Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
--5--
"Geçmişine kurşun sıkanları, gelecek topa tutar. Hiçbir milletin size efendi olmasına müsaade etmeyiniz..."
«Osmanlı yayılması, Orhan Bey zamanında başlar. Orhan Bey, ele geçirdiği topraklar üzerindeki taşıtlı malları gaziler arasında bölüştürdüğü gibi, taşıtsız malları da gaziler arasında bölüştürdü.» «Bölüştürme oranının şeriat oranı olduğu anlaşılıyor. Çünkü, önceleri Bey, sonraları Hünkår ve Sultan, ganimetin beşte birini kendi payına çekiyordu.
Sayfa 169 - 170,171,172,173,174,175 Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
--4--
"İtle dalaşmaktan çalıyı dolaşmak yeğdir..."
Osmanlı Devleti
İkinci Bayezid’in torunu, bir Sultan Yavuz yetiştirmişti bu devlet; Halep’i, Şam’ı fetheden, çölü geçerek Mısır’a giren, Kahire’yi zapteden. O da Allah’ın izniyle, cihanı titreten Kanuni Sultan Süleyman’ı, padişahların onuncusunu hediye etmişti. O Süleyman Belgrad’ı, Rodos’u fethetmiş, Budin’e, koca Barbaros’la da Cezayir’e girmiş, Macaristan’ı bir eyalet olarak Osmanlı topraklarına katmış, Trablusgarp’ı zaptetmişti. Devleti yükseklere taşıyan, tarihi yeni bir çağla tanıştıran, yedinci padişah, hepsinin dedesi bir Fatih Sultan Mehmed gelmişti bu cihana. Söğüt’te atılan tohumu koca bir çınara dönüştürenler gelmişlerdi. Cihan cihan olalı, Muhammed Mustafa’nın(s.a.s) ümmeti böyle Sultanlar görmemişti.
Hoş savaşlarda kazanan yoktur. Kazanan da kayıptadır, kaybeden de ziyandadır.
Sayfa 42 - Hasan İzzed PaşaKitabı okudu
Çünkü nisan geceleri soğuktur. Yalnızca geceleri mi? Yirmi üçü civarında hava bozar, bu­lutlar yere iner, kar yağdığı bile olur. Ne çok tören havanın kötülüğü yüzünden ertelenmiş ya da kapalı yerlere alınıp geçiştirilmiştir. Çocuklar coşkularını ne yapacaklarını bile­mezler, ezberlerinde şarkılar ve şiirler ve dans adımları sol ki üç dört ... Sen de ezberlemiştin, evde annene bağıra bağıra okuyordun şiirini. Bazı sözcükleri söylemeyi çok seviyordun. An­nen övüyordu seni, güzel okuduğunu söylüyordu. Tören gününden bir hafta sonra, okulun bahçesinde günlük gü­neşlik bir sabah kürsüye çıkarken öğretmenin şiirde anlatı­lan bayrağın dalgalanışını el hareketleriyle canlandırmam söyleyince . . . Fiyasko ! Şiiri okuyamadın. Aklın ellerindeydi. lki günü birbirine karıştırıyorsun. Kalabalık karşısında yaşadığın iki bozgunu: Şiiri unuttuğun o ertelenmiş tören günüyle, saçın uzun olduğu için üç beş kişiyle birlikte bah­çede, bütün okulun önünde beklediğin o günü. Bellek en zayıf yerden kopuyor ve yine oradan bağlanıyor, gelip gelip takılacağın bir düğümle.
Reklam
.... çünkü zafer demek; tam teçhizatlı asker demekti. Karnı tok, sırtı da pek olmalıydı bu meydanda bekleşenlerin... Hoş tarih boyunca nice sırtı pek, karnı tok askerler meydanlarda mağlup olmuş, arkalarına bile bakmadan kaçmıştı. Buna bir de yürek eklenmeliydi. Vatan aşkıyla çarpan kocaman bir yürek...
GUPTA ÜZERİNDE BAYRAK DALGALANINCA Göçebe gruplarının savaşları dur durak bilmezdi: Tatarlar ve Moğollar, Merkitler ve Keraitler, Naymanlar ve Uygurlar, Katay Çin Seddi’nden Batıdaki Orta Asya dağlarına kadar, yüksek çayırlar üzerinden geçiyor, geçiyorlardı. Fakat bu savaşlar bizi alakadar etmez. 12. yüzyıl sonuna geliyor ve Temuçin,
Ey Çocuklar Ey çocuklar Okyanus'tan Körfez'e dek Umut başaklarısınız siz Sizsiniz zincirleri kıracak kuşak Başlarımızdaki afyonu öldürecek Gölgeyi geberteceksiniz Ey çocuklar, iyiler sizsiniz artık Temizler sizsiniz, çiy gibi, kar gibi temizler Bizim bozguna uğramış kuşağımızı okumayın çocuklar Hüsrana uğrayanlarız biz Bir karpuz kabuğu gibi değersiz Çürümüşüz biz, çürümüşüz nallar gibi Bizim haberlerimizi okumayın Okumayın eserlerimizi bizim Fikirlerimizi kabul etmeyin Kusmuk, firengi, öksürük çağıyız biz Dalavere, cambazlık kuşağıyız biz Ey çocuklar Ey bahar yağmurları, ey umut başakları Derin hayatımızda bereket tohumlarısınız Bozgunu bozguna uğratacak kuşak sizsiniz. (Nizar Kabbani Gazaba Uğramış Şiirler)
43 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.