“Kaplumbağalar da Uçar” İranlı Kürt yönetmen “Bahman Ghobadi”nin belgesel niteliğinde çekilmiş filmi. Çekilen filmin senaryosu ve Ghobadi ile yapılan röportajlar bir kitapta toplanmış. Neticede güzel bir eser ortaya çıkmış. İlk defa film senaryosunun direk kitaplaştırıldığı bir eser okudum. Gayet keyifli ve güzel geçti diyebilirim.
Filim konu
"Ya huysuz birisi olmaya devam edecem ya da sahte gülücüklerle sizi kandırmaya."
Ne kadar tanıyoruz kendimizi veya ne kadarını tanıtıyoruz bir başkasına?
Bugün samimiyetle kendimi ifşalayacağım özel bir gün.
Yaparken ve düşünürken çok eğlendim. Adeta gözümün önünde süzüldü koskoca mazi...
Film şeridi gibi, belki film
youtu.be/ZaXFSnveB98
Müzik evrenseldir sözünün kanıtı olsa gerek bu şarkı... Anlamıyorum sözlerini ama ruhu o kadar hapsediyor ki insanı. Dinleyince sizi alıp götürecek, tüylerinizi diken diken edecek bu müziği bırakayım buraya. Ayrıca koyulmuş olan klibte göreceğiniz "Kaplumbağalar da Uçar" filmini de izlemiş biri olarak öneriyorum. Savaş- dram türü olan maalesef üzücü gerçekleri yansıtır derecede bir film. Çok etkilenmiştim. Savaşın ortasında çocuk olmak... O zorluklar... Etkileyici ve acı bir film.
"Beni ağlatmayın! gözyaşlarımı silecek ellerim yok benim"
***
Filmi izlerken gerçeklerin rengi daha da koyulaştırdı gözyaşlarımı🥀😢
***
"Eski bir Kürt hikâyesine göre; gölde yaşayan bir kaplumbağa, her gün etrafında kanat çırparak yükselen kuşlara özenip uçmayı, gölün karşı kıyısına geçmeyi diler. Dileğini kuşlara söyler, kuşlar da: “Uçabilirsin. Kaplumbağalar da uçar.” diye yanıtlar. İki kuş, kaplumbağaya bir dal uzatırlar ve ağzıyla dala sımsıkı tutunmasını söylerler. Kaplumbağa tutunur. Kuşlar havalandıkça, ömrü boyunca hiç çıkmadığı kadar yükseklere çıkan kaplumbağanın şaşkınlık ve heyecandan ağzı açık kalır. Ağzını açmasıyla birlikte dalı bırakır ve göle düşer. Hayatının ne bir adım gerisine ne de ilerisine. Sırtında koca bir kambur gibi taşıdığı yüküyle, eviyle, ocağıyla, usul usul yaşadığı, ait olduğu dünyasına..."