Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
238 syf.
·
Puan vermedi
. . . PUSLU KITALAR ATLASI . . .
Hayal mi gerçek? Gerçek mi hayal? İkisi de mi gerçek? İkisi de mi hayal? . . . Hem gerçeği hem hayali muallakta bırakan bir obsesif şüphenin romanı:
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlası
Eflâtunî bir girdap içinde büyük daireler çize çize derinlere doğru efsunlanmış ve yarı-anestezik bir halde duhul ederken birden son sayfaya gelmemle birlikte geceyarısının bir kör
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,1bin okunma
radikal feminizm
VI ''Medya, erkek patronların ve yapımcıların ellerinde olduğu için ataerkil toplumun çıkarları doğrultusunda işleyecektir. Radikal feminizmin medya stratejileri çok açıktır: Kadınlar kendi iletişim araçlarını yaratmalıdırlar. Basında ve görsel medyadaki teknolojik gelişmeler feminist kitaplar, dergiler, radyo, televizyon programları, video ve film gruplarının çoğalmasını mümkün hale getirmiştir. Çoğu radikal feminist medya, genellikle kâr etme güdüsü taşımadan çalışan ve sosyal sorumlulukları paylaşan gönüllülerce üretilmektedir. Radikal feminist mantıkta hiyerarşiye yer yoktur; bunlar, eril toplumun bi' sapkınlığı olarak düşünülür.'' -Pelin Vargel Pehlivan/Toplumsal Cinsiyet Bağlamında Kuramsal Yaklaşımlar isimli makalesinden-
Reklam
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Kitap özgürlüğe politik veya felsefi olarak değil sosyolojik olarak bakıyor. Sosyoloji modern kahinlik değildir, geçmişin bir izlenimidir. Bu yönden kitap bilimsel bir metin. Bauman'a göre özgürlük ancak "modern" kapitalist Batı toplumu içinde var olabilir. Bireysel özgürlük, tüketici özgürlüğüdür. Biraz inceleyen herkes bu
Özgürlük
ÖzgürlükZygmunt Bauman · Ayrıntı Yayınları · 2018304 okunma
·
Puan vermedi
Protestan ahlakı Weber’in temel fikirlerinden birisidir. Onun araştırmalarındaki temalarından biri modern çağın ruhu arayışıdır. Modern toplumu karakterize eden şey, rasyonel, mantıklı düşünme ve organizasyon biçimidir. Önceki toplumlar din, gelenek gibi inançlar ve düşünce sistemine dayanırlarken, modern toplum mantığa ve akla dayanır. Bu tema
Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu
Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin RuhuMax Weber · Alter Yayıncılık · 20091,226 okunma
"Paranın gücü ve kâr güdüsü, aşık olma özgürlüğünü köleliğe çevirdi."
Kâr Güdüsü
“Neyin toplumun yararına olduğunu, neyin olmadığını belirleyen şey, toplumun yararına olup olmadığı düşünülen nesnenin topluma maliyetidir.”
Sayfa 105 - Cem YayıneviKitabı okudu
Reklam
Materyalist ve duyulara dayalı medeniyetin birinci özelliğine bağlı ve onun tamamlayıcısı olan ikinci karakteristik özelliği ise duyumsal verilerle örtüşmesi nedeniyle gelecek yerine şimdiyi, nihai kazanç yerine derhal kazanmayı tercih etmektir. Derhal kazancın tercih edilmesi, herhangi bir konunun kararlaştırılmasında çok az düşünmeyi gerektirir. Materyalist uygarlığın kendine özgü bir sığlık ve gösteriş sergilemesinin nedeni budur. Toplumsal davranışları ise çıkarcılık, bireycilik, bencillik ve kâr güdüsü şekillendirir.
Sayfa 49 - Mahya Yayınları
Kitaplar sadece ticari mallar değildir. Kar güdüsü çoğu zaman sanatın amaçlarıyla çelişir. Kapitalist düzende yaşamaktayız ve onun gücü kaçınılmaz gibi gözükmekte. Öte yandan kralların ilahi hakları da öyle gözükmekteydi. Ursula K. Le Guin youtu.be/Et9Nf-rsALk
Marx’ın sınıflar arasındaki ilişkilerin uzlaştırılması mümkün olmayan bir çatışma olduğuna, tâbi konumdaki sınıfın zorunlu ve sistematik bir biçimde ‘hakim sınıf’ tarafından sömürüldüğüne olan inancı hayati öneme sahiptir. Marx bunu, ‘artı değer’ fikrine atfen açıklamıştır. Kapitalizmin kar güdüsü, yalnızca işçilere, emeklerinin yarattığı değerden daha az ödemek suretiyle onlardan keseceği artı değerle tatmin edilebilir. Dolayısıyla ekonomik sömürü, kapitalist üretim tarzının aslî özelliklerinden biridir ve tek tek her bir işverenin gaddar yahut cömert olmasından bağımsız olarak gerçekleşmektedir.
