Bakire kadınlar istiyorsunuz çünkü cinsel
performansınızın kıyaslanmasını istemiyorsunuz.Edilgen ve tecrübesiz kadınlardan eş istiyorsunuz, çünkü hizmetinizi yaparken sözünüz geçsin istiyorsunuz.
Her kadın bedenine hakkınız var gibi bakıyorsunuz, sahip olduğunuz kadınlara da başka erkekler aynı şekilde bakacak diye kadınlara hayatı zehir
youtube.com/watch?v=01ghGqx...
Barış Özcan, linkini paylaştığım videoda tüm zamanların en çok satan kitaplarından bahsediyor ve bu kitaplardan birini hiçbir zaman okuyamayacağımızı söylüyor. Videoyu izlemeyenlerin ilk aklına gelecek ihtimal yasaklı bir kitap olması ama durum hiç de öyle değil. Hiç yazılmamış, var olmayan bir kitabın çok satanlar listesine nasıl girdiğini anlatıyor. Evet, birçok konuda olduğu gibi kitap seçimi yaparken de toplumda oluşan genel algılardan çok etkileniyoruz. Hatta seçimi bırakın, kitabı okuduktan sonra beğenip beğenmeyeceğine bile bu algılara göre karar verenler azımsanamayacak kadar fazla. Felsefenin Tesellisi kitabında " Aslında biz, ustalıkla büyütülmemiş, şişirilmemiş hiçbir şeyi değer kabul etmeyiz." diyor Alain de Botton.
İlk kitabını yayımlayan bir yazar olarak maalesef bu durumdan ben de fazlasıyla etkileniyorum. Kitabımı okuyanların geri dönüşleri çok olumlu ama kapitalist sistemin çarkları arasında, tanıtımı ve reklamı yapılamadığı için yeterli okuyucu sayısına ulaşamıyor. Yeterli okuyucuya ulaştığında eğer beğenilmezse kaybolup gitmesine razıyım. Ve en büyük umudum bu uygulamayı kullanan kitapseverler. Umarım bu yazıyı sonuna kadar okumaya katlanan kitapseverler kitabıma bir şans verir ve kitap alırken, piyasaya göre fiyatını düşük tutmaya çalıştığımız ( Ortalama 20 TL) kitabımı sepete ekleme inceliğini gösterir.
Tersine DünyaMustafa Kızılkurt · Sapiens Yayınları · 0280 okunma
Bakire kadınlar istiyorsunuz çünkü cinsel
performansınızın kıyaslanmasını istemiyorsunuz.Edilgen ve tecrübesiz kadınlardan eş istiyorsunuz, çünkü hizmetinizi yaparken sözünüz geçsin istiyorsunuz.
Her kadın bedenine hakkınız var gibi bakıyorsunuz, sahip olduğunuz kadınlara da başka erkekler aynı şekilde bakacak diye kadınlara hayatı zehir
Evimde rahat koltuğuma oturmuş bir vaziyette bu incelemeyi yazıcağım için şimdiden vicdan azabı çekiyorum.
Öncelikle Martin Eden Sadece bir aşk romanı yada bir macera romanı değildir! jack londan'ın hayatının bir bölümünün romana kurgulanmış halidir.
Zor zamanlarda hepimiz bir hedef oluşturur ve bu hedefe bağlı kalacağımızı söyleriz ama rahat
NOT: Bu yazı yalnızca kitaba dair değildir. Uzun bir makale konusu, tez ya da kitap olabilecek "kadınların tarihi"ne dair kısa bir yazıdır. Yine de bir incelemeye göre uzundur. 10'dan fazla alıntıyla da yazıyı zenginleştirmeye çalıştım. Ve rahat okunması için konu başlıklarına ayırdım. Yalnızca kitapla ilgili kısımları merak edenler
Bakire kadınlar istiyorsunuz çünkü cinsel
performansınızın kıyaslanmasını istemiyorsunuz. Edilgen ve tecrübesiz kadınlardan eş istiyorsunuz, çünkü hizmetinizi yaparken sözünüz geçsin istiyorsunuz.
Her kadın bedenine hakkınız var gibi bakıyorsunuz, sahip olduğunuz kadınlara da başka erkekler aynı şekilde bakacak diye kadınlara hayatı zehir
Steinbeck Romanında; tarımda makine kullanımının yaygınlaşmasıyla fakirleşen çiftçilerin borç batağına nasıl saplandığı, bankaların çiftçilerin topraklarına nasıl el koyduğunu, topraksız kalan çiftçilerin göçü ve göç ettiklerinde iş, barınma, ırkçılık gibi sorunlarla mücadelesini anlatıyor.
Romanda kapitalist sistem tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmiştir. İnsanların çaresizliği, açlık, yoksulluk, sefalet okurken göğsünüzü sıkıştırabilir.
Açlığı, yalnız kendi büzülmüş midesinde değil, çocuklarının da büzülmüş karınlarında duyan bir adamı nasıl korkutabilirsiniz?
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202034,7bin okunma
"Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?"
Franz Kafka'nın dediği gibi bu kitap beni sarstı, beni fazlasıyla rahatsız etti.
Duyguların, kelimelerle damara enjekte edildiği kitaplardan bu.
Beton yolun iki yanı, birbirine dolaşmış kuru otlardan bir şilteyle kaplı
Tarihte bütün filozoflar yaşamın anlamını farklı bir davranış biçiminde
bulmuşlardır. Mesela, bir Buda yaşamın anlamını kişinin kendi isteklerini
dizginlemesinde bulurken Darwin ise üreme mücadelesinde bulmaktadır.
Spinoza, yaşamın anlamını panteizmde bulurken herhangi bir dindar düşü-
nür, sahip olduğu iradeyi, kendisinden öte bir varlığa
İnsanlar anne karnından bir ocaktan çıkan erimiş bir cam gibi çıkar ve şaşırttıcı oranda şekillendirilebilirler. Bu yüzden bugün çocuklarımızı Müslüman veya Budist, kapitalist veya sosyalist, savaşçı veya barışçıl olarak eğitebiliyoruz.
YouTube kitap kanalımda Huzursuzluk kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim: ytbe.one/dR12B0gIkhg
"İnsanın karnı tok, sırtı pek oldu mu başkalarının yoksulluklarını okuması, merhamete gelip iç çekmesi ne tatlıdır."
Wolfgang Borchert
Onbinlerce defa okunmuş olan ve kendi açımdan 10 üzerinden 3 puandan fazlası etmeyecek bu roman
Eveeeeeet! Kitabımız bitti.
Şimdi kitapla ilgili şunu belirtmeliyim ki edebiyat dünyası ikiye ayrılmış durumda. Bir gurup eleştirmen ergenlik dönemine girmiş bir çocuğun iç konuşmalarını koca bir safsata olarak görürken bir gurup eşleştirmen ise yine ergenliğe girmiş bir çocuğun aile sevgisinden mahrum kalması sonucu hayata umutsuz bakmasının
Bu kitap yorumunu Instagram'daki "alintilarlayasiyorum" profilimde de okuyabilirsiniz: instagram.com/p/CosJD6mtT22
Ne zaman bir bilimkurgu kitabı okusam bulunduğum dünyanın gerçekliğinden biraz olsun kaçıp farklı dünyaların ihtimalleriyle kafamı dağıtabiliyorum. Bu bana çok iyi geliyor.
Daha önceden