Sol sayfada gördüğünüz bir makas resmi. Osmanlı döneminden kalmış. Makasın kulplarına dikkat edelim. Her iki kulpta da simetrik bir şekilde “yâ Fettâh” yazıyor. “Ey Fettâh” demektir. “el-Fettâh”, Allah Teâlâ'nın bir ismidir. “Çokça açan, hep açan” demektir. Peki, neyi açıyor Allah Teâlâ? Kalpleri açıyor, imkânları açıyor, yolları açıyor, fırsatları açıyor, nimet ve rahmet kapılarını açıyor. Dertten dermana kapıları açıyor.
Makas kesici bir alet... Açılıp kapanan bir alet... Ozaman makasa neden Allah'ın yüzlerce ismi arasından “açmak” ile 1lgili ism-i şerifinin nakşedildiğini anlıyoruz. Çünkü makası bir terzi, bir hattat, bir ev hanımı, bir çalışan kullanacak. Allah'ın Fettâh ismini makasın kulpuna nakşedince o kişinin makası eline aldığı vakit hem işini yapmasını hem de Allah'ı hatırlamasını istemişler. Yani “eli kârda, gönlü yârda” olsun istemişler. Makasla da zikredilir mi? Elbette. Bu resimdeki gibi bir makas size zikrettirir. Kul her işte, her halde Rabb'iyle beraber olması gerekendir. Âl-i İmrân süresinin 191. âyetinde Rabbimiz buyurur: “Onlar ayakta dururken, otururken, yatarken hep Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler (ve şöyle derler:) “Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, seni tenzih ve takdis ederiz. Bizi cehennem azabından koru!” Zikrin gerçek anlamı işte budur.
Savaş Barkçin