".... Savul! Savul!!. Savuuuul!!!. Buda'ya kurban geliyor. Sarı saçlı, mavi gözlü bir kadın beyaz, kar gibi.. Kadının canına kıyacaklar gibi.. Mavi gözlü dilber kurban gidiyor, kurban... . . . . . . . . . . . . . . . . Dran! Drrrran!. Drrrrrrrran!!!..."
"Metruk bir değirmen gibiydim; işe yaramaz, gözden çıkarılmış, kuşların bile uğramaktan vazgeçtiği yıkılmayı bekleyen bir değirmen. Yeryüzünün unutulmuş bu ücra köşesinde başka birçok şey gibi iyinin ve kötünün; acının ve mutluluğun arasındaki çizgi belirsizleşmiş sanki her şey yalnızca zamanı unutmak için yaşanıyor gibiydi. Sanki bu durmadan yağan kar her şeyin üstünü örtüp bu unutuşu mümkün kılmak için didiniyor gibiydi. Mevsimler geliyor, geçiyor umutlar başlayıp tükeniyor ama yine de hayat neden olduğu belli olmayan sabırlı bir inançla inadına devam ediyordu."
Reklam
Kar bir kez düştü mü tüm ateşleri söndürüyor ve ejderhaların bile er geç sonu geliyor!
320 syf.
10/10 puan verdi
#lanetlikış #kitapyorumu #otantikkitap Puan: 10/10 Merhabaaa. Ben bu kitaba bayıldım. Okurken o kadar keyif aldım ki son sayfasını kapattığım an vay be dedim. Gerek konusu gerek yazarın dili aşırı güzeldi. Gerilimin, gizemin, korkunun hastası olduğum için okurken korku gerilim filmi izliyormuş gibi hissettim. Filmi de olsa kesinlikle izlerdim. Bence kitabın hiçbir eksikliği yoktu. Bu yüzden de tam puan verdim ve herkese önereceğim. Önermeye de başladım Şimdi konusuna geleyim. Atmosferimiz kış ayı. Her yer kar. Tess Bell de ailesinin eski evinde yeni yeni kalmaya başlıyor. Aklında da evi pansiyon yapmak var. Ama tadilata başlamadan önce evin bir odasından sesler geliyor. Küçüklüğünü geçirdiği bu evin o odası ise her zaman kilit altında olduğu için arkasında ne olduğunu bilmiyor. Haliyle tuhaf sesler gelmeye başlayınca da kapıyı açması için birilerini tutuyor. Kendisi başlarda bir hayvanın içeride olduğunu düşünse de bakalım öyle mi? O kapı açılırken resmen nefesimi tuttum ben Tabi böyle gizemli kitaplarda aşk olayını da çok severim. Bu kitabımızda da elbette var. Her sayfasını merakla çevirdim. Son sayfalarına kadar da gizemini koruması ise kitabı daha da güzel yapmıştı. Bence mantık hatası da yoktu çünkü ben çok korku filmi izleyen biriyim. Okurken film tadı aldığım için bence dört dörtlük bir kitaptı. Bu da puanimdan belli Son olarak bu tarz konuları seviyorsanız okuyun, okutturun. Pişman olmazsınız bence. @otantikkitap @otantik.kitap #pamuksekerkitap
Lanetli Kış
Lanetli KışWendy Webb · Otantik Kitap · 202419 okunma
Öğrendiğimize göre, Almanya'da kahverengi veba günlerinde bir makine fabrikasının çatısında birdenbire bir kızıl bayrak dalgalandı Kasım rüzgarında, özgürlüğün yasadışı bayrağı! Sulu kar düştü gökten kasvetli Kasım ortasında, ayın yedisiydi ama, devrimin yıldönümü! Bakın hele! Kızıl bayrak! Avluda işçiler dinelmişler,
