80 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 4 hours
Borç, dayanışmayı yok eder. Çünkü birey borcunu ödeyebilmek için bir nevi hayatını satmak zorundadır. Kapitalizm, bireyleri borçlandırarak sömürür. Mutluluğa giden yolun alışverişten geçtiği kandırmacasının içinde kaybolup gitmiştir insanlar artık. Yazının devamı için: kitapmagarasi.blogspot.com/2020/10/azinlig...
Azınlığın Zenginliği Hepimizin Çıkarına mıdır?
Azınlığın Zenginliği Hepimizin Çıkarına mıdır?Zygmunt Bauman · Ayrıntı Yayınları · 2014891 okunma
İnsan kendi kişiliğine, aklına, çalışmasına ve çalışmasının ürününe sahip olan bağımsız bir birey midir; yoksa, kabilenin (devletin, toplumun, kolektifin) onun üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunabildiği, neye inanacağını dikte ettirilebildiği, hayatının gidişatı hakkında talimatlar verebildiği, çalışmasını kontrol edebildiği ve ürettiklerini çalabildiği bir mal mıdır? İnsan kendisi için var olma hakkına sahip midir yoksa hayatını kabileye hizmet etme yoluyla satın alma durumunda olan, fakat bu hakkı asla özgür ve borcunu ödemiş halde elde edemeyen bir köle, sözleşmeli bir hizmetçi olarak mı doğmuştur? Bu cevaplanacak ilk sorudur. Geri kalan, sonuçlar ve pratik uygulamalardır. Temel konu sadece şudur: İnsan özgür müdür? İnsanoğlunun tarihinde, bu sorulara evet cevabını veren tek sistem kapitalizmdir. Kapitalizm, tüm mülkiyetin özel olarak sahiplenildiği, mülkiyet hakları da dahil, bireysel hakları tanımaya dayalı olan sosyal bir sisemdir.
Sayfa 15 - Plato Film Yayınları - I. Baskı: 2004 - Çeviren: Nejdet KandemirKitabı okudu
Reklam
Özgür, bağımsız bir birey olarak insan kavramı Avrupa kültürü için tamamen yabancıydı. Avrupa kültürü köklerine kadar bir kabilecilik kültürü idi; Avrupa düşüncesinde, kabile kimlikti, birimdi, insan sadece onun genişleyebilen hücrelerinden biriydi. Bu durum yönetenlere ve serflere benzer şekilde yansıdı: Yönetenler sahip oldukları ayrıcalıklara, ancak kabileye sundukları hizmetlerin (soylu olarak kabul edilen hizmetlerin) yani silahlı gücün veya askeri savunmanın erdeminden dolayı sahip olduklarına inandırıldılar. Fakat soylu bir insan tıpkı bir serf kadar bu kabilenin bir malıydı: Hayatı ve mülkiyeti krala aitti. Kelimenin tam ve hukuki anlamıyla özel mülkiyet kurumunun ancak kapitalizm sayesinde ortaya çıktığı hatırlanmalıdır. Kapitalizm öncesi çağlarda, özel mülkiyet fiilen vardı, fakat yasal bir hak olarak yoktu, yani hak olarak veya kanun olarak yoktu, fakat gelenek ve müsamaha gösterme anlamında vardı. Kanuna göre ve prensipte, tüm mülkiyet kabilenin başına, yani krala aitti ve sadece onun izniyle elde tutulabilirdi. Bu izin kralın isteğiyle her an iptal edilebilirdi. (Kral tüm Avrupa tarihi boyunca boyun eğmeyen soyluların mülklerini kamulaştırabilirdi ve kamulaştırmıştır.)
Sayfa 7 - Plato Film Yayınları - I. Baskı: 2004 - Çeviren: Nejdet KandemirKitabı okudu
Biz Seniz İlelebet Ölümsüz Atatürk: 27 Mart 1930 günü sabahı, doğmakta olan güneşe bakmaktadır. Yanındakilere, edebiyat ve felsefe tarihine de altın harflerle yazılabilecek şu muhteşem sözleri söyler: “Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız. Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Doğu milletlerinin de uyanışlarını öyle
214 syf.
·
Not rated
Chef
Günümüz hikayecilerinin tartışmasız en güzide isimlerinden biri Mustafa Kutlu.Her seferinde yeni bir heyecan,yeni bir zevkle okuyorum sıcacık hikayelerini.Türkçemizi,hakkını vererek layığıyla kullanan Kutlu'nun bu kitap için yabancı bir isim seçmesi , tamamen kitabın içeriğinde de gözle görülecek olan yabancılaşma olgusuna ironik bir cevap
Chef
ChefMustafa Kutlu · Dergah Yayınları · 20111,779 okunma
·
Not rated
İktisadî Bir Çerçevede Birey ve Topluma Bakış
İktisadî Bir Çerçevede Birey ve Topluma Bakış 𑁍︎ 𑁍︎ 𑁍︎ İnsanın yeryüzünde ki her hareketi, doğası nispeten bir etki yapmaktadır. Bu etkiler bir zincirin halkası gibi tepkiler ile bütünleşir ve netice itibariyle bir birikim oluşturur. İslâm Üniversitesi'nde (İslamabad) Uluslararası İslâm Ekonomisi Enstitüsünün başkanı olan
İslam İktisadının Güncel Durumu
İslam İktisadının Güncel DurumuAsad Zaman · İktisat Yayınları · 20194 okunma
Reklam
377 syf.
3/10 puan verdi
Efendim Ali Şeriati bu kitabında bir ideolojiyi anlatmaya çalışır. Ama garip bir şekilde İslam Dini’nin bir ideoloji olduğu savunusuna geçer. Zannedersem bu savunu özellikle 80’li yıllarda gelişen sağcı ve solcu kavgası arasında İran Devrimi de tam denk geldiğinde gerçek manada bir ayağa kalkış, bir haykırış, İslamcı cı dünyanın kendine gelişi
Dünya Görüşü ve İdeoloji
Dünya Görüşü ve İdeolojiAli Şeriati · Fecr Yayınevi · 2011119 okunma
Biri şu siteye ekonomi kategorisini koysun artık
Belli bir birey iktisadi yargılarında durmadan hata yaparsa, hataların nedeni ister bilmezlik, aptallık, isterse ideolojik önyargı olsun, bu birey (firma) piyasada varlığını sürdürememe yolundadır. İflas, kapitalist sistemin acımasız bir temizlik malzemesi olmuş, tüm iktisadi aktörleri durmadan ve şu ya da bu ölçüde, çok çiğnenmiş yolları izlemeye zorlamış, kolektif olarak gitgide daha çok sermaye birikmesini sağlayan yönde davranmaları için baskı yapmıştır.
460 öğeden 301 ile 310 arasındakiler gösteriliyor.