128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Raymond Carver yaşamın acı yüzüyle erken tanışmış bir yazardı. Sevilmesinin esas sebebinin iyi yazar olmasının yanında bu acılarla boğuşmuş hayatın dibini görmüş bir yazar olmasından kaynaklıydı. Amerikan halkı onu bağrına bastı. Kitaba geçecek olursak; kitapta tipik Amerikan yaşantısının ve kadın erkek ilişkilerini konu alan bir dizi öyküden oluşuyor. Evlenip ayrılmış insanlar ve yaşadıkları sorunlar (sanki hep bir kişinin ağzından anlatılıyor hissi oluştu bende) ikinci eşleri, sevgilileri, anneler ve babalar, vs. vs konu alan öykülerden oluşuyor. Hayatın gerçek yüzünü görmüş bir yazarın elbette böyle şeyleri öykülendirmesi bir sürpriz değil. Esas konu bunu Carver'ın bütün çıplaklığıyla sunuyor olmasıydı. Son öyküyü hariç tutuyorum. Son öykü tamamen bu kitabın ana temasından uzak bir öyküyü konu alıyor; Anton Çehov'un ölümü. Çehov'un kitap yayıncısı arkadaşı Suvorin ve Eşi Olga ile yaşadıkları öykünün esas olayını oluşturuyor. Alman doktoru da hesaba katarsak dolu dolu bir hikaye çıkıyor karşımıza. Ama esas olay Leo Tolstoy'un Çehov'u ziyareti. Tolstoy'un Çehov'u çok sevmesine ve yakınlıklarına şahit oluyoruz öyküde. Tolstoy'un Gorki'yi tasvir etmesi gibi özel bilgiler de mevcut son öyküde. Ben Son öyküyü okuduğumda cidden şaşırdım. Birden başka kitaba geçmiş gibi oluyorsunuz. Kapanış güzel olmuş. Kitabı okumak için Amerikan edebiyatına ilgi duymuyor olmanız önemli değil. Hayatın acımasız yüzüyle yüzleşmek isteyenler için çok güzel bir seçenek Fil. İyi okumalar..
Fil
FilRaymond Carver · Can Yayınları · 2015212 okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
27 günde okudu
Rüyalar ve Karabasanlar orijinalinde aslında 25 öyküden oluşan bir kitapmış. Yurtdışında durum nedir bilmiyorum ancak Türkiye basımı üç parçaya ayrılmış. Kitap “Bütün Kargaşanın Sonu”, “İnsan Alışıyor”, “Takırdayan Dişler”, “Lastik Pabuçlar”, “Muhteşem Bir Müzik Grupları Var, Bilirsiniz”, “Evde Doğum”, “Yağmur Mevsimi” ve “Pardon Doğru Numara” isimli sekiz öyküden oluşuyor. Kitap insanların içindeki şiddet eğilimini yok etmeye çalışan ve çok zeki olan Bobby’in yaptığı şeyi ve sonuçlarını kardeşinin ağzından anlattığı hafif bilimkurgu denebilecek harika bir hikayeyle başlıyor. Ancak daha sonrasında gelen “İnsan Alışıyor” hikayesi benim için kitabın en sıkıcı hikayesiydi. Artık bir yerden sonra bitsin diye zorla okudum. Daha sonrasında gelen hikayeler ise genel olarak Stephen King’in yazım tarzını ve havasını veren güzel hikayelerdi. “Muhteşem Bir Müzik Grupları Var, Bilirsiniz” hikayesini okurken daha önce kısa film olarak izlediğimi hemen hatırladım. Malum ne de olsa Stephen King kitapları sinemaya en çok uyarlanan yazarlardan birisi. Kitabın son hikayesi ise değişik bir tarzdaydı. Bir senaryo şeklinde yazılmış, aslında duygusal olan bir hikayeydi. Kitabın kapanış hikayesi olarak bunun seçilmesi gayet yerinde olmuş. Genel olarak King severlerin okumaktan zevk alacağı bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Rüyalar ve Karabasanlar 2
Rüyalar ve Karabasanlar 2Stephen King · İnkılap Kitabevi · 2010310 okunma
Reklam
172 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Öncelikle itiraf etmeliyim ki Gökhan Özcan’ı daha önce hiç duymamıştım. O da Mustafa Kutlu gibi gazete yazarlığı yapıyormuş. ‘’Ruh Yordamı’’ kitabını 1997 yılında tamamlamış. Kitap bir deneme kitabı. Yazar yer yer tarzıyla bana Ali Ural’ı hatırlattı. Kitapta altını çizdiğim ve beni etkileyen birçok yer bulunuyor. Mesela kitaptaki ikinci yazı beni çok etkiledi. Jean- Dominique Bauby adlı Fransız gazetecinin ‘’Kilitlenme Sendromu’’ adı verilen bir hastalık sonucu sol gözkapağı hariç vücudunun hiçbir yerini hareket ettirememesine rağmen 200 bin defa gözünü kırparak bir kitap yazmış olması bana ne kadar az şüktettiğimi ve ne kadar tembel olduğumu hatırlattı. Kitabın kapanış yazısı ise bir başka güzeldi. Çok ilginç, derin anlamları olan dualar ile kapatmış yazar. Oldukça faydalandığımı söyler ve sizlere kitabı tavsiye ederim efendim.