184 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 12 days
“Bir insanı sevmek, onun gerçeklerini anlamaya çalışmayı da içerir.” “Gerçek anlamda sevgi, diğer insanları da kendimiz kadar sevebilmeyi içerir, kendimizden çok ya da yerimize değil. Bir başka deyişle, sevgi, diğer insanların seçimlerini kendi seçimlerimiz gibi sevebildiğimizde gerçekleşir. Ama sevgi tek bir yaşantı değil
İnsan Olmak
İnsan OlmakEngin Geçtan · Metis Yayınları · 201922.9k okunma
Reklam
O sırada lapa lapa kar yağmaya başlamış. Boğa Kralı pek düşünceliymiş. “Ne kadar geciktiğimizi görüyor musun?” demiş Büyücü’ye. “Artık kar yağmaya başladı. Kuzey rüzgârı kan bir kere taşıdığı an bunun geri dönüşü yoktur. Sert ve soğuk bir kış geliyor ama biz daha sefere çıkamadık." “Olaylar kontrolümde işliyor majesteleri” demiş. “Bazı talihsiz olayların bu durumu etkileyeceğini sanmıyorum. Bir bahar günü ormanda aç bir aslanla mı savaşmak istersiniz yoksa karlı bir günde ormanda kolu ve bacağı kınlmış bir aslanla mı? Kurt Krallığı’nı yıkmak sadece silahlarla mümkün değildir. Biraz daha sabır efendimiz.”
Ka, Türkiye'de Allah'a inanmanın, insanın tek başına en yüce düşünce, en büyük yaratıcıyla karşılaşması değil, her şeyden önce bir cemaate, bir çevreye girmek demek olduğunu baştan biliyordu, ama gene de Muhtar'ın Allah'tan ve tek bireyin inancından hiç söz etmeden cemaatlerin yararından söz etmesi bir hayal kırıklığı yarattı onda. Muhtar'ı bu yüzden küçümsediğini hissetti. Ama alnını dayadığı pencereden bakarken bir içgüdüyle Muhtar'a bambaşka bir şey söyledi. "Muhtar, Allah'a inanmaya başlarsam hayal kırıklığına uğrar, hatta beni küçümsermişsin gibi geliyor bana." "Niye?" "Batılılaşmış, yalnızlaşmış ve Allah'a tek başına inanan birey seni korkutur. İnanmayan bir cemaat adamını, inanan bir bireyden daha güvenilir bulursun. Senin için yalnız bir adam, inanmayan adamdan daha sefil ve kötüdür."
Sayfa 60 - 22. Basım: İstanbul, Kasım 2023 - YKY
Hiç unutmam tevkifinden bir hafta önce lhsan'la beraber Halic'i sandalla geçiyorduk. Koluma hafifçe vurarak fısıl­ dadı: "Şu Süleymaniye camiinin minareleri arasına, minarelerin arasını dolduracak büyüklükte bir resim asmalı ... Bir gece, kim­ seye sezdirmeden ... Mustafa Kemal'in resmini . . . Sabahleyin, kar­ şısında Mustafa Kemal'le uyanmış bir Beyoğlu gözünün önüne geliyor mu? lşte meydan resmi dediğim zaman ben böyle bir şey düşünüyorum." lhsan'a hak vermiyor musunuz? - Haklı, evet... Nedime Hanım, Ayşe'ye gülümsedi: - Sen "Mustaf a Kemal" ismini hiç duydun mu? - Hayır efendim. Resmini de görmedin öyleyse ... - Görmedim. - Peki! Ben yarın sana bir tane yollayacağım . . . Akşam baban gelince istemeyi unutma! - Peki efendim. - Adını da öğren! Mustafa Kemal... Söyle bakalım. - Mustafa Kemal... - Aferin!
