(...) özellikle de gündüzleri kıpır kıpır olan, akşamları da bu nedenle sessizliğin iyice yoğun hissedildiği semtleri severim. (...) doğuya doğru uzayıp giden o hüzünlü sokaklar ve dümdüzıuzanan ıssız rıhtımlar - o uzun akşamlarda yalnızlık kokan bu labirentler, hüzünleriyle içimi ferahlatır. (...) Karanlık bastırana kadar sokaklarda dolaşır, onlara benzeyen bir hayat duygusunu peşim sıra sürüklerim. Gün boyunca, hiçbir anlamı olmayan bir keşmekeşin pençesindedir sokaklar;gece olduğunda ise, yine anlamsız bir ıssızlığın. Gündüz, bir hiçim; gece, kendim olurum. Limandaki sokaklarlaaramızda hiçbir fark yok; gerçi onlar sokak, ben bir insanım, fakat bütün varlıkların aynı özden vücuda geldiğini düşününce, aramızdaki fark belki de üzerinde durulmayacak kadar küçük. İnsanlarla nesnelerin soyut ve bu nedenle ortak bir yazgısı var -sırların cebri içinde anlamsız bir tanım daha! Ama başka bir şey daha var... Bu ağır, bu boş saatlerde, ruhumun derinliğinden zihnime doğru her varlığa vergi bir hüzün, her şeye sinmiş olan ıstırap yükselir vebir de tamamen bana ait olan, ama aynı zamanda da dışarıdan gelen, değiştirmeye gücümün yetmediği bir duygu. Ah, düşlerim kaç kez, elle tutulur şeyler gibi dikilmiştir karşıma; gerçekliğin yerini almak değil, kendilerinin de gerçekliğe ne kadar benzediğini bana anlatmaktır dertleri; çünkü onları da reddetmekteyimdir (...)
Sayfa: 30/31Kitabı okudu
416 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yazarın kalemiyle tanışma kitabım oldu ve kesinlikle çok sevdim. Zamanda yolculuk temalı kurgulara bayılırım ve bu da onlardan biriydi. Tam olarak ne bekliyordum bilmiyorum ama bu kadar eğlenceli olacağını beklemediğim kesindi Aslında baya trajik bir olayla başlıyor kitabımız ama devamında olanlar cidden epey komikti fakat sonlara doğru ise
Öyle Bir Uğradım
Öyle Bir UğradımMaral Atmaca · Ephesus Yayınları · 2023591 okunma
Reklam
Sen aydınlık yüzünle gülümserken hangi tanım karşılar ki güzelliğini .. Gülmenin kaç çeşidi olduğunu bilir misin? Ve sendeki gülüşün binlerce umudu yeşertiğini.. Paramparça olmuş bir kalbin yalnızlığa koşarken rastladığı nazli sevgilim... Ne olur mahşere kalacak kavuşmalar bırakma bize..ne olur yazık etme sevgimize A.E
Gazel 606
Bir tükenmez derde saldı âfet-i devrân beni Kays-veş etdi cihânda dillere destân beni İhtiyârsız âteş aldı bu vücûdum dem-be-dem Mahveder cûd-i vücûdum kıldı nâristân beni Ol kemân-ebrû sanem bir seng-dildir n’eyleyim Kan ile yuğurdu bağrım etdi gülistân beni Kâkül-i gülberlerinden bûy-i anber neşrolur Bâde-i la‘l-i lebiyle eyledi mestân beni LUTFİYÂ dârü’l-emân bir dâr-ı Mansûr’dur bize Dağladı yakdı derûnum kıldı dâğıstân beni
96 syf.
8/10 puan verdi
·
15 günde okudu
Fav Konçinalar
İkinci
Haldun Taner
Haldun Taner
kitabım. Devamı da gelecek tabi. Kendine özgü diliyle hala geçeli olan mesajlarını serpiştirmiş öykülerine. Konçinalar öyküsünü çok beğendim, çok güzeldi. Yazarın muhalifliğini anlatırken kullandığı inceliği, hem zekası hem de başarılı dil kullanımı ile harikaydı. Daha normal öyküler de vardı kitapta ama sırf Konçinalar öyküsü ile tanışmak bile benim için büyük bir artı oldu. Bir sürü de yeni kelime öğrendim, yanıma kâr.
Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu
Şişhane'ye Yağmur YağıyorduHaldun Taner · Yapı Kredi Yayınları · 20151,532 okunma
Nevroz;çıkış olmayan yeri sonsuz defa deneyen, öğrenmeyen faredir. Öğrenmemek,nevrozdur. İlk tanım budur. Çıkmaz yolu denemeye devam edip durursun. Öfkelenmişsindir ve kaç kez öfkelendiğin için pişmanlık duymuşsundur. Hala uyaran orda olsun, yine aynı tepkiyi verirsin. Hiçbirşey öğrenmemiş aç gözlülük yapmışsındır. Aç gözlülük hiç kimseye hiç birzaman saadet vermemiştir.
Reklam
935 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.