Ruh Yordamı
Ruh YordamıGökhan Özcan · Vadi Yayınları · 20181,205 okunma
123 syf.
·
Puan vermedi
Kadınlara, ''Kendine ait bir oda'' diyor Virginia Woolf ama kitabı okuyunca, kendine ait bir yaşam anlamına da geldiğini anlayabiliyorsunuz. Tarih boyunca sesi duyulmayan, genç yaşlarda evlendirilen, okuma yazma öğrenmelerinden mahrum bırakılan kadınların sesi, ışığı olmuş bir kadın Woolf. Kadınları teşvik edici cümlelerle; yazmayı ne olursa olsun yazmayı, seslerini çıkarmayı(duyurmayı demiyorum bile), cesaretli olmalarını öğütlemiş, gerektiğinde sert eleştirilerini kadınların üzerinden yapmış: ''Genç hanımlar, diyebilirim, ve dikkat edin kapanış konuşması başlıyor, benim nazarımda sizler utanç verecek derecede cahilsiniz. Önemli sayılacak hiçbir keşifte bulunmadınız. Hiçbir imparatorluğu sarsmadınız, ya da bir ordunun başında savaşa gitmediniz. Shakespeare’in oyunlarını siz yazmadınız, bir barbar kavmi asla uygarlıkla tanıştırmadınız. Mazeretiniz ne? Dünyadaki, hepsi de alışverişle, işletmelerle ve sevişmekle meşgul olan siyah, beyaz ve esmer tenli insanlar kaynayan sokakları ve meydanları ve ormanları işaret ederek başka işimiz vardı diyebilirsiniz, içiniz rahat olarak.'' Bunun yanı sıra düşünceleri ve eleştirileri sebebiyle zamanında okkalı bir tokat geçirmiş ataerkil sisteme. Kalemini özgürce konuşturmuş, gücünü hala koruyan sarsıcı cümleler ortaya çıkarmış. Günümüzde bu sistemin artık sürmediğini söyleyemeceğimize göre; ''Kadınlar, bu eseri okuyunuz.'' nasıl derim? Lütfen, kadın erkek demeden okuyunuz.
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · İletişim Kitabevi · 202138,5bin okunma
186 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Alper Canıgüz'ün yayımlanan ilk ve benim de yazarın okumayı en sona bıraktığım bir parmak bal tatlılığında kitabı. Gizliajans'ın bir tık üstü ve Kamu'ların bir tık altında diyebilirim. Konusunun özgün olması, esprileriyle güldürmesi, karakterleriyle samimi olması romanı hoş kılan noktalardı. Her ne kadar kitaba -psikolojik tahlillerin çok olması sebebiyle- başlarda ısınamasam da sonradan kendimi kaptırdım. Okuması çok kolay olduğu için 180 sayfa maalesef doyurmuyor insanı. Çok daha uzun olmasını dilerdim, malzemesi bol olan böyle bir konuyla. Yer yer derine inilmeye çalışılmışsa da felsefeden biraz uzak kaldığını düşünüyorum bu yüzden. İlk kitap olmasını belli eden bir kaç durum da var. Konunun biraz dağınık olması gibi. Ayrıca bu romanın son sayfalarında da ağır bir darbe bekledim ancak güzel bir kapanış oldu bu sefer. Vizeler başlamadan önce okuyarak biraz moral depoladığım bir kitap oldu benim için. Ve şu anda okuyacak başka bir Canıgüz kitabı olmaması ise biraz buruk bir durum. "Freud'un ışığı üzerinizden hiç eksilmesin ve hepinizin sapığı bol olsun."
Tatlı Rüyalar
Tatlı RüyalarAlper Canıgüz · İletişim Yayıncılık · 20136,9bin okunma
240 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
Bir Puslu Kıtalar Atlası ya da Suskunlar olmasa da İhsan Oktay Anar'ın zeka, bilgi ve hayalgücünü seferber ettiği çok açık. Twistlerle dolu anlatımına aşina olan okuyucuyu yine memnun edecektir. Her romanında olduğu gibi yine romanın sonu size göz kırparak kapanış yapıyor. Yazarı sevenler için önerilir ama yazara başlangıç için iyi bir seçenek değil.
Yedinci Gün
Yedinci Günİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 20163,816 okunma
Reklam
712 öğeden 701 ile 710 arasındakiler gösteriliyor.