farklılık Hiçbir ağaç kabuğu diğerinin aynı değil, hiçbir kar tanesi, hiçbir parmak izi... Hiçbir gün aynı dünyaya doğmuyor güneş. Sadece insan, birbirinin aynı olmaya bu denli hevesli. Öyle ki aynı postun altına, birbirinin tıpa tıp aynısı onlarca mesaj yazılabiliyor. Ağaç olasım geliyor ya da kar; hatta buhar olup uçup gidesim... Bunlar olmayınca “yok” olamadığımdan bir muhayyele sesleniyorum; var, biliyorum, sessizce izlemesi yok demek değil. 14 Temmuz 2021
Reklam
Metruk bir değirmen gibiydim. İşe yaramaz, gözden çıkarılmış, kuşların bile uğramaktan vazgeçtiği, yıkılmayı bekleyen bir değirmen. Yeryüzünün unutulmuş bu ücra köşesinde, başka birçok şey gibi… İyinin ve kötünün; acının ve mutluluğun arasındaki çizgi belirsizleşmiş, sanki her şey, yalnızca zamanı unutmak için yaşanıyor gibiydi. Sanki bu, durmadan yağan kar, her şeyin üstünü örtüp, bu unutuşu mümkün kılmak için didiniyor gibiydi. Mevsimler geliyor geçiyor, umutlar başlayıp tükeniyor ama yine de hayat neden olduğu belli olmayan sabırlı bir inançla inadına devam ediyordu. Kuru Otlar Üstüne 🎥
460 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 17 days
Kar Hk.
Öncelikle okuduğum ilk Orhan Pamuk kitabı idi Kar. Kitabı ne çok begendim ne de çok kötü buldum. Biraz da siyasi tarafı beni biraz sıkmış olabilir. Başlarda iyi başlayan hikaye biraz tekrara düşmüş. Karakterlerin kitabın başlarında daha fazla açıklamasını beklerdim. Ka ile konuşan yerel halktan karakterlerin konuşma tarzları çok dikkat çekiyor. Neden bu kadar suçlayıcı bir üslup ile konuştular kitapta anlayamadım. Hikayenin kaba özeti şöyle: Ka isminde bir baş karakterimiz var. Almanya'nın Frankfurt kentinde sürgün hayatı yaşıyor 10 yıldan fazla zamandır. Sonrasında önce İstanbula sonra da birkaç bahane üreterek Kars'a İpek'i görmek için geliyor. İpek bizim ikinci karakterimiz diyebiliriz. Ka'nın bahaneleri intihar eden başörtülü kızları araştırmak ve belediye seçimlerinin haberini yapmak. Ka bir şair ama gazeteci olarak tanıtıyor kendisini Kars'ta. Sonrasında Lacivert diye bir karakterimiz var. Bu da İpek ve İpek'in başörtülü kız kardeşi Kadife'yi aynı anda idare etmiş bir siyasal İslamcı karakter. Katil mi değil mi hikayede bu tam olarak anlatılmıyor. İpek de Kadife de bu islamci karaktere aşık...
Kar
KarOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202114.4k okunma
176 syf.
·
Not rated
·
Liked
GECE ELIE WIESEL 176 SAYFA Aynanın derinliklerinden bir ceset bana bakıyordu. Gözlerimdeki bakışı beni hiç terk etmedi. 1944 yılında ailesi ile birlikte Nazi Toplama Kamplarına yollanan Elie Wiesel'in gerçek yaşam öyküsünü kaleme aldığı bir kitap okuduk sevgili Sevilay Pak , sevgili Bahar Esen ve sevgili Sevilay Ayvaz ile. Teşekkür ederim
Gece
GeceElie Wiesel · Koridor Yayıncılık · 20151,468 okunma
Çip Yarışı
Oldukça karmaşık ve yüksek riskli yarı iletken yapımı her zaman dev şirketlerin savaşı oldu. Ancak bu savaş artık hükümetler arasında da bir yarış. Entegre devreler veya daha yaygın olarak çipler olarak bilinen bu kritik teknoloji parçaları, şimdiye kadar üretilmiş en küçük ama en titiz ürünler. Üretimleri oldukça zor ve maliyetli olduğundan dünya
Yağmurun ardından Kar geliyor; Onun ardından sel... Bir şeyleri tamamlamadan Ölmek bana Zor geliyor.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.