Arif Bilgili
Elinde ufak bir bavul, gerçek dünyada belki yanıp tutuştuğun markaların hepsinden uzaksın. Zira burada ayakkabı giymek bile, kavgaya hazırlanmakla eş değer sayılıyor. O pahalı ayakkabıların hükmü yok anlayacağın. Bulutları, çimenleri, herşeyi özleyebileceğin bir mekana uğurlanıyorsun. Köstekli saat tıkırtısıyla ilerleyen
3. Kitabımın birinci baskısı tükendi.
İlginiz için teşekkür ederim.
2. Baskıda kapak değişti içeriğe görseller eklendi ve biraz da ufak düzeltmeler yapıldı..
Beğenilerinize sunarım.
Aşk neydi hakikaten? Bir kızın cemaline, gülüşüne tutulmak mı? Gözlerinde kaybolmak mı? Onun için uğruna ölmeyi göze almak mı? Çöllere düşmek, dağları delmek mi? Yoksa bunlardan hiçbiri değil de bu aşkın kaynağını keşfetmek miydi aşk?
Bu topraklardan nice âşıklar, âşık olduğunu sananlar; ölürüm, biterim, yanarım, yakarım diyenler geçti fakat
Merhaba. Güne bir inceleme ile başlamak istedim. Bu güne kadar çok sayıda Kafkaokur okumama rağmen inceleme eklememiştim. Bu sayı beni derinden etkiledi. Tomris Uyar ve Nilgün Marmara'nın hatrına ilk Kafkaokur incelemem olsun istedim. 4 şairi (Cemal Süreya, Edip Cansever, Ülkü Tamer, Turgut Uyar) etkileyip şiirler yazdıran Tomrise bir inceleme
BİR DEFTERİN SONU
Bir defterim vardı benim. Adı Aşk'tı. İlk kapağı açıp da bir şeyler yazmadan önce, nasıl da masum ve korkaktım. Bir süre açmadım o defteri. Sonra bir gün aniden açıvermiştim ve doldurmaya başladım. İlk satırlar güzeldi, mutluydum, keyifliydim yazarken. Biraz daha yazmaya devam ettikçe bana acı vermeye başladı bu satırlar,