bugün de, başarısızlığımızın sebebini, dışarıdan örnek alarak yaptığımız bu ıslahatları, lâyıkı ile tatbik edecek devlet adamlarımızın yokluğunda buluyoruz. Bir memleketin, yarım asırlık bir zamandan beri, umúmî durumunu düzeltip, ıslâh edebilecek adamlardan mahrum bulunduğu nazariyesi, bizce inanılacak bir
Sayfa 58 - İZ Yayıncılık / 18. Baskı / Baskı Yılı: 2022Kitabı okudu
Ingiltere'nin deniz imparatorluğuna giden en önemli süreçlerden
Stuart hane­danının yönetimini ortadan kaldırıp, askeri bir diktatörlük kuran Cromwell'i zik­retmek gerekir. Cromwell, 1651'de "Navigation Act", yani Denizcilik Kanunu de­nen bir kanun çıkarmış ve dışardan İngiltere'ye gelen bütün ithal mallarının İngiliz gemileriyle taşınmasını şart koşmuştur. Bu kanun, İngiliz gemiciliğinin hızla gelişmesinde çok önemli bir faktör olmuştur. Bu kanun yüzünden Cromwell, yine kuvvetli bir denizci ülke olan Hollanda ile savaş yapmak (1652-1654) zorunda kal­mış ve Hollanda'yı yenmiştir. Keza, Güney Amerika'daki İspanyol sömürgeleriyle ticaret yapabilmek için İspanya ile de savaş yapan (1654-1658) Cromwell, onu da yenmiş ve istediği ticaret yapma hakkını elde etmiştir.
(Atatürk)1925'te diyordu ki: "Medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı zihniyetiyle medeni olduğunu isbat ve izhâr etmek mecburiyetindedir... Âli hayatiyle, yaşayış tarziyle medeni olduğunu göstermek mecburiyetindedir.” 1927'de de, “Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen asri ve
Reklam
İbadet; bazı Müslümanların zannettiği gibi, sadece namaz kalmak, oruç tutmak, zekatını vermek, hacc ve umre yapmak, dua ve zikr etmekten ibaret olmamaktadır. Bunlara ilaveten; bütünüyle insan hayatını kucaklayan, yeme-içme adabından devlet idaresine, hükümet siyasetinden maliye ve ceza hukukuna kadar tūm terbiye ve ahlak kuralları ile kanun, nizam ve gelenekleri de içine alan bir genislige sahip bulunmaktadır.
Tam Bir Düstür
Zihinde karışıklık doğuran başka bir husus da, Kur'ân'ın tam bir hayat düstūru olması konusudur. Kur'ân'ı okuyan kimse, O'nda sosyal, kültürel, politik, ekonomik vs. problemlerle ilgili ayrıntılı kanun ve düzenlemelere rastlayamaz. Bu nedenle bir kimse, Kur'ân'da kitabın kendisinin de çok önem verdiği namaz ve
Bir şeyi yapmak günah olabilir. Lakin düşünmek öyle değil... Zihnin çalışmasını kim yasaklayabilir ve özellikle bu kabahatinden dolayı kim kınayabilir. Oradan dışarı çıkmayan hayaller ne şekil ve nitelikte olursa olsun buna kanun bile müdahale edemiyor...
Tanzimat, 1856 doğumlu idi. İlk parlamento 1877’de açılmıştı. Galatasaray Lisesi 1886’da kurulmuştu. 31 Mart, 1909’da olmuş. 1922’de bir milletvekili, Kur-an varken kanun yapmak iddiasında bulunan bir mecliste bulunamam, diye millet Meclisinden çekilip gitmişti.
Sayfa 409Kitabı okudu