10. Baskı - Genişletilmiş 5. Edisyondan Çeviri
Kapitalizm altında hiçbir icat güdüsünün insanın yükünü azaltmak olmadığını gösterdi. İcadın ilk ve son güdüsü kâr güdüsüydü.
Reklam
Kapitalist paradigmada bir ortak kaynak var olduğu zaman bu kaynağın kar güdüsü tarafından çitle çevirip o veya bu şekilde yutulmasına yönelik kaçınılmaz bir risk bulunur.
Sayfa 272 - MetisKitabı okudu
"Sahip olma güdüsü"nün, "kazanç çabası"nın, kar çabasının, olanaklı en fazla miktar parayı kazanma çabasının kendi içinde kapitalizm ile doğrudan hiçbir ilgisi yoktur... Sınırsız kazanma açlığı, hiçbir biçimde, kapitalizm ile aynı şey değildir; ne de onun "ruh"u ile aynıdır. Kapitalizm, olsa olsa bu usdışı güdünün dizginlenmesi, en azından mantıki olarak dengelenmesi ile özdeş olabilir. Kapitalizm kazanç çabası ile özdeştir yine de: Sürekli, mantıki, kapitalist işletmenin peşinde; hep yenilenen kazancın peşinde: "verimlilik" peşindedir. Böyle olmak doğası gereğidir. Bütün bir ekonomik sistemin kapitalist düzeni içinde verimliliğe ulaşma olanağı taşımayan bir işletme batmaya mahkumdur.
Sayfa 8 - Sayfa Yayınları
Şirketler ve kar güdüsü tarafından yönlendirilen değil,insanlığın ihtiyaçları dogrultusunda gelişen demokratik ve eşitlikçi bir gelecek için ütopyalara yeniden dönmemiz gerekiyor
“Kırk küsur yıl sonra, Auschwitz müzesindeki, gaz odalarına ya da Lagere mahkûm edilmiş kadınlardan kesilip, gelişigüzel yerleştirilmiş tonlarca saçın bulunduğu vitrin insanda dehşet ve ürperti uyandırıyor: Zaman onları soldurmuş ve eritmiş, ancak ziyaretçiye suskun suçlamalarını fısıldamayı sürdürüyorlar. Almanların, bu saçları, gidecekleri yere göndermeye vakitleri olmamıştı: Bu alışılmadık mal, onu minder kumaşı yapımında ve başka endüstriyel kumaşların hazırlanmasında kullanan bazı Alman tekstil fabrikaları tarafından satın alınıyordu. Kullananların, bu malzemenin ne olduğunu bilmiyor olmaları pek olası değildir. Satıcıların, yani Lagerdeki SS yetkililerinin de bundan etkin bir yarar sağlamış olmaları pek olası değildir: Hakaret etme güdüsü kâr güdüsünün önüne geçiyordu. Ölü yakma fırınlarından her gün gelen tonlarca insan külünün ne olduğu kolaylıkla anlaşılabilirdi, çünkü çoğunlukla kül yığınının içinde dişler ya da omurga kemikleri bulunuyordu. Bu böyle olmasına karşın, söz konusu kül değişik amaçlarla kullanılmıştır: Bataklık alanları doldurmak için, ahşap yapıların boşluklarında ısı yalıtıcısı olarak, fosfatlı gübre olarak; özellikle, kampın yanında bulunan SS’lerin köyündeki patika yollarda çakıl taşı yerine kullanılmıştır. Hainlikten mi yoksa kökeni açısından bunun çiğnenmesi gereken bir malzeme olmasından mı, bilemiyorum.”
VII. Kent Meydanı ve Yatak Odası
Durumumuzu kavramanın en iyi yolu, birbirinden tamamen farklı görünen, ama benzer sonuçlar doğuran iki politikayı karşılaştırmak. Biri, uyuşturucu kullanımının yasaklanması; bu budalaca yasaklama uyuşturucuların kullanımını engellemek bir yana, daha da artırdı, bu mesleği yirminci yüzyılın en büyük iş alanlarından birine, her tür polis gücüne meydan okuyan, bir sürü ulusun siyasal dengesini tehlikeye sokan çok yaygın ve etkin bir alana dönüştürdü. Öteki politika ise, Eros’u aşağılamış, insan imgelemini yozlaştırmış , duyuları köreltmiş, cinsel özgürlüğü cinsel köleliğin maskesi olarak kullanmış olan cinsel serbestliktir. Yasaklar ve cezalar öneren iğrenç görüşü savunuyor değilim. Yalnızca, paranın gücü ve kâr güdüsü, âşık olma özgürlüğünü köleliğe çevirdi diyorum. Daha birçok alanda olduğu gibi bu alanda da çağdaş toplum, geçmişteki toplumların karşılaşmadığı çelişkiler ve tehlikelerle yüz yüze.
Sayfa 159-60Kitabı okudu
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.